Birlikte okula gittiğiniz kişiler eski adresiniz ya da sıvıları nasıl içeceğinizi. | Open Subtitles | مثل أناس ذهبتم للمدرسة معهم أو عناوين سابقة أو طريقة شرب السوائل |
Hep beraber seyahate gittiğiniz doğru mu ? | Open Subtitles | هل حقاً ذهبتم جميعاً للنزهه في مكان ما ؟ |
Arkadaşın, yani beraberce geneleve gittiğiniz şu arkadaşın. | Open Subtitles | صديقك، تعني أنكما ذهبتما معا إلى المواخير |
Şimdi, sen de bir yere gittiğine göre, belki de birlikte bir yere gittiğiniz varsayımı oldukça mantığa uygun görünüyor. | Open Subtitles | في لحظة ذهابك لمكان ما، والإفتراض المنطقي هو بأنكما ذهبتما سوية أفترض منك بأن تخبرني إلى أين |
Benimle aynı yöne gittiğiniz için çok şanslıyım. | Open Subtitles | انا فعلا محظوظ لانكم تذهبون الي حيث انا ذاهب |
İş sıkıntılarınızı şehirde bırakmak yerine gittiğiniz her yere götürüyorsunuz ve bildiğiniz gibi | Open Subtitles | أنتِ تحمل إهتمامات العمل إلى أي مكان تذهبين إليه بدلا من تركها في المدينة و هناك إبتذال في ذلك. |
Neden daha önce gittiğiniz bir yere gitmiyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا لا تذهبون الى مكان ذهبتم اليه من قبل |
Ailenizle birlikte yaşadığım süre zarfı içinde öğrendiğim ilk şey gittiğiniz yerde tehditler ve katliamlar havada uçuşuyor. | Open Subtitles | أوّل شيء تعلّمته من العيش مع أسرتك، هو أنّه أنّى ذهبتم تتبعكم التهديدات وإراقة الدماء بعد حلولكم بقليل. |
gittiğiniz o mağaza bir yılda yüzlerce balık satıyor... | Open Subtitles | هذا المتجر الذي ذهبتم إليه يبيع مئات الأسماك في العام |
Birlikte gittiğiniz seçmelere aitmiş. | Open Subtitles | تصوير تجربة الأداء التي ذهبتما اليها سويا عندما كنا صغارا |
gittiğiniz yerlerdeki insanlar onu tanıyor muydu? | Open Subtitles | هل كان الناس يعرفونه في المكان الذي ذهبتما اليه؟ |
Amerika'ya gittiğiniz için pek mutlu görünmüyorsunuz. Amerika yüzünden değil. | Open Subtitles | لا يبدو أنك سعيداً بفكرة ذهابك إلى إميركا |
Amerika'ya gittiğiniz için pek mutlu görünmüyorsunuz | Open Subtitles | ألا يبدو أنك سعيداً بفكرة ذهابك إلى إميركا |
Her gittiğiniz yerde dikkatleri üzerinizde toplamayı başarıyorsunuz | Open Subtitles | انتم ايها الرجال تبدون ذوي جاذبية اينما تذهبون |
Kamera gittiğiniz her yere geliyor. Amerika'dayken kabul etmiştiniz bunu. | Open Subtitles | تنتقل الكاميرا إلى كل مكان تذهبين إليه أنت وافقت على ذلك في الولايات المتحدة |
İleride senin kadar para kazanamazsa veya gittiğiniz ortamlarda herkesi güldüremezse moralinin bozulmasına izin verme. | Open Subtitles | ولا تجعليه يشعر بالأستياء ان لم يكن يربح أموالاً كمثلكِ أم أنه ليس الشخص في حفلات العشاء |
Çünkü gittiğiniz yerde paraya ihtiyacınız olmayacak. | Open Subtitles | لأنّ المكان الذي ستقصدينه لن تحتاجي المال فيه |
gittiğiniz her partide, gittiğiniz her yerde, ...o albümü en az bir defa dinlemek isterdiniz. | Open Subtitles | وفي كل حفلة ، وكل مكان .. تذهب اليه . ستستمع لألبومه على الأقل مرة |