"gelecekler" - Translation from Turkish to Arabic

    • سيأتون
        
    • يأتون
        
    • سيأتي
        
    • سيعودون
        
    • قادمون
        
    • سيحضرون
        
    • سيصلون
        
    • سيكونون
        
    • سيأتيان
        
    • وسيأتون
        
    • سيأتوا
        
    • سيجيئون
        
    • سياتون
        
    • ياتون
        
    • سيحضران
        
    Arkadaşlarının tele sekreterlerine mesaj bıraktı. Ayrıntıları öğrenmek için gelecekler. Open Subtitles تركت برسائل على أجهزة الرد لأصدقائها سيأتون قريباً ليعلموا بالتفاصيل
    Kız ve benim için gelecekler. Ve sen yerinde duracaksın. Open Subtitles لكنّهم سيأتون لأجلها ومن بعد لأجلي، ثم لم تحرّك ساكناً.
    Hayır, Tanrım, olmaz. Bakmamız gereken hastalarımız var. Yeni gelecekler var. Open Subtitles كلا، كلا يا إلهي، لدينا مرضى لنرعاهم، ولدينا متعاقدون آخرون سيأتون.
    - Eve bakmaya 10:30'da gelecekler. Onlar gelmeden önce... - Söz. Open Subtitles سوف يأتون ليرو المنزل الساعه 10.30 تأكدى أن تتركيه تحت الحصيره
    Yarın İç İşleri'nden gelecekler ve bu olayın sonlandığını öğrenmeleri gerek. Open Subtitles سيأتي مسؤولو الشؤون الداخليّة غداً، وعليهم أن يعرفوا بأنّ المشكلة انتهت
    Allen, daha fazla uçakla gelecekler! Çapraz ateş altında kalacağız! Open Subtitles سيعودون مع طائرات أخرى قبل أن نستطيع العبور من النار
    Buraya gelecekler ve ömrümüzün sonuna kadar bir daha hiç hisse senedi alım satımı yapmamamızı garantileyecekler. Open Subtitles إنهم قادمون هنا و تأكد من إننا لن نستطيع أن نعقد صفقات بعد الأن فى أى مخزن لبقية حياتنا
    İptal etmediğin sürece yarın kızlar dekore işine yardıma gelecekler. Open Subtitles الفتيات سيأتون غداً ليساعدوا بالديكور إلا إذا كنتي تريدين الإلغاء
    "Ben de çağırabilirim, herkes çağırabilir ama çağırdığında sana gelecekler mi?" Open Subtitles لو كان بوسعي ذلك فبوسع الآخرون ولكن هل سيأتون عندما تدعوهم؟
    "Ben de çağırabilirim, herkes çağırabilir ama çağırdığında sana gelecekler mi?" Open Subtitles لو كان بوسعي ذلك فبوسع الآخرون ولكن هل سيأتون عندم تستدعيهم؟
    Onlara gizlilik, mahremiyet teklif etmek zorundasınız Onlara yardım ederken muhteşem olmalısınız ve sonra onlar gelecek ve birken bin olup gelecekler TED عليك أن تقدم لهم الثقة والخصوصية عليك أن تساعدهم بشكل مبهر، وعندها فقط سيأتون إليك. أفواج كثيرة ستأتي إليك.
    - Al ve Marge yemeğe gelecekler. - Gel babacığım, çatıyı yapmama yardım et. Open Subtitles آل و مارج سيأتون على العشاء هيا يا ابى, ساعدنى فى بناء السقف
    Yakında savaş olacak, unutamadığın savaş. Önce buraya gelecekler. Open Subtitles . قريباً سنخوض معركة لن تنسى سيأتون إلى هنا أولاً
    Polisler seni görüp görmediğimizi sormak için gelecekler ve ...biz o sırada yerleri fırçalıyor olacağız. o sırada siz yolda olacaksınız. Open Subtitles سيأتون ويسألوننا إن كنا رأيناك، وعلينا مسح كل هذا وأنت تقف في طريقنا
    10 yıl içinde, kanserin tedavisini bulduğun zaman sana bir onursal ile gelecekler. Open Subtitles حسنا , خلال 10 سنوات عندما تعالج السرطان سوف يأتون لك بمنصب فخرى
    Çünkü gördükleri zaman buraya gelecekler. Open Subtitles عندما يرون ذلك، سوف يأتون هنا الآلاف منهم
    Geriye kim kalırsa kalsın, hemen ardından senin için gelecekler. Open Subtitles أيًا كان من بقي على قيد الحياة، سيأتي خلفكِ تاليًا
    Kumadamlar kolayca korkutulabilir ama kısa süre sonra daha kalabalık gelecekler. Open Subtitles الناس بدأوا بسهولة لكنهم سيعودون قريبا وفى اعداد كبيرة
    10'da gelecekler, o yüzden eşyalarını misafir odasından alır mısın? Open Subtitles إنهم قادمون بالعاشرة هلا نقلت أشياءك من غرفة الضيوف؟
    Annem önemli bir parti veriyor bütün önemli müşterileri gelecekler dedim. Open Subtitles أمى لديها حفل هام جداً كلّ العملاء المهمين سيحضرون
    - Bu iyi haber. - 4 gün içinde gelecekler. Open Subtitles هذه أخبار جيده - سيصلون فى غضون أربعة أيام -
    Albay ve Bayan Campbell yazın ortasında şehre gelecekler. Open Subtitles الكولونيل والسيدة كامبل سيكونون هنا في منتصف الصيف
    Yemekten sonra gelecekler. Selam vermek için bir dakikan var mı? Open Subtitles سيأتيان بعد الغذاء ألديك دقيقة لتحييهما؟
    Endişelenmeyin. Ailelerinizi aradık ve birazdan sizi almaya gelecekler! Open Subtitles لا تقلقوا ، لقد اتصلنا بآبائكم وسيأتون لأخذكم بوقت قصير
    Luke ve arkadaşları yarın senin anma günün için gelecekler. Open Subtitles ليس بعد لوك , و الشباب سيأتوا غدا من اجل نصبك التذكاري
    Birini aramaya gelirlerse beni aramaya gelecekler. Open Subtitles إذا يجيئون من أجل أي شخص، هم سيجيئون من أجلني.
    Onlar ya barış için gelecekler ya da hiç gelmeyecekler. Open Subtitles انا اعرفهم انهم سياتون في سلام او لن ياتون ابدا
    Annemler bu gece eve erken gelecekler. Open Subtitles والدى سيحضران إلى المنزل باكراً الليلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more