gazeteciler bilginin halka aktarılmasının temin edilmesi konusunda çok büyük öneme sahipler. | TED | إن الصحفيين مهمون جداً في التأكد من أن المعلومات تصل إلى العامة. |
Onları, sadece birbirleriyle değil gazeteciler olarak bizimle de ilişki kurmaları için destekledik. | TED | وأردنا مساندتهم في بناء العلاقات، ليس فقط مع بعضهم البعض وإنما معنا نحن الصحفيين. |
Aslında sadece tek bir rehine vardı. Ama sonra gazeteciler de rehine oluverdiler. | Open Subtitles | كان هنالك في الاصل رهينة واحدة فقط، ومن ثمّ أصبح كل الصحفيون رهائناً |
gazeteciler, sokakta toplanıp "kalkan" kanunlarının iyileştirilmesi için gösteri yapıyorlar. | TED | ويتظاهر الصحفيون في الشارع لتحسين قوانين الحماية. |
Bay Başkan,gazeteciler geri gelip gelmeyeceğinizi soruyor. | Open Subtitles | سيدي الرئيس، شباب الصحافة سألوا إن كان بإمكانك أن تعود إليهم للحظة |
gazeteciler kokuyu aldığına göre artık çok dikkatli olman gerekecek. | Open Subtitles | يجب أن تكوني حذرة جدا المراسلون قد اقتفوا الأثر الآن |
gazeteciler ve radyo haberleri için her zaman bir olay mevcuttu. | Open Subtitles | دائماً هناك شىء ترصده كاميرات الأعلام أو تقارير المراسلين |
Ve dünyanın her bir tarafındaki diktatörler için iyi haber karikatüristler, gazeteciler ve aktivistler çenelerini kapadığında gelecek. | TED | و بالنسبة لدكتاتوري العالم، ما يسعدهم سماعه هو أن يصمت الرسامين و الصحفيين و النشطين إلى الأبد. |
Gidişata bakılırsa burnunu sokmak isteyen başka gazeteciler de olacak, hem de bir sürü. | Open Subtitles | الأمر سيبدو كذلك سيتواجد العديد من الصحفيين فى محاولة للتطفل على هذه القصة العديد منهم |
Ve bu kâğıt 15 dakika içinde elimde olsun yoksa gazeteciler 20 dakika içinde burada olurlar. | Open Subtitles | وأريدها في يدي في غضون 15 دقيقة. وإلا سأستدعي كل الصحفيين بالمدينة هنا بعد 20 دقيقة |
General, gazeteciler konuşmak istiyor. | Open Subtitles | أيها الجنرال , الصحفيين يريدون التحدث إليك |
Çoğunuzun düşündüğünün aksine, gazeteciler her zaman değer yargılarıyla karşı karşıya kalıyor; etik ve ahlâki değer yargıları. | TED | على عكس ما يعتقده الكثير من الناس، الصحفيون دائماً يصدرون الأحكام، أحكاماً أخلاقيّة ومعنويّة. |
gazeteciler gücün olduğu yerin diğer tarafında olmalılar. | TED | أساساً، نحن الصحفيون يجب أن نكون معارضين ضد من في السلطة. |
Mösyö Opalsen, bu akşam tiyatroda beni bekleyen gazeteciler vardı. | Open Subtitles | سيد " أوبالسن" في المسرح كان هناك بعض الصحفيون بإنتظاري |
Sana bahsettiğim gazeteciler vardı ya, hatırladın mı? | Open Subtitles | هل تتذكر لما اخبرتك عن هؤلاء الاشخاص الذين يعملون في الصحافة ؟ |
Stadyumdaki gazeteciler arasında dolaşan dedikoduya göre bugünkü tek endişen dördüncü kupanı koyacak yer bulamamanmış. | Open Subtitles | النجم المسيطر في عالم الصحافة هل صحيح أن الشيء الوحيد الذي يقلقك أنه لا يوجد مكان على الرف لجائزة البطولة الرابعة |
Bu taraftan lütfen. Hey! Bütün bu İngiliz ve Amerikalı gazeteciler nasıl oluyor? | Open Subtitles | من هنا كيف حضر كل هؤلاء المراسلون الأنجليز و الأمريكان ؟ |
Aşağıda onun hakkında gerçeği duymayı bekleyen gazeteciler var. | Open Subtitles | هنا فطيع من المراسلين بالأسفل متلهفين لسماع حقيقة الأمر |
İşlerini çok iyi yapan muazzam gazeteciler var. Sadece yeni formlara ihtiyacımız var. | TED | هناك صحفيون كثر يقومون بعمل عظيم -- نحن فقط بحاجة إلى صيغ جديدة. |
Belki yapmamalıydım. Ama tüm iyi gazeteciler gibi Brenda da kaynaklarını koruyordu. | Open Subtitles | ربما لم ينبغي لي فعل ذلك و لكن مثل أي صحفي جيد |
gazeteciler gerçek değil, görüş bildirir. | Open Subtitles | ذلك الصحفي يقول رأيه. لكنها ليست حقائق مسلمة. |
Gördükleriniz cinayet masası ekipleri, dedektifler, gazeteciler. | Open Subtitles | تلك فرقة التحريات الجنائية و فيها المخبرون والصحفيون |
gazeteciler de benimle bu konuyu konuşmak istiyordu. | Open Subtitles | إذاً، هذا ما يريد الصحافيون أن يتكلموا معك بشأنه؟ -الصحافيون؟ |
Bu yüzden Süddeutsche Zeitung, benim Washington, DC'de bulunan Uluslararası Araştırmacı gazeteciler Konsorsiyumu isimli organizasyonuma ulaştı. | TED | لذلك لجأت الصحيفة دوتشيه تسايتونج إلى منظمتي في واشنطن العاصمة. التجمع الدولي للصحفيين الإستقصائيين. |
Biz içeri girer girmez, onu gazeteciler gelmeden çabucak dışarı çıkart. | Open Subtitles | حالما نصبح في الداخل أخرجه من هناك بسرعة قبل وصول الصحافيين |
"Dışarıda bazı gazeteciler olabilir." | Open Subtitles | من الممكن أن يكون هناك مراسلين في الخارج |
Çünkü ben ve diğer gazeteciler şunu ortaya çıkardık ki referandum esnasında birden fazla suç işlendi. | TED | لأن ما اكتشفناه أنا وصحفيين اَخرين أن العديد من الجرائم قد حدثت خلال الاستفتاء. |
Romanımın eleştirmenler ve gazeteciler için kullanılabilir olması gerekir. | Open Subtitles | أنا من الضروري أكون متوفرة للنقاد والصحفيين لروايتي |