| Çok da güzel değil. Benim gibi birinin nasıl bir şansı... | Open Subtitles | ليست جميلة جداً أى فرصة سينالها رجل مثلى |
| Ah, iyi. Anneniz sadece güzel değil, aynı zamanda zeki de. | Open Subtitles | إن والدتك ليست جميلة فقط ولكنها ماهرة أيضاً |
| Artık o kadar da güzel değil, değil mi, çocuklar? | Open Subtitles | ليست جميلة بعد الآن أليس كذلك ، أيها الأولاد؟ |
| Clara-san sadece güzel değil... Aynı zamanda çok da iyi. | Open Subtitles | حسنا, كلارا ليست جميلة فقط,إنها لطيفة أيضا, أليس كذلك؟ |
| Şimdi, diğer kızlar güzel değil demeliydi ,diye düşünüyor muyum ? Evet ama sen de mücadele yöntemini seçmelisin.. | Open Subtitles | هـل أعتقد أنه كـان عليه قول أن تلك الفتـاة ليست جميلة ، أجل لكن عليك اختيار معاركك |
| ..."Tahammül edilebilir ama beni cezbedecek kadar güzel değil." | Open Subtitles | هي مقبولة ولكن ليست جميلة بما فيه الكفاية لتفتنني |
| Bu... pek güzel değil ama hallederiz. | Open Subtitles | إنها ليست جميلة جدا لكن نستطيع أن نغلفها |
| Ama bu şekilde yaşamamız hiç güzel değil. | Open Subtitles | لكن الطريقة التي نعيش بها ليست جميلة أبدا |
| Merhaba Tim. O kadar da güzel değil, ve sigara içiyor. | Open Subtitles | مرحبا يا تيمي إنها ليست جميلة جدا و هي تدخن |
| Tabii gerçek hayatta olduğu kadar güzel değil. | Open Subtitles | واضح انها ليست جميلة , كما هي جميلة بالواقع |
| Dünyanın ikinci en büyük bakır yatağına erişimi ertelenecek kadar güzel değil belli ki. | Open Subtitles | الواضح أنها ليست جميلة بما يكفي لتأجيل وصول إلى ثاني أكبر مخزون نحاسي في العالم |
| Dünyanın ikinci en büyük bakır yatağına erişimi ertelenecek kadar güzel değil belli ki. | Open Subtitles | الواضح أنها ليست جميلة بما يكفي لتأجيل وصول إلى ثاني أكبر مخزون نحاسي في العالم |
| güzel değil, ama çok ilginç. | Open Subtitles | ليست جميلة بقدر ما هي مثيرة للإهتمام |
| - Maalesef, evet. - Senin kadar güzel değil. | Open Subtitles | للأسف نعم, ليست جميلة مثلكِ ياعزيزتي |
| O güzel değil, ve saçlarının rengini de bilmiyorum. - Ne, Tomas? | Open Subtitles | والتى ليست جميلة ولا أعلم لون شعرها |
| Senin için yeteri kadar güzel değil mi? | Open Subtitles | إنها ليست جميلة بما فيه الكفاية لك؟ |
| Senin için yeterince güzel değil mi yoksa? | Open Subtitles | لما لا؟ هي ليست جميلة بالشكل الكافي لك؟ |
| - Broadway'den çıkamadı çünkü yeterince güzel değil. | Open Subtitles | إنها لم تترك "برودواي" لأنها ليست جميلة بما فيه الكفاية |
| Çünkü Lydia Martin sadece güzel değil. İnanılmaz akıllı. | Open Subtitles | لأن "ليديا مارتن" ليست جميلة فقط ليست مجرد ذكية بشكل لايصدق |
| Ve şuna bakın, çok güzel değil, ama iş görüyor, yani... | Open Subtitles | أنظرو الى هذه السيارة, أنها ليست جميلة و لكنها تفي بالغرص, لذلك... |