| Bunun yerine tek yapmaları gereken listeye bakarak hangi suç türüne hangi hüküm türünün uygulandığını bulmak. | TED | وبدلا من هذا كل الذي يتوجب عليهم القيام به او النظر في تلك القائمة ومطابقة الحكم معه الجريمة .. واعلانه فحسب |
| Hala Ahmedinejad'ın hüküm sürdüğü Tahran'da, şu an siyasi nedenlerle hapishanede bulunan, Twitter kullanan ve İran'daki gösterilere katılmış herkese teknolojiyi kullanmalarını öğütleyin. | TED | فالتكنولوجيا التي يستخدمها اعضاء تويتر في كل الافكار السياسية الذين هم الان في السجون السياسية في طهران لان احمدي نجاد مازال في الحكم |
| hüküm, yirmi altı yıl, şartlı tahliye 19. yılda. | Open Subtitles | الحُكم: 26 سنة قابل لإطلاقٍ مَشروط بعدَ 19 عاماً |
| İsmi Paco Molinas. Geçen ay soygun ve cinayetten hüküm aldı. | Open Subtitles | هذا باكو موليناس حكم عليه الشهر الماضي لجرائم السرقة و القتل |
| Ama korkuyla hüküm sürdüğü için de, kimse yaptıklarını konuşmuyor. | Open Subtitles | ولكن لأنه يحكم الناس بالخوف فلن يتحدث أحد عن هذا. |
| Sanırım kutsal kitap diyor ki "Beni tanımıyorsan, hakkımda hüküm verme." | Open Subtitles | أوؤمن أن الكتاب الجيد يقول اذا لم تعرفني لا تحكم علي |
| Kral'ın bu geçici hüküm kaybında, elimdeki imkânların daha sağlam olmasını istiyorum. | Open Subtitles | . اريد ان احكم بيد قوية , بينما ملكنا يعاني . من خسارة مؤقته من الحكم |
| Bu şehirde, şartlı tahliye hüküm mü sayılıyor? | Open Subtitles | هل ايقاف التنفيذ هو الحكم في هذه المدينة |
| Cennette hizmet etmektense, cehennemde hüküm sürmek daha iyidir. | Open Subtitles | أبداً أتفضل الحكم في الجحيم عن الخدمة فى الجنة هل هو كذلك؟ |
| Bence peşin hüküm vermeden önce araştırmasına göz atmalıyız. | Open Subtitles | أعتقد أننا ينبغي أن نرى بحثها قبل إصدار الحكم النهائي عليها |
| Hakim hüküm verir. Avukat, hakim önünde savunma yapar. | Open Subtitles | يجلس القاضي في الحكم يجادل المستشارون أمام القاضي |
| hüküm 70 yıl, şartlı tahliye 40. yılda. | Open Subtitles | الحُكم: 70 سَنة قابل لإطلاق مشروط بعد 40 سَنة |
| Hüküm: 10 yıl, şartlı tahliye 3. yılda. | Open Subtitles | الحُكم: عشر سنوات قابِل لإطلاق مَشروط بعدَ ثلاثَة سنوات |
| Hüküm: 9 yıl, şartlı tahliye 6. yılda. | Open Subtitles | الحُكم: 9 سنوات قابِل لإطلاق مَشروط بعدَ 6 سنوات |
| 20 yıl önce yapmadığın bir şey yüzünden hüküm giydiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنّهُ حكم عليكَ على أمرٍ لم ترتكبه قبل 20 سنة |
| Sami Osmakac bombalı araç sandığı şeyi yerine götürmeye teşebbüs ettiğinde tutuklandı, hüküm giydi ve 40 yıl hapis cezası aldı. | TED | عندما حاول سامي أوسماكاش تسليم ما اعتقد أنها كانت سيارة مفخخة اعتقل وأدين و حكم عليه بالسجن 40 عاما |
| Arkanda durup izleyen veya belki de... gerçekten anlamadığı konular hakkında hüküm veren birisine değil. | Open Subtitles | لا لشخص يقف بالخلف ويشاهد وربما يحكم على أشياء لا تفهمها |
| İyi bir adama hizmet etmek kötü olanla hüküm sürmekten iyidir. | Open Subtitles | الافضل أن تخدم رجل جيد من أن تحكم مع آخر شرير |
| Grek ve Roma mitolojilerinde öldüğünüz zaman Şaron'a, sizi hüküm Kapılarından geçirecek olan sandalcıya bir ücret ödemeniz gerekir. | Open Subtitles | في علم الاساطير الرومانية والاغريقية عندما تموت يجب ان تدفع رسم المرور لشارون سائق المركب التي توصلك لبوابة الحساب |
| Hüküm: Müebbet, Hücrede Tecrit. | Open Subtitles | حُكم بالسجن مدى الحياة في الحبس الأنفرادي |
| Sayın Hakim, hüküm vermeden önce, göz önüne alacağınızı umduğum dava notlarımı da beraberimde getirdim. | Open Subtitles | يا حضرة القاضية, لقد أحضرت معي ملاحظاتي على القضية وأتمنى أن تنظري لها قبل تحديد العقوبة |
| Şehirde uzun süredir askeri yönetim hüküm sürüyordu. | Open Subtitles | لقد كانت المدينه خاضعه منذ فترةً طويله للحكم العسكرى |
| O zaman neden birinin ölümüne hüküm vermiş gibi hissediyorum? | Open Subtitles | إذاً لمَ أحس وكأنني حكمت على شخص ما بالموت ؟ |
| Yanlış bir şey yaparsa hüküm giymesi çok kolay olur. | Open Subtitles | لو هناك شيء يثير الشبهات فهو أنه ..قد يختصر الأجراءات ليحصل على الإدانة |
| Önceden saldırıdan hüküm giydiğini tahmin edemezdik, aradığımız kişi olabilir. | Open Subtitles | لما تخيلت ان لديه سابقة أدين بالاعتداء قد يكون ضالتنا |
| Şu çok açık ki, üçümüz de aynı anda hüküm süremeyiz. | Open Subtitles | من الواضح , نحن الثلاثة لا يمكننا . أن نحكم معاً فى وقت واحد |
| "İfrit yüz yıl, otuz gün, otuz gece hüküm sürecek" | Open Subtitles | "سوف يسود الوحش لمائة عام و ثلاثون يوما و ليله" |
| Üç ay önce davamız vardı. Bu dava hüküm hakkındaydı. | Open Subtitles | لقد خضنا ذلك منذ ثلاثة أشهر مضت تلك المحاكمة كانت للنطق بالحكم |