güzelliğin herhangi bir yerde ve herhangi bir zamanda gelişebilme yeteneği var. | TED | الجمال يملك قدرة النمو بأي مكان و بكل مكان و بأي وقت |
Bu fikri sizin aklınıza yerleştirmek istiyorum bir kişi de olsa her şeyde bir güzelliğin olduğunun farkında olan. | TED | لذلك أريد أن أزرع هذه الفكرة في رؤوسكم أنه يتطلب شخصاً واحداً لتكتشف بأن الجمال موجود في كل شيء |
Her kıvrımı, her hattı, her girintiyi görebiliyordu, ...ve kendisini eşsiz yapan güzelliğin parçaları olduğu için bunları seviyordu. | Open Subtitles | سيرى كل منحنى كل خط ، كل فجوة ويعشقهم لأنهم كانوا جزءً من الجمال الذى جعلها فريدة من نوعها |
Zindanda geçen bunca aya rağmen... güzelliğin hiç bozulmamış... | Open Subtitles | بالرغم من كل هذه الشهور فى الزنزانة فلم يتشوه جمالك |
Senin güzelliğin için prensesim Ne düğünler yaparım | Open Subtitles | ومن أجل جمالك يا أميرة أكتب خطابا ورا خطابا |
JC: Tamam, bu çok anlamlı. Güzellik ve güzelliğin ve sanatın önemi ile ilgili çok güçlü bir davan var. | TED | جون كوهين: ذلك منطقي جدًا. سؤال آخر إضافي: أنت تصنع حالة قهرية للجمال وأهمية الجمال والفنون. |
güzelliğin içine girdiğinizde olaslıklar gerçekleşmeye başlar. | TED | عندما تدخل في جمال موجة الاحتمال تنهار في احتمال واحد |
Bunu hissetmiyoruz. güzelliğin limbik sistemde olduğunu düşünüyoruz -- eğer bu modası geçmiş bir fikir değilse. | TED | نحن لا نشعر بالامر . نحن نفكر به يبدو الجمال في الجهاز الحوفي إن لم تكن فكرة عفى عليها الزمن |
Bence bunların en bıktırıcı olanlarından biri, güzelliğin bir simetri olduğunun söylenmesidir. | TED | واعتقد ان اكثر الابحاث مللاً و تكرار هو القول ان الجمال يكمن في التناظر |
O bana gerçek güzelliğin insanın içinden geldiğini ve özsaygının da bununla beraber gelmesi gerektiğini öğretti. | TED | لقد أخبرتني وعلمتني أن الجمال الحقيقي ينبع من الداخل وأن الفاعلية وتقدير الذات يجب أن ينبع من الداخل. |
Ama hayatlarımız daima bir dengeleme çalışması olmaya devam edecek, acının daha az, güzelliğin daha çok olduğu. | TED | لكن حياتنا دائما وابدا ستستمر لتكون فعلا متوازنا الذي يرفض الألم ويقبل الجمال. |
Konuşmak istediğim temel konu şu: temel fizik alanında, güzelliğin doğru teoriyi seçmek için çok başarılı bir kriter olması ile ilgili etkileyici bir deneyimimiz var. | TED | الشئ الرئيسي الذي أرغب بالحديث عنه هو هذا: أن لدينا هذه التجربة المتفردة في مجال الفيزياء الأساسية أن الجمال هو طريقة ناجحة جداً لإختيار النظرية الصحيحة. |
Bu, güzelliğin doğru kuramı seçmek için neden bir başarı kriteri olduğuna açıklama getirecek. | TED | سينحسب ذلك على لماذا الجمال هو طريقة ناجحة للنظرية الصحيحة. |
Belki askıntı oluyorsun. Belki eski güzelliğin kalmadı. | Open Subtitles | ربما أنتِ تتمسكين بهم كثيراً أو ربما بسبب جمالك الذي يتلاشي |
Bu büyü ile güzelliğin sana kudret verecek ve seni koruyacak. | Open Subtitles | هذه التعويذة ستجعل من جمالك قوّتكِ وحمايتكِ. |
"Sevgili Rebecca, güzelliğin bana eski zamanın güzellerini çağrıştırıyor... | Open Subtitles | .عزيزتي ريبيكا جمالك يذكرني بجمال أعمدة النيقية الغابرة |
güzelliğin zamanın ve coğrafik mekânın ötesinde hepimize gerçekten nasıl hitap ettiğine dair büyük bir söylem. | TED | إنه أجل مثال عن كيف يمكن للجمال أن يتحدث لنا جميعا عبر المكان و الزمان |
Ben Kamerun'da büyüleyici güzelliğin ve zengin biyolojik çeşitliliğin ülkesinde büyüdüm. Ama ülke zayıf yönetim, çevresel yıkım ve fakirlikle boğulmuş durumda. | TED | لقد نشأت في الكاميرون، بلد ذو جمال ساحر وتنوع بيولوجي غني، ولكنه يعاني من سوء الحكامة والتدمير البيئي والفقر. |
güzelliğin solsun ki, Tanrı'ya iyi hizmet et. | Open Subtitles | صلّى ليزوى جمالكِ لتخدمى الربّ بشكل أفضل |
güzelliğin geceleri uykusunu çalacak... kes sesini! | Open Subtitles | جمالكَ سَيَسْرق نومه في الليل إسكتي - أسكتي أنت |
güzelliğin mi yoksa zekan mı daha çekici karar veremedim. | Open Subtitles | هذا مبهم للغاية، على عكس جاذبيتك وجمالك وذكائك. |
Çocukluğumdan beri sanattaki gerçekliğin ve güzelliğin yansımalarını ve bilimdeki gerçekliği ve güzelliği gözlemliyorum. | TED | لقد كنت أراقب، منذ نشأتي، تعابير الحقيقة والجمال في الفنون والحقيقة والجمال في العلوم. |
Bugün güzelliğin ve lüksün huzurunu yaşamamı istedi. | Open Subtitles | أرادَني أَنْ يَكُونَ عِنْدي يوم مِنْ الجمالِ والصفاء بشكل فاخر |
Sadece güzelliğin arasında dolanmış ve hayatın anları arasına gizlenmiş olanı görmelisiniz. | Open Subtitles | عليك فقط أن ترى أنه مغطى بالجمال ومخفى بعيداً بين ثوانى حياتك |
Ve benim kalbim... ..asla benim olamayacağını bildiğim bir güzelliğin.. | Open Subtitles | أستطيع معرفة ذلك لأن قلبي أيضاً كان أسيراً لجمال أخاذ |
güzelliğin peşinde oyuncu bir arayış insanın ilk aktivitesiydi. | TED | ذلك يعني أن البحث المرح عن الجمال كان يدعى أول نشاط للإنسان |
Beni, onca güzelliğin içinde niçin onun güzelliği etkilemişti? | Open Subtitles | لماذا من بين كلّ هذا الجمال الممكن, جمالها وحده الذي أدهشني؟ |
güzelliğin gözlerden katiyen saklanamaz. | Open Subtitles | لا يمُكن أن تُخفي جمالُكِ عن عينيّ |