"hart" - Translation from Turkish to Arabic

    • آندهارت
        
    • هارت
        
    • بعد بوصه
        
    • ولفرام
        
    Wolfram ve Hart'ın bu adamı ele geçirdiğini mi söylüyorsun? Open Subtitles ماذا، أنت تَقُولُ بأن ولفرام آندهارت قضت على هذا الرجلِ؟
    Ya da Wolfram ve Hart'a gelerek her şeyi yoluna koyacağını mı? Open Subtitles تأتى إلى ولفرام آندهارت وتصححّ كُلّ شيءِ؟
    Wolfram ve Hart'a geldik çünkü burası güçlü bir silah ve biz de onu nasıl kullanacağımızı öğreneceğiz. Open Subtitles جِئنَا إلى ولفرام آندهارت لأنها سلاح قوي ونحن سَنَفْهمُ كَيفَ نَستخدمُه
    Lemon'a de ki, Dr. Hart'a gittim omzuma baktı ve kaslarda yırtık tespit etti ve performans sergileyemeyeceğimi söyledi. Open Subtitles قولي لـ ليمن بأنكِ التقيتي بـ د.هارت التي قامت بفحص كتفكِ ووجدت تمزق عضلي وأصرت على انكِ لاتستطيعين المشاركة
    Yarın akşam bu saatlerde Zoe Hart, BlueBell'in sahibi olacak. Open Subtitles بهذا الوَقّتْ في ليلة الغد زوي هارت ستَذْهبُ لإمتِلاك بلوبيل
    İşte Hart! Adam eceline susamış. Open Subtitles هذا الرجل على بعد بوصه من الموت أترون ذالك؟
    İşte Hart! Open Subtitles هذا الرجل على بعد بوصه من الموت أترون ذالك؟
    Hayır. Senden istediğim Spike'ı Wolfram ve Hart dışına çıkarmanın bir yolunu bulmandı. Open Subtitles آه، لا، ما سَألتُه هو المُحَاوَلَة لإيجاد طريق لإبْعاد "سبايك" عن ولفرام آندهارت
    Wolfram ve Hart'ın imkanlarını kullanarak iyi bir şeyler yapmak. Open Subtitles لأننا اعتقدنا أننا قد نصنع فرق نستعملْ مصادرَ ولفرام آندهارت لعمَلُ شيءُ مُحْتَرمُ
    "Wolfram ve Hart temsilcileri yeni bir şube kurmak istiyorlardı ve sonunda Los Angeles'a kurdular. Open Subtitles ممثلوا ولفرام آندهارت كَانوا يَنْظرُون لبِناء فرع جديد والذى فى النهاية أصبحْ لوس أنجلوس
    Yalnız hala Wolfram ve Hart'taki hayaletleri anlamıyorum. Open Subtitles ما أنا ما زِلتُ لا أفهمه كُلّ الأشباح موجوده فى ولفرام آندهارت
    Wolfram ve Hart'ta, Uygulamalı Bilim Bölümü başkanıyım. Open Subtitles أَترأّسُ قسم العِلْومِ فى ولفرام آندهارت
    Kötü bir fikir olduğunu biliyordum Zoe Hart ve diğer insanların bana geri zekalı demesi ve haklı olmaları. Open Subtitles عَرفتُ بأنّها ستكون فكرة سيئة، وبعد ذلك أَنْ تكون زوي هارت من بين كلّ الناس، تدْعوني بالغبية وهي محقة
    Bildiğim bir şeye dayanarak Zoe Hart'ın... %100 bekar olduğunu söyleyebilirim. Open Subtitles الآن أنا أعرف الحقيقة بأن زوي هارت عازبة بنسبة مائة بالمائة
    Ve işte bu da sana Zoe Hart'ın verdiği anahtarlık, ki görünüşe bakılırsa ikinizin yakın arkadaş olduğu sanılabilir. Open Subtitles وهذه علاقة مفاتيحك نَقشت لك مِن قِبل زوي هارت والذي يعتبر أمر غريب، على إعتِبار أنتكما لَستما حتى صديقات
    Şu Dr. Zoe Hart, dün akşam büyük bir aptallık etmiş. Open Subtitles جعلت هارت زوي الدكتورة كامل بشكل حمقاء نفسها من البارحة ليلة
    Wolfram ve Hart virüslerle ilgileniyor mu, bak. Open Subtitles شاهدْ إذا ولفرام آند هارت تتعامل بالفيروساتِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more