"hakikat" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحقيقة
        
    • والحقيقة
        
    • الواقع الحقيقي
        
    • ما وراء
        
    Ama benim için hakikat şudur; AI daima insana bir takviye olmuştur. TED ولكن الحقيقة هي، بالنسبة لي، أن الذكاء الاصطناعي هو شيء مقوّي للبشر
    Ben Dr. X, gizli bir yerden sizleri hakikat kurşunlarıyla vurmaktayım. Open Subtitles دكتور اكس من هنا وفى مكان غير معلوم يرمى رصاصات الحقيقة.
    Hayal gücünde sonsuz yaşam olanakları gördüm, sonsuz hakikat, gerçeğin kalıcı yaratılışı, öfkenin, sevgiyi ararken gösterilen bir ifadenin olduğu yer, fonksiyon bozukluğunun doğru olmayan şeyler karşısında doğru bir tepki olduğu yer. TED في الخيال رأيت إمكانية لا نهاية لها من الحياة، الحقيقة التي لا نهاية لها, وديمومة نشوء الواقع، المكان الذي يكون الغضب فيه تعبيراً للبحث عن الحب، مكان الاختلال الوظيفي كرد فعل لعدم الحقيقة
    Ve asıl hakikat şudur ki, diğer insanlara değer vermeyi öğrenmek, onları sevmenizi sağlar. Open Subtitles والحقيقة البسيطة هي أن الاهتمام بالآخرين يجعل الناس يحبون بعضهم
    Kayıt cihazı, not defteri ve hakikat. Open Subtitles مسجل صغير وشريط تسجل والحقيقة شكراَ أستاذي
    hakikat bu olmayabilir Broadway'in cavası. Open Subtitles ♪ هذا قد لا يكون الواقع الحقيقي ♪ ♪ جافا البرودواي ♪
    En büyük problem hakikat ötesi bir dünyada yaşamamız değil; veri-ötesi bir dünyada yaşamamız. TED المشكلة الكبرى هي ليست أننا نعيش في عالم ما وراء الحقيقة هي أننا نعيش في عالم ما وراء البيانات
    Cevap: Öykü. Ben bir hikaye anlatıcısıyım. Size, hepimizin paylaştığı insan olma haliyle ilgili hakikatten daha hakikat olan bir şeyleri nakletmek istiyorum. TED أنا راوية للقصص. وأود أن أنقل ما هو أصدق من الحقيقة عن إنسانيتنا المشتركة
    Sanat hakikati, en azından önümüze hakikat diye konan şeyi fark etmemizi sağlayan bir yalandır. TED إن الفن هو كذبة تجعلنا نُدرك الحقيقة أو على الأقل الحقيقة التي تُعطى لنا لنفهم.
    Fakat hâlâ birçoğumuzun hakikat namına ortaya çıkmaktan rahatsız olduğunu hissediyorum. TED لكن أشعر ان الكثير منا لا يرتاح لفعل ذلك التقدم والحديث باسم الحقيقة
    Bu konu 2002 yılında Time dergisine kapak olmuştu, hakikat uğruna ortaya çıkma kararı alan üç cesur itirafçıyı tanıdığımız yıldı. TED وحقيقة في 2002 كان هذا على غلاف مجلة تايم هل نكرم بالفعل الوشاة الثلاثة الشجعان؟ لقرارهم بالاستمرار باسم الحقيقة
    Ve hakikat ötesi bir dünyada yaşadığımızı kabul etmemiz gerçekleri kontrol etmenin üzerinde çok daha fazla durulmasına yol açtı. TED والإعتراف بأننا الآن نعيش في عالم ماوراء الحقيقة أدى الى حاجتنا الى التركيز في التدقيق على الحقائق
    Ve ancak kanıtlar ile hakikat ötesi dünyadan hakikat yanlısı dünyaya ilerleyebiliriz. TED وفقط مع الأدلة نستطيع أن ننتقل من عالم ما وراء الحقيقة إلى عالم سابق لأوانه.
    Astronotların bu yeni manzara, bu yeni bakış açısı, bu yeni görsel hakikat ile tamamen değiştiklerine inanıyorlar. TED يعتقدون أن الرواد قد تغيروا للأبد بسبب هذا المنظر الجديد، وهذا المنظور الجديد، وهذه الحقيقة المرئية الجديدة.
    Ama hakikat şu ki onları avlamakta gereğinden iyiyiz, ve dünyadaki sayıları ani ve ciddi düşüşte. TED ولكن الحقيقة هي اننا فعالين جدا في القبض عليهن ، وانهارت أسهمها في جميع أنحاء العالم
    Sahtekar İsa ile ilgili yalanlar yayan bir adam yerine, mesajına güzellik ve güç ve hakikat katacak bir adamı. Open Subtitles وليس رجلا ً ينشر أكاذيب حول يسوع المحتال ولكن رجلا يمكنه أن يضيف الجمال والسلطة والحقيقة
    Bekle bir dakika. hakikat bu ve hakikatler acıdır. Open Subtitles انتظري ، إنها الحقيقة والحقيقة تؤلم
    "Kendini hakikat ve ilme hâkim olarak gören herkes tanrıların kahkahasıyla alabora olur." Open Subtitles "ايا كان من يتعهد بتنصيب نفسه كقاض في حقل المعرفة والحقيقة يتم اغراقه بضحكة الآلهة".
    hakikat bu olmayabilir Broadway'in cavası. Open Subtitles ♪ قد لا يكون هذا الواقع الحقيقي ♪ ♪ الجافا على برودواي ♪
    hakikat bu olmayabilir Broadway'in cavası. Open Subtitles ♪ قد لا يكون هذا الواقع الحقيقي ♪ ♪ الجافا على برودواي ♪

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more