Seninle hiçbir akrabalığım yok. Ve bulmaya geldiğim şey çoktan gitmiş. | Open Subtitles | أعني أنا لست على قرابة معك وكل ما جئت به قد ذهب |
Buraya söylemek için geldiğim şey. | Open Subtitles | بهذا المنطق, سوف أقول فقط ما جئت لأقوله |
Söylemek için geldiğim şey bu. | Open Subtitles | ذلك هو ما جئت إلى هنا لقوله |
Söylemek üzere geldiğim şey de bu. | Open Subtitles | هذا ما أتيت لأخبر لوريتا لقد حدثت معجزة |
Her ne kadar metafor yapılmasını çok sevsem de söylemek için geldiğim şey daha dramatik bir benzetime sahip. | Open Subtitles | "بقدر ما أقدِّر استعارة كلمة "صديق ما أتيت لمناقشته يتطلب تناظراً أكثر إثارة نوعا ما |
İşte görmeye geldiğim şey bu! | Open Subtitles | هذا ما أتيت لرؤيته! |
Yapmaya geldiğim şey... bitti. | Open Subtitles | ما جئت للقيام ... هو القيام به. (عملة الخشخشة) |