"hapı" - Translation from Turkish to Arabic

• حبوب
• الحبوب
• حبة
• الحبة
• قرص
• القرص
• الحبّة
• أقراص
• اقراص
• كبسولات
• عقار
• العقاقير
• حبّة
• وحبوب
• حبات

Briana dün hiç bir şey yemedi, sadece bir kaç avuç diyet hapı.
برينا لم يكن لديهم أي شيء للأكل أمس، باستثناء حفنة من حبوب الحمية.

Risk faktörlerini kontrol ettik sadece kontrol hapı kullandığını bulduk.
نحن تحققنا من عوامل الخطر ووجدنا أنها كانت تأخذ حبوب

Biraz önce altı buçuk günlük doz uyku hapı aldım.
أنا بلعتها توا تعادل ستة أيام ونصف من الحبوب المنومة.

O buraya gelmeden önce annen yüksek dozda uyku hapı içmiş.
قبل قدومها الى هنا تناولت والدتك جرعة قاتلة من الحبوب المنومة

Ama ben yatmıştım. Üstelik uyku hapı da aldım. Korkarım cevabım hayır.
أنا في السرير، وقد أخذت حبة منومة لذا أخشى أني لن أقبل

Senatör Morra'nın verdiği hapı aldım ve gecenin çoğunda onu düşünerek oturdum.
أخذت الحبة التى اعطاها لي السيناتور مورا وقضيت معظم الليل افكر فيها

Cross ağzına zararsız bir alerji hapı atmış ve siyanür olduğunu söylemiş.
كروس وضع فى فمه قرص مضاد لحمى القش واخبره انه قرص سيانيد

Birkaç yazı verdim ama bir tek Plan B hapı ile tecrübemi beğendiler.
جرّبت بعض المواضيع، لكن الوحيد الذي أعجبهم كان تجربتي مع حبوب منع الحمل.

Uyku hapı var elbet. Ancak senin durumunda onları yazamam.
حبوب منومة ، نعم لكن لا يمكنني وصفهم لمثل حالتك

Fıstık ezmesiyle kaplı olmadıkça bir daha asla öyle bir hapı yutmam.
لن أتناول حبوب كهذه مجدداً إلا لو كانت مغطاة بزبدة الفول السوداني

Dışarı çıkıp sarhoş olun. Ertesi hapı için sabahı beklemek zorunda değilsiniz.
أخرجي، أسكري، وليس عليكِ أن تنتظري حتى الصباح لتأخذي حبوب منع الحمل

Sadece hapı almamın nedeninin sıradan bir bağımlı olduğum için olmadığını bilmeni istedim.
انا فقط اريدك ان تعرف السبب وراء تناولى تلك الحبوب ليس لأننى احمق

Marilyn Monroe gibi yapıp yatak odasında bir şişe hapı mideye indirmiş.
قلد الرجل مارلين مونرو وابتلع زجاجة كاملة من الحبوب في غرفة نومه

Onlara 24 beyaz hap vermeyin. 18 beyaz hap altı mavi hap verin ve beyaz hapı önce mavi hapı sonra almalarını söyleyin. Buna bölümleme deniyor.
لا تعطهم ٢٤ حبة بيضاء أعطهم ١٨ حبة بيضاء و٦ حبات زرقاء وأخبرهم لابتلاع الحبوب البيضاء أولاً ثم الحبوب الزرقاء بعد ذلك هذا مايطلق عيه تشانكنج

En son ne zaman uyku hapı veya içki içmeden uyuduğumu hatırlamıyorum.
لم أنم دون شراب أو حبة منومة منذ أن أستطيع أن أتذكر

Geri dönecek ve 30 yıl sonra bu klibi tekrar oynatacağız ve sonra kırmızı hapı yutacağız.
سنشاهد هذا الفيديو بعد 30 سنة، وبعدها سنتناول الحبة الحمراء.

Kırmızı hapı aldım çünkü gerçeği bilmek istiyordum.
أخذت الحبة الحمراء لأنني أردت معرفة الحقيقة

Bir hapı iki kişi paylaşmak şanssızlık getirir.
اوه , يامتشرد , اثنين على قرص واحد , هذا من سوء الحظ

- Evet yeşil hapı aldığımda. Otuz dakika içinde uyuyuveriyorum.
بعد ان آخذ القرص الاخضر ب 30 دقيقة اذهب الى النوم

Bu hapı bazı şeyler için saklıyordum.
لا بأس، إنّني كنتُ أوفّر هذه الحبّة لشيءٌ ما.

Amcası onu yüksek dozda uyku hapı almış halde bulmuş.
لقد وجده عمه فلقد تناول جرعة مضاعفة من أقراص النوم

Çişe gittiğinde içeceğine altı tane alerji hapı attım.
ربما انني وضعت ستة اقراص من حبوب الحساسية في مثلجاتك بينما كنت تتبول

Benim kanımca, dostlarım Emily'nin sürekli yanında taşıdığı bu kutuya konulan bir karaciğer hapı.
انا افترضت انه وضع فى كبسولات الكبد فى هذه العلبة, والذى كان دائما بجوار ايميلى ارندل

Örneğin, yeni bir ilacı değerlendirmek için, deneme sırasında hastaların yarısı gerçek hapı alabiliyordu.
لتقييم عقار جديد، على سبيل المثال، قد يتلقى نصف المرضى في التجربة الدواء الحقيقي،

BALDIRAN DERNEĞİ Bazıları "İki baldıran hapı al, sabaha Yaradan'a kavuş" diyor.
و البعض يعتقد بأن فقط نحتاج حبتين من العقاقير حتى يتسنى لنا اجتياز صباحنا

"Ertesi Gün hapı" adlı doğum kontrol yöntemi, doğmamışın yaşam hakkını elinden aldığı için günah.
تحديد النسل باسم حبّة الصباح تعتبر خطيئة لإنها تُزهق حياة الغير مولودين.

Sigara içiyor ve doğum kontrol hapı alıyorsun bu da neden burada olduğunu açıklıyor.
تدخين السجائر وحبوب منع الحمل هي المسببة لحالتك التي أنتٍ عليها الأن