| geçmiş zaman kullanarak yaşamını sürdüren eşleri bir seferde sayabilirim, ama sana şunu söylemeliyim eğer bunların her biri bir şekilde suçlu değilse Allah beni kahretsin. | Open Subtitles | أنا أعول جانب على وقت نجاة الزوجة بإستعمال الزمن الماضي وعلي القول لك بالطبع كل شخص هو مذنب بشيء ما |
| Hastanız hakkında geçmiş zaman kullanarak konuşmanızın bir nedeni var mı, doktor? | Open Subtitles | أثمة سبب بأن تشير باستمرار إلى مريضتك في الزمن الماضي يا دكتور ؟ |
| "Şimdiki zaman ve geçmiş zamanın ikisi de belki gelecek zamandadır ve gelecek zaman da geçmiş zaman kapsamındadır. | Open Subtitles | زمن الحاضر وزمن الماضي, ربّما كلاهما حاضراً في زمن المستقبل. وزمن المستقبل تضمّن في زمن الماضي. |
| Bu yüzden özel bir dilbilgisi kuralına, geçmiş zaman fiil çekiminin üzerinde durduk. | TED | فركزنا اهتمامنا على قاعدة نحوية معينة؛ صيغة الفعل الماضي. |
| "Bakıyordunuz". Bu güzel. geçmiş zaman kullanmanız. | Open Subtitles | -كُنتم" هذا جيد ، أنهُ فعل ماض" . |
| geçmiş zaman. Ve bunun için beni zaten cezalandırdın? | Open Subtitles | -كنت , زمن ماضي , وقمت بمعاقبتي لفعل هذا من قبل |
| Henüz yapmadığım şeyler hakkında geçmiş zaman kipiyle konuşuyorsun. | Open Subtitles | تتكلم عن أمور لم أفعلها بعد بصيغة الماضي |
| - Ben buna güzel geçmiş zaman derdim. - Öyle mi? | Open Subtitles | أنا أريد ان أقول بأنه كان وقت إستغل بشكل جيد جدا هل تعتقدى ؟ |
| geçmiş zaman kullanmalıyım sanırım. | Open Subtitles | أظن أنه علي أن أستخدم الزمن الماضي الآن |
| geçmiş zaman kullanmam kötü bir haber vereceğini sezmeme sebep oldu. | Open Subtitles | عليك إستعمال الزمن الماضي ليعطيني -بعض النذير |
| Hayat dolu kız kardeşimle, benden fazla spor yapıyor ve belki bu odadaki çoğu kişi gibi ölümcül bir hastalık hakkında diderek daha fazla geçmiş zaman kipinde konuşuyor. | TED | مع أختي المُفعمة بالنشاط، التي تمارس التمارين الرياضية أكثر مني، التي - ربما كالعديد منكم - تتحدث بشكل متزايد عن المرض القاتل في الزمن الماضي. |
| Düşünürdüm. geçmiş zaman. | Open Subtitles | كنت كذلك ، في الزمن الماضي |
| - " Sevdim" dedin. geçmiş zaman. | Open Subtitles | -قلت " أحببت " في الزمن الماضي |
| Evet, geçmiş zaman. | Open Subtitles | نعم , الزمن الماضي |
| geçmiş zaman kipiyle konuştun. | Open Subtitles | ولكن هذا في زمن الماضي |
| geçmiş zaman. | Open Subtitles | زمن الماضي |
| Suçlu insanlar genelde geçmiş zaman kullanır. | Open Subtitles | الأشخاص المذنبين يميلون الى استخدام الفعل الماضي |
| Oku kelimesinin, okumak fiilinin geçmiş zaman çekimiyle eşsesli olması fikrine dayalı. | TED | فكرة أن "قرأ" هي الفعل الماضي لـ"يقرأ"، كلاهما يكتبان بالطريقة نفسها. |
| Birisi geçmiş zaman eki kullanmayı unutmuş gözüküyor. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم قد نسي أن يتحدث بصيغة الماضي |
| - Ben buna güzel geçmiş zaman derdim. - Öyle mi? | Open Subtitles | أنا أريد ان أقول بأنه كان وقت إستغل بشكل جيد جدا هل تعتقدى ؟ |
| Hayır, senin için "çalıştım!" Sonundan "...tım" var. geçmiş zaman. | Open Subtitles | لا، لقد كنت أعمل من أجلكِ، فعل ماضي |