| Yapmaa, anlıyorum. hak etmiştim. Kızımızın nerede olduğu hakkında bir fikrin var mı, bebeğim? | Open Subtitles | بربكِ، أفهم، أنا أستحق ذلك ألديك أي فكرة أين هي يا عزيزتي؟ |
| "Onunla olan hayatım çekilmezdi ama ben bunu hak etmiştim". | Open Subtitles | " حياتي معه لم تكن تطاق , لكني أستحق ذلك " |
| Bana soğuk davranıyordu ama bunu hak etmiştim. | Open Subtitles | كانت تتصرف ببرود معي لكني أستحق ذلك |
| Bunu hak etmiştim. Tarifi de biliyordum. | Open Subtitles | اللعنة, إستحققت ذلك و كنت أعلم ما هو علاجى |
| - Önemi yok. - hak etmiştim zaten. | Open Subtitles | كلّا، لا عليكِ، لعلّي استحققت ذلك. |
| Tabi hak etmiştim. | Open Subtitles | و الذي استحقه, أعني.. |
| Haklıydın, hak etmiştim. | Open Subtitles | لقد كنت محقة لقد استحقيت ذلك |
| Tur'u dürüstçe kazandım ve kazanmayı hak etmiştim. | Open Subtitles | لقد فزت بالسباق بنزاهة و أستحق الفوز |
| Ahh! Bu terfiyi ben hak etmiştim, Jim değil. | Open Subtitles | أنا أستحق تلك الترقيه، ليس جيـم |
| Çünki hak etmiştim. | Open Subtitles | لأني كنت أستحق ذلك |
| Bunu hak etmiştim, inan bana. Yaptığımdan sonra... | Open Subtitles | ... أستحق ذلك, صدقني, بعد الذي فعلته |
| Tamam, sanırım bunu hak etmiştim. | Open Subtitles | أعتقد اننى أستحق هذا |
| Sanırım hak etmiştim. | Open Subtitles | و أعتقد إنى أستحق ذلك |
| Bundan fazlasını hak etmiştim. | Open Subtitles | أستحق أكثر من ذلك |
| Kesinlikle hak etmiştim. | Open Subtitles | وأنا أستحق بكل تأكيد. |
| O koltuğu hak etmiştim. | Open Subtitles | إني أستحق ذلك المقعد |
| Sorun değil. hak etmiştim. | Open Subtitles | لا بأس كنت أستحق ذلك |
| Belki başıma gelenleri hak etmiştim. | Open Subtitles | ربما إستحققت ماجرى لي |
| Belki de bunu hak etmiştim. | Open Subtitles | ربما إستحققت ذلك. |
| Tatlım, ben hak etmiştim, haklıydın. | Open Subtitles | عزيزتي استحققت ذلك كنت محقة |
| Ve onu hak etmiştim! | Open Subtitles | وأنا استحقه. |
| hak etmiştim. | Open Subtitles | استحقيت ذلك |