Çünkü bunlar uyduların üzerlerinden geçeceği anı kesin olarak biliyorlar. | Open Subtitles | لأن الناس في تلك المخيمات يعرفون على الأرجح بشكل أفضل منا في أي وقت بالضبط سيمر القمر الصناعي فوقهم |
Ancak, bizi esas ilgilendiren kısmı Dünya'nın ne kadar yakınından geçeceği. Bu konudaki tahminler ne yönde? | Open Subtitles | و لكن ما الذي يجعل هذا مُشوق لنا هل مدى قربه عندما سيمر بالأرض |
içinden geçeceği tünelden haberin vardı. | Open Subtitles | إن كل واحد منا سيمر به آجلا أو عاجلا |
Önceleri Dünya'nın yörüngesinin milyonlarca mil dışından geçeceği sanıldı. | Open Subtitles | في البداية، إعتُبر أنه سيعبر ملايين الأميال خارج مدار الأرض |
Ve tüm NATO denizaltı filosunun Çebelitarık Boğazı'ndan geçeceği gün. | Open Subtitles | واليوم الذي سيعبر فيه أسطول (غواصات (الناتو (فيه مضيق (جبل طارق |
Bu da dalgalar karşısında keçi gibi debelenmek yerine süzülerek geçeceği anlamına geliyor. | Open Subtitles | هذا يعني أن القارب لن تدفعه الأمواج كالعنزة، بل سوف يخترقهم. |
Ama içinden ne geçeceği tamamen sana bağlı. | Open Subtitles | ولكن الآن الامر بين يديك ما سيمر به |
Bunun anlamı da teknenin keçi gibi dalgaları görünce kıçının üstüne oturmayacağı bunun yerine tıpkı bir dalgacıkmış gibi üzerinden geçeceği. | Open Subtitles | هذا يعني أن القارب لن تدفعه الأمواج كالعنزة، بل سوف يخترقهم. |