| Yani... yeniden tacımı giyeceğim, ve kutsal kase üzerine, ve büyük gümüş haç üzerine yemin ederim ki geri döneceğim. | Open Subtitles | فإذن، سأرتدي التاج مجددًا، والغفارة الذهبية، والصليب الفضي العظيم |
| Güzel bir Kevlar yelek giyeceğim. | Open Subtitles | سأرتدي الواقي العصري المصنوع من الكيفلار. |
| Onun yerine giyeceğim hakkında endişeliydim. | TED | بدلًا من ذلك، كنت قلقة بشأن ما سأرتديه. |
| Bu gece bize misafir gelecek. Temiz kıyafet giyeceğim. | Open Subtitles | إنني أرتدي أفضل ملابسي فلدينا ضيوف الليلة |
| Ama şimdi önceden yaptığım gibi yeniden kıyafetlerimi giyeceğim. | Open Subtitles | لكن الآن، سألبس زيّ رسمي جديد مثلما فعلت، مرة أخرى |
| Önce bu çaputlardan kurtulup düzgün kıyafetler giyeceğim, böylece moda evleri bana saygı gösterecek. | Open Subtitles | و ألبس شيئا لائقا لكي تحترمني صوالين الموضة |
| Güzel bir Kevlar yelek giyeceğim. | Open Subtitles | سأرتدي الواقي العصري المصنوع من الكيفلار. |
| Tamam. O gün streç pantolonumu giyeceğim. | Open Subtitles | حسناً سأرتدي بنطالي الواسع للوجبة القادمة |
| Şu andan itabaren sen ne alırsan onu giyeceğim. | Open Subtitles | أنا سأرتدي فقط ما تختارينه لي من الآن فصاعدا |
| İçinde nefes alamadığım bir elbise giyeceğim ve Lilly yanında birini getirecek. | Open Subtitles | سأرتدي ذلك الثوب البراق الذي يخنق أنفاسي |
| İçinde nefes alamadığım bir elbise giyeceğim ve Lilly yanında birini getirecek. | Open Subtitles | سأرتدي ذلك الثوب البراق الذي يخنق أنفاسي |
| TV şovunda ne giyeceğim hakkında fikrim yok, ama nasıl suya dalmak gerektiğini sana öğretmek için her şeyi durdurdum. | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي سأرتديه للبرنامج. لقد تركتُ جميع مشاغلي لكي أعلّمك الغوص، |
| İnsanlar bana sormayı bırakana kadar her gün giyeceğim. | Open Subtitles | أنني سأرتديه كل يوم حتى يتوقف الناس عن سؤالي |
| Bugün bu elbiseyi giyeceğim ve bu elbise, tıpkı bu ev gibi beni koruyacak. | Open Subtitles | هذا هو الثوب الذي سأرتديه في الظهيره وسوف يحميني مثل مايحميني هذا المنزل |
| - Günaydın, bir tek üstümü giyeceğim. | Open Subtitles | أنا جاهزة تقريبًا. لم يتبقّى سوى أن أرتدي الفستان. |
| Ama bu giyeceğim anlamına gelmez. Her beğendiğim şeyi giymem. | Open Subtitles | ليس لانني أحببتها، يعني ذلك أنّه عليّ ارتدائها أنا لا أرتدي كلّ ما أحبه. |
| Ama pelerini de giyeceğim ve mihrapta rüzgar makinası olacak, ben de böyle "KABUL EDİYORUM" diyeceğim. | Open Subtitles | وأيضاً سألبس قبعة في الكنيسة .. وسأكون هكذا أقبل |
| Eğer hoslanıyorsan erkek tangası giyeceğim. | Open Subtitles | سوف ألبس المايوهات النسائية أسفل ملابسي لو أردت. |
| Sanırım tişörtümü geri giyeceğim ki biraz daha konuşabilelim. | Open Subtitles | حسنٌ سأعاود ارتداء قميصي حتى نتمكن من التحدث |
| Mayoma tam 100 dolar verdim. Ne olursa olsun onu giyeceğim. | Open Subtitles | دفعت 100 دولار على رداء السباحة الجديد ورغما أنك ستخلعه، فسوف أرتديه |
| Bense giymek istediğim için giyeceğim... ve beni farklı gösterecek. | Open Subtitles | أنا سأرتديها لأنني أريد ذلك مما يجعلني مختلفاً |
| Tabii ki Prada giyeceksin çünkü ben çakma Armani giyeceğim. | Open Subtitles | بالتأكيد ارتدي البراد لأنني سأرتدي الارماني المقلد الليلة |
| Evet. Bayıldım. Galiba eve giderken bunu giyeceğim. | Open Subtitles | أنا أحبه في الحقيقة، أعتقد أنا سألبسه للبيت |
| Mavi bir elbise ile saten bir pelerinle geliyorum daha sonra da hoş bir avcı elbisesi giyeceğim. | Open Subtitles | سأظهر مرتدياً رداء أزرق وعباءة ساتان وردية ثم سأرتدى حلة مطرزة رائعة كنوع من رداء فاخر |
| Ne zaman eve döneceğim, ne giyeceğim, ilaçlarımı ne zaman alacağım. | Open Subtitles | متى اعود إلى المنزل ، ماذا البس ، متى اخذ ادويتي |
| Harry'nin mezuniyetinde giydiğim kırmızı elbiseyi giyeceğim...altın ayakkabılar da var. | Open Subtitles | انا ارتدى الفستان الاحمر الذى ارتديته فى حفلة تخرج هارى |
| Bunu sürekli giyeceğim! Bu tişörtü seviyorum! | Open Subtitles | سوف ارتديه طول الوقت أننى احب ذلك التيشيرت |
| Ben de o şeylerden, takım elbiselerden falan giyeceğim. | Open Subtitles | أنا سوف أرتدى واحداً منهم، الحلة ، وكل شئ |