"getirmedi" - Translation from Turkish to Arabic

    • يجلب
        
    • يحضر
        
    • تجلب
        
    • يُحضِرها
        
    • يختلقوا الأمر
        
    • يحضرني
        
    • يرجعها
        
    • مجرد السماح لها الجلوس
        
    • لم يحضرك
        
    Neyse Loki, Odin ve grubuna utançtan başka bir şey getirmedi. Open Subtitles على أي حال لوكي لم يجلب لأودين وجنسه سوى العار
    Neyse Loki, Odin ve grubuna utançtan başka bir şey getirmedi. Open Subtitles على أي حال لوكي لم يجلب لأودين وجنسه سوى العار
    Almanlar ağır zırhlıları neden getirmedi anlamıyorum. Open Subtitles لا أستطيع ان افهم لماذا لم يحضر الألمان مدرعاتهم إلى المعركة
    Hesabı getirmedi. Open Subtitles وقد كنا بحاجة إلى شىء آخر ولم يحضر لنا فاتورتنا التى أردناها
    Bu sahip olduğum lanet bana acı ve işkenceden başka bir şey getirmedi. Open Subtitles هذه اللعنة التي أحملها التي لم تجلب لي شيئًا غير الألم و المعاناة
    - Beni hiçbir yere getirmedi. - Tabi ki getirecek. Open Subtitles الا أنها لم تجلب لى أى تغيير - بالتأكيد جلبت.
    Bu kitap aileme acı ve sefaletten başka bir şey getirmedi. Open Subtitles هذا الكتاب لم يجلب سوى الحزن و البؤس لعائلتي
    Doktorun başına gelen kazanın bir gün sonrası da bu gizeme herhangi bir çözüm getirmedi. Open Subtitles اليوم الذي تلى حادثة الطبيب لم يجلب معه جواباً للغز
    Arayıcı döndüğünden beri bana acı ve üzüntüden başka bir şey getirmedi. Open Subtitles عندما يرجع الباحث، فهو لن يجلب ليّ سوى اليأس والتعاسة.
    Babam niye tozu eve getirmedi? Open Subtitles ـ إذا لما لم يجلب أبى البودرة معه إلى المنزل؟
    Baba, bize yıkımdan başka bir şey getirmedi. Open Subtitles ..أبي إنه لم يجلب علينا شيئاً سوى الخراب
    27 kişi, kimse fotoğraf makinesi getirmedi mi? Open Subtitles انتم 27 شخص ولا احد فكر في ان يحضر كاميرا
    Bana hediye getirmedi hiç. Bu yüzden uyuşturucu sattım. Open Subtitles سانتا كلوز لم يحضر لي الهدايا أبداً لذلك أتاجر بالمخدرات
    Bu sefer sandviç getirmedi. Bu odayı tuttuk. Open Subtitles هذه المرة لم يحضر شطائر و دخلنا لهذه الغرفة
    Elbette takas için bir şey getirmedi. Open Subtitles بالطبع هو لم يحضر أي شيء للتنزه
    Karın sana giyecek getirmedi mi? Open Subtitles ألم يكن ممكنا لزوجتك أن تجلب لك سويتر أو إثنين؟
    İçeriye hiç çamur getirmedi. Sadece göbeğinin kaşınmasını istiyor. Open Subtitles لم تجلب معها أي طين فقط أرادت بعض المداعبة لبطنها
    Siber intikamcılık bana beladan başka bir şey getirmedi. Open Subtitles الهجمات الإلكترونية لم تجلب لي سوى المتاعب
    Onu getirmedi. Open Subtitles لم يُحضِرها.
    Bomba çalındı, Leito. Hükümet getirmedi. Open Subtitles لكن القنبلة سُرقت يا ليتو، لم يختلقوا الأمر
    Ve senin krallığın beni buraya verecekleri üç kuruş parayı tartışmak için getirmedi. Open Subtitles و أعتقد أن سعادتك لم يحضرني لهنا ليناقش معي ثمن الحبوب
    Leroy seneler boyunca bir şeyler ödünç aldı ama hiç getirmedi. Open Subtitles إسمع " ليروي " إستلف بعض الأغراض عبر السنوات ولم يرجعها
    Eric'in babası anlaşmayı hazırlattıktan sonra devamını getirmedi. Open Subtitles أبي اريك لو كل ضعت ثم مجرد السماح لها الجلوس على طاولته.
    Seni buraya Tanrı getirmedi, Eko. Kendi hırsın getirdi. Open Subtitles لم يحضرك الله هنا يا إيكو بل طمعك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more