"girmiş" - Translation from Turkish to Arabic

    • دخلت
        
    • اقتحم
        
    • إقتحم
        
    • يدخل
        
    • دخل إلى
        
    • دخول
        
    • أقتحم
        
    • ودخل
        
    • دخلوا
        
    • اخترق
        
    • اخترقت
        
    • دَخلَ
        
    • دخلنا
        
    • اقتحمت
        
    • دخل الى
        
    Bu kapıdan içeri girdiğin anda, belalar dünyasına girmiş oluyorsun. Open Subtitles إن دخلت من هذا الباب فستدخل إلى عالم ملىء بالمتاعب
    Buradan girmiş, kürekkemiğini parçalamış ve bir parçası çıkmış ve arkasındaki tahtaya saplanmış. Open Subtitles حسناً، لقد دخلت من هنا، و حطمت عظم الكتف، ثم جزء منها خرج
    Bu aşağılık pisliklerden biri odama girmiş ve çıngıraklı yılanımı çalmış. Open Subtitles أحد هؤلاء الحمقى اقتحم غرفتي و سرق الأفعى المجلجلة خاصتي
    Bir adam girmiş ve orada beklemiş. Daha kaç kere söyleyeceğim? Open Subtitles رجل إقتحم المكان وإنتظر هنا كم مرة يجب أن أكرر ذلك؟
    Eğer o kapıdan girmediyse, nereden girmiş olabilir? Open Subtitles ، وإذا كان لم يدخل عبر النافذة فكيف دخل ؟
    İçeri 6 kutu tahıl almak isteyen bir adam girmiş. Open Subtitles رجل دخل إلى السوق أراد شراء 6 علب من الحبوب.
    Artık çalışanımız olmayan bir bayanın araması üzerine polis evimize yasadışı olarak girmiş. Open Subtitles الشرطة دخلت المنزل بشكل غير قانوني واتصلت بهم تلك السيدة التي تم تسريحها
    İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra hükümet okul yemekleri işine girmiş. Open Subtitles الحكومة دخلت في مجال غداء المدرسة بعد الحرب العالمية الثانية
    Ama üzülmüş veya şoka girmiş gibi bir hâlleri de yoktu ve dönüp binaya girdim dosdoğru odaya gittim ve ağladım. TED لم يبدُ عليهم أنهم كانوا مستائين أو في حالة صدمة، وهكذا دخلت إلى المبنى، مباشرة إلى ورشة العمل، وبكيت.
    Kurşun sol tarafından girmiş ve Broca bölgesine, beyninin konuşma merkezine, zarar vermiş. TED هذه دخلت في الجزء الايسر من جمجمتها واصابت منطقة بروكا، مركز الكلام في الدماغ
    Bayan Paisley, Rinditch'in dairesine girmiş ve söylediğin her şeyi yapmış olsaydın, parmak izlerin her tafarta olurdu. Open Subtitles انسة بيسلى, لو كنت دخلت شقة رينديتش وفعلت كل شئ ذكرتيه لنا لكانت بصماتك ستملأ ارجاء المكان
    Geçen hafta biri evine zorla girmiş. Evini soymuşlar. Open Subtitles شخص اقتحم منزلها الأسبوع الماضي، وسرقوها
    Biri içeri girmiş, hemen kapını kilitle... - İçeride kal, kapını kilitle hemen. Open Subtitles اقتحم أحدهم منزلي، أقفلي بابكِ وابقي في الداخل ولكن أقفلي بابكِ
    Evine hırsız girmiş... Open Subtitles على ما يبدو ، من ما أنا يمكن أن أفهمه إقتحم لص بيتك
    Hayret bir şey! İçeri girmiş işte. Sadece kapıyı kullanmamış. Open Subtitles غير صحيح إنه بالداخل لكنه لم يدخل من الباب
    İçeri 6 kutu tahıl almak isteyen bir adam girmiş. Open Subtitles رجل دخل إلى السوق أراد شراء 6 علب من الحبوب.
    Ama temelde söylediği şu: Bir farenin beynine girmiş olan retrovirüsleri (ç.n. kendi RNA'sını DNA'ya çevirip konak hücrenin DNA'sına eklemleyerek çoğalan virüs) alabilirsiniz; TED ولكن خلاصة ما قاله هو أنه يمكنك أن تأخذ فيروسات قهقرية، والتي تستطيع دخول خلايا دماغ الفئران.
    İçeri zorla biri girmiş gibi bir hava yaratmaya çalışıyor. Open Subtitles هو يحاول أن يجعل الأمر كأن هناك شخصاً أقتحم المكان
    İçkiliymiş, birinin otel odasına girmiş. Open Subtitles . لقد كان ثملاً , ودخل إلى غرفة شخص آخر فى الفندق
    Yani, görünüşe göre o ve tüm ailesi hayatları boyunca hapishane ya da karakola girmiş ve çıkmış kişiler. Open Subtitles أعني , يبدو لي أنها هي وعائلتها بأكملها دخلوا وخرجوا من المعتقلات والسجون ومراكز الشرطة خلال فترة حياتها الطويلة
    Vericilerin listesini alan ki si, BOPRA bilgisayarlarına girmiş olmalı. Open Subtitles الشخص الذي حصل على قائمة المتبرعين اخترق كمبيوتر خدمة المجتمع
    İğne kürek kemiğinin altından saplanmış. Omuriliği besleyen damarlara girmiş. Open Subtitles الضحية، الإبرة دخلت تحت العظم اخترقت العمود الفقري والشبكة
    Bombacı, hizmetçi odasındaki kilitli pencereden girmiş. Open Subtitles دَخلَ مفجّرُ القنبلة منه نافذة مَفْتُوحة في غرفةِ الجاريةَ
    Alacakaranlık Kuşağı'na resmen girmiş olduk. Open Subtitles حسناً .. يبدوا أننا دخلنا مرحلة الإنحطاط الرسمي
    Eve zorla girmiş. Burada onun için bekliyormuş. Open Subtitles هذه المرأة اقتحمت المكان, وكانت بانتظاره.
    Wally'e sor, Witwer tekrar tapınağa girmiş mi. Open Subtitles لامار، استمع لي، استمع، تكلّم مع والي اسأله ان كان ويتوير قد دخل الى المعبد ثانية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more