"getirmişti" - Translation from Turkish to Arabic

    • جلب
        
    • جلبت
        
    • أحضرني
        
    • أحضرها
        
    • أحضرتني
        
    • احضرت
        
    • جلبه
        
    • جَلبَ
        
    • لقد أحضر
        
    • قد أحضر
        
    • لقد احضر
        
    • أحضر معه
        
    • جلبني
        
    • جَلبَه
        
    O zamanlarda babam eve kocaman bir makine getirmişti, TED في تلك الأيام، جلب والدي ماكينة ضخمة، جهاز كومبيوتر
    Ölüm bu şişeyi vaftiz oğlu için getirmişti, onu başarılı bir doktor yapacağının sözünü veriyordu. TED جلب الموت هذه القارورة من أجل ابنه بالمعمودية، واعدًا إياه بجعله طبيبًا ناجحًا.
    Bir gün o okullardan gün boyu dolaşıp Bogota'ya gelen 3 tane çocukla karşılaştım ve birisi annesini beraber getirmişti. TED وعليه إلتقيت مع ثلاثة أطفال من المدارس، الذين ينتقلوا طوال اليوم ليصلوا الى بوجوتا، أحدى الاطفال الثلاث جلبت والدتها.
    Babam beni buraya ilk ünite ortaya çıktığında getirmişti. 23 yıl önce. Open Subtitles أحضرني والدي إلى هُنا في .يوم الأول لخروج الوحدات قبل 23 عام.
    Florida'dan gelirken bana getirmişti. Ondan kalan tek hatıra bu. Open Subtitles أحضرها لى معه من فلوريدا وهى كل مالى الأن لآتذكره بها
    Çok zayıflamıştı. O otobüs durağında ben de vardım, değil mi? Beni de yanında getirmişti, değil mi? Open Subtitles كنت معها عندما أخذتها من محطة الباص، صحيح؟ لقد أحضرتني معها ، صحيح؟ لا ، لقد حضرت لوحدها، عزيزتي
    Uygun kimlikleri getirmişti, doğru rotayı çıkarmıştı ve acil durumlar için para getirmişti. Open Subtitles احضرت هوية لائقة حددت الطريق الصحيح و احضرت مال للطوارىء
    Biri sana kendi eliyle yaptığı çorbayı getirmişti. Open Subtitles وشخص ما جلب لك شوربة الدجاج التي فعلتها بنفسها
    Yeni bir yol dış dünyayı Spectre'a getirmişti bankalar, ipotekler ve borçlarla birlikte. Open Subtitles طريق جديد جلب العالم الخارجي إلى سبكتر ومعه، مصارف و ديون وحجز على المدين
    Bu raketi de Meadowbank Okuluna getirmişti. Open Subtitles و كانت هي من جلب مضرب التنس إلــى مدرسة ً ميدووبــنك ً
    Mavericks'e beş katlı bina boyunda dalgalar getirmişti. Open Subtitles جلب أمواجاً إلى الموجة الكبرى بحجم خمس بنايات مجتمعة
    Onu geçen noelde gördük. Bize güzel hediyeler getirmişti. Open Subtitles لقد رأيناها فى عيد الميلاد الماضى , لقد جلبت لنا بعض الهدايا الجميلة
    Savaşın bitimi, Ruslara anlık bir mutluluk getirmişti. Open Subtitles بالنسبة للروس جلبت عليهم نهاية الحرب حالة من البهجة العارمة
    - Bilmiyorum. Bunun aptalca bir fikir olduğunu düşünüyor gibiydi. - Ayrıca bana Tuzlu Su Şekerlemesi getirmişti. Open Subtitles لا أعلم، بدا أنها تعتقد أنها فكرة جنونية كما أنها جلبت لي الحلوى
    Biliyorum, küçükken babam getirmişti beni buraya. Binaya benim adımın verildiğini söylemişti. Open Subtitles أعلم، أحضرني أبي لهنا في صغري، وقال إن المبنى سُمي تيمنًا بي.
    Karma beni buraya Stuart'ın kariyerine yardım etmek için getirmişti. Open Subtitles أنّ القدر أحضرني الى هنا لمساعدة حياة ستيوارت المهنية
    Onu tanıştırmak için bir kere buraya getirmişti. Open Subtitles أحضرها هنا في وقتٍ ما لأتتفاخر بها
    Eşini, annesi öldükten hemen sonra getirmişti eve. Open Subtitles لقد أحضرها للمنزل بعد أن توفيت
    - Evet düşündüm çünkü beni bu dünyaya o getirmişti ve benimle kalacağını düşündüm. Bir çocuk.. Open Subtitles لأنها أحضرتني إلى العالم كانت ستبقى معي، وأنا طفل
    Bu onun hatası değil. Bir resim getirmişti! Open Subtitles ليس خطئها بالتاكيد لانها احضرت صورة لما تريد
    Benden önceki haham Meisel Moravia'dan göç ederken başka eserlerle birlikte getirmişti bunu. Open Subtitles الحاخام الذي كان قبلي" مايسل"، جلبه معه مع العديد من الأغراض عندما هاجر من "مورافيا".
    En yakın arkadaşın iyi para getirmişti. Open Subtitles صديقكَ الأفضل جَلبَ a سعر جيد.
    O paketi bana yıllar önce getirmişti. Open Subtitles لقد أحضر لى هذه اللفافه منذ سنين
    Birkaç şişe içki getirmişti ve içkiler için iki katı para alıyordu. Open Subtitles هو قد أحضر زوجاً من زجاجات الخمر و كان يحاسب على ضعف الثمن مقابل الشرب
    SG-3 geçen yıl biraz element getirmişti. Open Subtitles لقد احضر مجموعة ستارجيت 3 قليلا من هذه المادة العام الماضى.
    Bu yılda, moralini iyi tutmak için güzel bir kanarya getirmişti. Open Subtitles في هذ العام أحضر معه عصفور كناري جميل ليساعد على رفع روحه المعنوية
    Bir şifacı olarak saygısını ve en azından bir parça güvenini kazandığım için beni bu geziye getirmişti. Open Subtitles لقد جلبني في هذه الرحلة لأنني كسبت احترامه كمعالجة وعلى الأقل قدر من بعض الاحترام
    Şu elinde boğma ipi olan adam... sanırım DeWitt onu destek için getirmişti. Open Subtitles الرجل بحبلِ الإختناقَ، أَفترضُ ديويت جَلبَه للعضلةِ :

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more