Bir sebeple hakkımızda çok fazla şey biliyor gibi görünüyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم أشخاص يبدو انكم تعرفون اشياء كثيرة عنا لسبب ما |
Sen bizim hakkımızda her şeyi biliyorsun, biz senin hakkında biliyoruz. | Open Subtitles | أنت تعرف كل شئ عنا و نحن نعرف كل شيء عنك |
Bu gün, misafirlerimiz var. Fransız televizyonu için, bizim hakkımızda film yapıyorlar. | Open Subtitles | نحن لدينا زوار اليوم ، إنظروا هم يصنعون فيلماً عنا للتلفزيون الفرنسي |
Onlardan çok, bizim hakkımızda bir şeyler söyleyen bir düzen ortaya çıkıyor. | TED | وثمة نموذج بدأ في الظهور ويقول الكثير بشأننا أكثر مما يقول بشأنهم. |
İki gün önce o gazete haberinde bizim hakkımızda söylediklerimi okudun mu? | Open Subtitles | هل قرأت ما قلته في تلك الصحيفة في مقال عنّا قبل يومين؟ |
Ted'in hakkımızda tekrar iyi düşünmesi için bir yol bulmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نبحث عن طريقه لجعل تيد يشعر بالثقه عنا مره أخرى |
- Bu kadının kim olduğunu bilmiyorum ama hakkımızda çok şey bildiği belli. | Open Subtitles | لا أعرف من هذه المثيرة , لكن من الواضح أنها تعرف الكثير عنا |
Her nasılsa, kötü adamlar bizim hakkımızda içeriden bilgi alıyorlar. | Open Subtitles | بطريقة ما , الأشرار مازالوا يحصلون على معلومات داخلية عنا |
Sonra sıra bize geldi ve hakkımızda iyi şeyler söyleyecek insanları çağırdık. | Open Subtitles | ثم اصبح دورنا لأستجواب الناس والذين كان لديهم أمور طيبة ليقولوها عنا |
Öyleyse kendimize şunu soralım, bu tarz kalıntılar 4.000 yıl sonrasının halkına, bizim hakkımızda ne anlatırdı? | TED | الان هيا نسأل انفسنا ماذا يمكن لهذه التحف ان تخبر عنا للناس في المستقبل بعد 4000 سنة ؟ |
Şimdi siz dindar olmayanlar da bizim hakkımızda zihniyetinizi değiştirmek zorundasınız. | TED | الآن، بالنسبة إلى هؤلاء من غير المتدينين منكم عليكم أيضًا تغيير تفكيركم عنا. |
İyi bir alışkanlık değil ve gayet iyi biliyoruz ki... bizle dedikodu yapan kişi beş dakika sonra bizim hakkımızda dedikodu yapacak. | TED | عادة رديئة، وجميعنا نعرفها جيداً الشخص النمام بعد خمس دقائق سوف يتحدث عنا |
Durum, sonuçlar, başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğü ile ilgili endişeleniyoruz. | TED | نحن نقلق بشأن الموقف، العواقب، ما سيعتقده الآخرون عنا. |
hakkımızda konuşmak istiyorsan bunu sonra yaparız. Tamam mı? | Open Subtitles | هل تريدين التحدث بشأننا سوف نتحدث لاحقاً |
Şu anda onlar hakkında endişe olamaz. Biz hakkımızda endişelenmenize gerek yok. | Open Subtitles | لا يجب أن تقلقي عليهم الآن يجب أن نقلق بشأننا |
Gerçekten kim olduğumuzu gör. Athar bizim hakkımızda daha fazla şey öğrendiği zaman... | Open Subtitles | و لتريننا على حقيقتنا و عندما تعلم آثار بشأننا |
Söyledim ona bizim hakkımızda söyleyecek kötü şeyler olmaz... çünkü bizler dürüst işadamlarıyız. | Open Subtitles | أخبرتُها أنّه لا يوجد شيء لإخبار هذا الرجل عنّا. لأننا رجال أعمال صادقين. |
Benim hakkımda, bizim hakkımızda her şeyi biliyordu. Bay X, Christopher'du. | Open Subtitles | كان يعلم كل شيء عني ، عنّا كريستوفر هو السيد أكس |
Bilmiyorum. Senin hakkında ne yapacağımı bilmiyorum, ya da bizim hakkımızda... | Open Subtitles | انا لااعرف عندما يكون الامر بخصوصك او بخصوصنا نحن |
İçinde bizim hakkımızda düşündüğüm bazı şeyler var. | Open Subtitles | انا فقط فعض الاشياء التي كنت افكر فيها عننا |
Önce hakkımızda ne düşüneceklerini bilemediler. | Open Subtitles | في باديء الأمر، لَمْ يعرفون ما يفعلون حيالنا |
O bizim hakkımızda aynısını hissetmiyordur. | Open Subtitles | حسناً، لا أعتقد أنها تحمل الشعور ذاته تجاهنا |
İşte bu yüzden onu istemiyoruz. Bizim hakkımızda çok şey biliyor. | Open Subtitles | ولهذا السبب أردناه أن يموت لأنه يعرف بأمرنا |
- hakkımızda bir haber çıkabilir. | Open Subtitles | قد تكون هناك مقالة عنك و عني |