Ve genç şempanzeler uzun süreler büyüklerin ne yaptığını seyrederek geçirir. | TED | و صغار الشمبانزي تقضي وقتا طويلا في مشاهدة ما يفعله كبارها. |
Nasıl bir anne kızının evlilik yıldönümünü kızının eski kocasıyla geçirir? | Open Subtitles | أي نوع من أمهات تقضي ذكرى زواج أبنتها مع زوجها السابق؟ |
Gelip giderler. Ve öğretmenler, iyi öğretmenler çok fazla zamanlarını çocuklara bu deneyimler arasındaki geçişi nası yaptıracağını düşünerek geçirir. | TED | هم ينتقلون من وإليها. والمعلمون، كما تعلمون، المعلمون الجيدون يقضون وقتا طويلا بالتفكير في طرق لنقل الأولاد عبر هذه التجارب. |
O zamanının çoğunu batı yakasında geçirir. | Open Subtitles | إنه يمضي معظم وقته في منطقة الساحل الغربي |
Cerrahın birine bacağınızı kesmenin mahzuru olmadığını söylerseniz, bütün geceyi testeresini bilemekle geçirir. | Open Subtitles | يخبر الجراح أنه لا مشكلة من بتر ساقه و سيقضي الليلة يدهن منشار المعادن |
Hayatını aileni bekleyerek geçirir... ve herşeyi yoluna koymak istersin ama geri gelmezler. | Open Subtitles | تقضين حياتك بانتظار والديك أن يعودا وجعل الأمور على ما يرام لكنهم لا يعودون |
Herkes harika vakit geçirir ve yarın olmayacakmış gibi parti yaparlar, sonra ayrılırlar. | Open Subtitles | الجميع يمرون بوقت رائع، يحتفلون و كأنه لا يوجد غد و بعدها يغادرون |
Boş vakitlerini ailesiyle birlikte Fransa'nın güneyinde, yatta geçirir. | Open Subtitles | إنها تقضي كل وقت فراغها مع عائلتها في يخت جنوب فرنسا |
Sabahları kocasının ayakişlerini yaparak geçirir. | Open Subtitles | تقضي أوقات الصباح في قضاء المشاوير لزوجها |
Bu hayvanların hepsi bütün yaşamlarını mağaranın içinde geçirir. | Open Subtitles | كل هذه الحيوانات تقضي حياتها بأكملها بداخل الكهف. |
- Orada çok vakit geçirir mi? | Open Subtitles | إنها تقضي معظم الوقت هناك في الخارج أجل , طوال اليوم |
Burada çünkü, zavallı, küçük harika çocuk yalnız başına çok fazla zaman geçirir oldu. | Open Subtitles | هي هنا لأن الطفلة العبقرية المسكينة تقضي الكثير من الوقت لوحدها |
Başka insanlar tatile çıkar ve günlerini yatarak geçirir... | Open Subtitles | الناس الآخرين يذهبون فى أجازه يقضون أيامهم يضجعون |
Çoğu polis 20 yılını, silahını ateşlemeden geçirir. | Open Subtitles | معظم رجال الشرطخ يقضون 3 سنوات من دون القتل |
Bu büyük ağaç kurbağaları yaşamlarının çoğunu yüksek taç örtüde geçirir. | Open Subtitles | ضفادعِ الشجرةِ الكبيرةِ هذه يقضون أغلب حياتِهم في اعالي الاشجار |
Farkına vardım ki, genellikle herkes hayatını, gerçekten kastettiği şeyleri söylemeden geçirir. | Open Subtitles | يبدو لي أنه في أغلب الأحيان, يمضي المرء حياته من دون الإفصاح عما يعنيه حقاً. |
O... yılın bir kaç ayını buradaki dağ evinde geçirir. | Open Subtitles | هو يمضي عدة أشهر في السنة في بيته هنا |
- Karısıyla biraz daha fazla zaman geçirir diye düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد اعتقدت بانه سيقضي المزيد من الوقت مع زوجته |
Wilhelmina, hayatının geri kalanını benimle geçirir misin? | Open Subtitles | ويلامينا هل تقضين ماتبقى من حياتك معي؟ |
Ama akut stres dönemleri yaşayan insanlarda meydana gelerek bilinçaltı öfkesi veya kaygı hissi veya suçluluk duygusunu açığa çıkararak önemli miktarda psişik enerjiyi harekete geçirir ve sonra da bunu son derece şiddetli şekillerde yönlendirirler. | Open Subtitles | لكن يبدو أنها تحدث مع أشخاص يمرون بفترات من الكروب الحادة كما لو أن عقل اللاوعي لديهم يثور أو شعورهم بالقلق أو الذنب يظهر نفسه يحشدون كميات كبيرة من الطاقة النفسية ثم يوجهونها بطرق عنيفة للغاية |
Ama bunu yaparsanız, bel soğukluğu geçirir...ve ölürsünüz. Koç Carr. | Open Subtitles | ولكنك لو فعلت ولامست بعضهم البعض ستصاب بالكلاميديا, وستموت. |
Bay Milton, zamanının çoğunu uçarak geçirir. | Open Subtitles | لذا يقضى السيد ميلتن الكثير من وقته فى الجو |
Kalan günlerini anılarını yazarak geçirir artık. | Open Subtitles | و يقضي بقية أيامه يكتب سيرته |