Şimdiye dek o kadar çirkin birşey görmediğini garanti ederim. | Open Subtitles | أضمن لك بأنك لم تري شيئاً بهذا القبح من قبل |
Sana aşık olmadığını garanti ederim. Ve asla da olmayacak. | Open Subtitles | حسناً، أنا أضمن لك أنها لا تحبك ولن تحبك أبداً |
Size yumuşak başlı olacaklarını garanti ederim. Bu sorunların üstesinden geldik. | Open Subtitles | أؤكد لكم انهم كانوا ذو حصانة لم نصادف مثل هذه المشاكل |
Sana garanti ederim ki, güzel sanat eserine maksimum özeni gösteriyorum. | Open Subtitles | أؤكد لك أنني أستعمل أقصى درجات العناية في معاينة تحفتك الجميلة |
Ama size garanti ederim, orada yapılan şeyin bilimle çok az ilgisi vardı. | TED | ولكن دعوني أضمن لكم أن ما تعلمتموه في مرحلة الثانوية العامة لا علاقة له بالعلم إلا القليل. |
Size garanti ederim, orada Birleşik Devletler'e ait altın yok. | Open Subtitles | يمكنني أن اضمن لك أنه لا يوجد ذهب أمريكي هناك |
Ve mesele bu olsaydı, sana garanti ederim, kötü olsalardı kimse onları almazdı. | Open Subtitles | وإذا أصبح الوضع كذلك، فأنا اؤكد لك إذا أصبحوا سيئين فلن يشتريهم أحـد |
garanti ederim asla ama asla unutamayacağınız bir anı olacak. | Open Subtitles | أنه كنز , كنزٌ أضمن لك أنك لن تنساه أبداً |
Ama ben geri döndüğümde, sana garanti ederim ki otoritemin kuşkusu olmayacak. | Open Subtitles | بمجرد أن أعود، فأنا أضمن لك لن يكون ثمّة شكٍ فى السلطة |
O biletleri satmadıklarını sana garanti ederim. | Open Subtitles | أضمن لك أنهما لن يبيعا أياً من التذكرتين |
Çok eğleneceğiz ,size garanti ederim., ve burada sizlerin gerçekten tanışmanızı istediğim birisi var. | Open Subtitles | سنستمتع. أضمن لك ذلك وهناك بعض الذين أود أن تتعرف إليهم |
Canınız pahasına yarışsanız iyi olur. Size garanti ederim beyler... | Open Subtitles | لذلك تسابقوا و كأن حياتكم رهن السباق و أؤكد لكم |
Ve sizi garanti ederim size hak ettiği bütün değerlendirmeleri vereceğim. | Open Subtitles | وأنا أؤكد لكم أنني سوف اعطيكم كل الاهتمام وكل ما يستحقه |
Ama sana garanti ederim Bu tam olarak nedendir Güvendesin | Open Subtitles | ولكن أؤكد لكم أن هذا هو بالضبط لماذا كنت آمنة. |
Ona vereceğimi kabul edeceğini garanti ederim. | Open Subtitles | إذا وافقتم فسأعطى فانوشى 50 دولاراً عن كل منكم و أضمن لكم أنه سيقبل ذلك |
Belki siz değil ama ben kurtulacağım Size bunu garanti ederim. | Open Subtitles | ربما انت لن تخرج لكنني سأخرج أنا اضمن لك ذلك |
Size garanti ederim ki Peter orada olacak İşinin geleceği buna bağlı | Open Subtitles | اؤكد لك ان بيتر سيكون هناك عمله يعتمد على ذلك |
Ona her ne verdiysen, sana garanti ederim onu bulacaklardır. | Open Subtitles | أي كان الشيء الذي وضعت في جسدها، أوكد لك، أنهم سوف يجدونه. |
Kazanacağımızı garanti ederim. Bunu daha önce hiç söylememiştim. | Open Subtitles | سأضمن لك الفوز لم يسبق لي عرض هذا من قبل |
Walter, sana kazanacağımızı garanti edemem ama seni asla satmayacağımı garanti ederim. | Open Subtitles | والتر)، لا يمكنني الجزم بأننا سننتصر) ولكن أستطيع أن أجزم لك بأنني لن أتخلى عنك |
Tezgâhı buraya kurmaya karar verirsen, öğle yemeklerindeki en favori mekânının burası olacağını garanti ederim. | Open Subtitles | إن أسستَ محلاً هنا فأضمن لكَ أن تكون هذه وجهتكَ المفضلة عند الغداء |
Ortadan kaybolursan... Arabanı içinde gömülmüş bir cesetle bulacaklarını garanti ederim. | Open Subtitles | فقط أختفي وأنا سأحرص على أن يجدوا سيارة بداخلها جثة محترقة. |
Sana bir gram bile almayacağını garanti ederim. | Open Subtitles | انا اضمن لك انها لن تزيد اي اونصة هي منضبطة جدا |
O aynanın söylediği hiçbir şeyin doğru olmadığını garanti ederim. | Open Subtitles | أؤكّد لكِ أنّه ما مِنْ شيء قالته تلك المرآة صحيح |
garanti ederim ki, teklifilerini kabulün, onları çıldırtır. | Open Subtitles | أظمن لك لو قبلت عرضه لأصابهما الهلع انت على خطئ |
Güneş enerjisi hakkında tanıdığım herkesten daha fazla bilgisi olduğunu garanti ederim. | TED | ولكنه يعرف عن الطاقة الشمسية أكثر من أي أحد في أي مكان في العالم وأنا أضمن ذلك |
garanti ederim ki, küçükken tanıdığım bir çocuktan geliyor. | Open Subtitles | أضمن لكِ أنها من هذا الشاب الذي عرفته عندما كنت صغيرة. |