galaksideki bütün askeri diplomatik, ve gizli operasyonların arkasındaki kişiler ve siz onları bir psişik ile aynı odaya soktunuz. | Open Subtitles | الأدمغة التي تقف وراء كل عملية عسكرية و ديبلوماسية و سرية في المجرة و قد وضعتهم في غرفة مع مجنونة |
Bu galaksideki yerli halkların çoğunun olanaklarının ötesinde teknolojiye ve askeri güce sahipsiniz. | Open Subtitles | لديكم التكنولوجيا والقوة العسكرية خارج النطاق أكثر من الشعوب الأصلية في هذه المجرة |
Bana göre, galaksideki en korkunç nesne bir nötron yıldızıdır. | Open Subtitles | من رأيي، أكثر جسيم في المجرة رعبًا هو النجم المغناطيسي |
Başka bir galaksideki başka bir gezegene manyetik pusula mı getirdin? | Open Subtitles | هل أحضرت بوصلة مغناطيسية إلى كوكب آخر فى مجرة أخرى ؟ |
galaksideki en güçlü Goa'uld'lardan oluşur, bu Goa'uld'lar kendi çıkarlarına uyarsa işbirliği yaparlar. | Open Subtitles | مكون من أقوى الجوائولد في المجره يتعاونون عندما يناسبهم |
İçindeki sayborg çekirdeğinde. galaksideki bilinecek her şeyi bilmek istiyor. | Open Subtitles | نواة السايبورغ التي بداخله، تريد معرفة كل شيء في المجرة. |
Herkes, bir galaksideki en dışta bulunan gezegenlerin de böyle hareket etmesini bekliyordu. | Open Subtitles | توقع كل شخص بأن النجوم الأكثر بُعداً عن مركز المجرة ستتصرف بنفسِ الطريقة. |
Eğer cevap evet ise galaksideki tek akıllı medeniyetiz demektir. | Open Subtitles | إن كان الجواب نعم, اننا الحضارة الذكية الوحيدة في المجرة, |
Bu medeniyet kendini kopyalayan uzay araçları programlayarak galaksideki tüm gezegen sistemini ziyaret edebilir. | TED | يمكن لتلك الحضارة برمجة مركبات ذاتية التكرار لزيارة كل نظام كواكب في المجرة. |
galaksideki tek akıllı yaratık biz isek, hayatta kalabileceğimizden emin olmalıyız. | TED | فإذا كنا نحن فقط الكائنات الحية الذكية في هذه المجرة فيجب علينا أن نحافظ على بقاءنا واستمرارنا. |
galaksideki gezegen sayısının yıldızlardan fazla olduğunu düşünüyoruz. | TED | نعتقد أن الكواكب قد تفوق عدد النجوم في المجرة الفضائية. |
galaksideki insan ırkı olarak olayları çözmemizin anahtarı. | TED | إنها بطاقة الدعوة الخاصة بنا كجنس بشرى في المجرة لاكتشاف الاشياء. |
Ama şimdi galaksideki her tür, oraya ulaşıp alan talep edebilmek için çılgınca bir koşuşturma içinde. | TED | لكن الآن، كل الأنواع في المجرة هي في اندفاعة جنونية للوصول إلى هناك أولاً والمطالبة بها لأنفسهم. |
Şimdi, bu uzaylı teknolojisini kullanarak galaksideki herkesin hayatını iyileştirebilirsin. | TED | حان الوقت وضع هذه التكنولوجيا الغريبة للعمل وجعل الحياة أفضل للجميع في المجرة. |
Şuradaki parlak yıldız, bu galaksideki yıldızlardan bir tanesi. | TED | و لكن النجم اللامع هناك في الحقيقة هو أحد نجوم هذه المجرة |
Ve sen Barboo, son bir buçuk senedir falan, galaksideki en en bencil ve mızmız insandın. | Open Subtitles | أنه بسبب إنّها مُتشكية وفضولية، وأنتِ يا باربي لسنة ونصف أو أكثر،كنتِ أكثر فضولية ومُتشكية في المجرة |
galaksideki tüm uyduları yutuyor. | Open Subtitles | إنه يلتهم كلّ الأقمار الصناعية في المجرة |
galaksideki tüm uyduları yutuyor. | Open Subtitles | إنه يلتهم كلّ الأقمار الصناعية في المجرة |
Milyarlarca galaksinin arasında duran dev bir galaksideki küçük bir gezegendik. | Open Subtitles | فنحن مجرد كوكب صغير في مجرة ضخمة من ملايين المجرات الأخرى |
Bütün galaksideki yaşamı, kendi yarattıkları yaşamı yok etmesini umursamıyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يهتمون إذا حطم كل الحياه على المجره الحياه التى صنعوها بأنفسهم |
Eğer seni ikna edemezsem, tüm galaksideki sayısız gezegeni nasıl kendime taraftar edeceğim? | Open Subtitles | أنتى أمى إذا لم أكن قادره على إقناعك كَيْفَ يكون متوقعاً أن أُسيطر على العوالمِ الغير معدودةِ في هذه المجرةِ ؟ |
galaksideki medeniyetlerle ilişki kurmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نسعى لإقامة علاقات مع حضارات في كل أنحاء المجرّة |