| Almanlar bu bölgede yapacakları sert savunmayla müttefikleri geciktirmek istedi. | Open Subtitles | وقد أمل الألمان أن ينجحوا فى تأخير الحلفـاء بالمقاومـة الضاريـه هنـاك |
| Bu yaşam kalitesini arttırmak demek, sadece ölümü geciktirmek çözüm değil. | Open Subtitles | هل تعرف ماذا يعني هذا ؟ ذلك يعني تحسين نوعية الحياة ليس تأخير الموت |
| Hemen ifade verebilirim Sayın Yargıç bundan da memnuniyet duyarım, ama davanın ilerlemesini geciktirmek istemem. | Open Subtitles | دعني أشهد مقسماً الآن سيّدي القاضي سأسعد بذلك , لكنّي لم أرِد تأخير محضر الجلسة |
| Kurbanın incelenmesini geciktirmek, zehrin vücuttan atıImasına neden olabilir. | Open Subtitles | تأجيل فحص الضحية قد يقلص الأدلة في الجثة |
| Sonra 15'inde Cal-o-Metric'in kirası gelene kadar elektrik faturasını geciktirmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | لذلك اضطررت إلى تأجيل شركة الكهرباء حتى نستلم إيجار الكالوميترك في الخامس عشر. أيجب أنْ استمر على ذلك؟ |
| Olayları geciktirmek için tekrar bir sebep bulmuş. | Open Subtitles | لقد وجدت سبباً لتقوم بتأخير الأمور مجدداً |
| İskemik beyin hasarı geciktirmek için aşırı soğuk kullanılarak yapılan bir suni komadır. | Open Subtitles | إنها غيبوبة بإستخدام البرد الشديد ، لتأخير إصابة الدّماغ |
| Hayır kaçınılmazı geciktirmek yerine ben birlikte çalışıp onu durduralı diyorum. | Open Subtitles | لا,أقول إنه بدلاً من تأخير لا مفر منه أرى بأن نعمل سوية لنتخلص منه. |
| Şimdi ve burada söz konusu. Biz başka bir seçenek, bu nedenle var geciktirmek veya uygulama askıya daha Halka arz için. | Open Subtitles | ليس لدينا خير آخر غير تأخير أو تعليق طلبك بشأن العرض العام. |
| Bizi oyalamak ve kurbanın kimliğini tespit etmemizi geciktirmek için. | Open Subtitles | لتضليلنا و تأخير معرفة هوية الضحية |
| Varisi belirlemeyi geciktirmek güvenli değil. | Open Subtitles | ليس من الأمن تأخير تعيين الوريث. |
| Neden Gabriel'in idamını geciktirmek istedin? | Open Subtitles | ماذا تريد تأخير تنفيذ جبرائيل؟ |
| Etna bromit, oksijeni azaltıyordu, ama eksnitin uyarıcı etkisini geciktirmek için, karışıma C2HC ekleniyordu. | Open Subtitles | إيثنا بروميد يدفع الاختناق... ولكن من أجل تأخير العمل المعرج من إكسنيد... تمت إضافة C2HC. |
| Uydu, bir kez belirli gökyüzü koordinatlarına kilitlendiğinde ateşlemeye programlandıysa, o koordinatlara varışını geciktirmek yeterlidir. | Open Subtitles | إذا تمت برمجة القمر الإصطناعي لإطلاق النار بمُجرد أن تُطلق النار على إحداثيات مُعينة فمن ثم نحتاج إلى تأجيل وصوله فحسب |
| - Yapman gereken bir işi geciktirmek. | Open Subtitles | تعني تأجيل أشياء يجب عليك فعله |
| Daha fazla geciktirmek istemem. | Open Subtitles | جيد حسنا لا أريد تأجيل الدراما |
| Korkuyorlar ve bunu geciktirmek istiyorlar, hepsi bu. | Open Subtitles | -هم خائفون ويحاولون فقط تأجيل الأمر |
| Bunu CTU'ya, Saunders'ı bulmalarında zaman kazandırması ve milyonların katledilmesini mümkün olduğunca geciktirmek için yaptım. | Open Subtitles | فعلت ذلك لأعطى وحدة مكافحة الارهاب وقتاً أكثر ليجدوا (ساندرز) ولأعمل على تأجيل قتل الملايين بقدر المستطاع |
| geciktirmek artık mümkün değil. | Open Subtitles | وعندها لن يكون هناك أي تأجيل |
| O zamana kadar bu saldırıyı geciktirmek daha mantıklı değil mi? | Open Subtitles | ألن يكون الأمر أكثر منطقياً إذا قمنا بتأخير الموجة التالية لحين ذلكَ ؟ |
| O yüzden bozulmayı geciktirmek için vücudu soğuk tutuyoruz. | Open Subtitles | لهذا نبقي جسده بارداً لتأخير تحلله. |