| Sonra annem hastalandı ve olabildiğinde çabuk para kazanmam lazımdı. | Open Subtitles | وبعدها مرضت والدتي ولهذا اضطررت لكسب المال بأسرع وقت ممكن |
| Geri dönüp bağlarımı koparmalıyım. En azından anneannem hastalandı falan demeliyim. | Open Subtitles | على الأقل أقول ان جدتي مرضت أو شيء من هذا القبيل. |
| İkinci kemoterapide, annem çok hastalandı ve onu görmeye gittim. | TED | في جلسة العلاج الكيميائي الثانية أمي كانت مريضة جداً وكنت أريد رؤيتها |
| Karım hastalandı ve faturaları ödemem gerekiyor. - Oyun oynamadım. | Open Subtitles | لقد كانو يظنون بإني أسرقهم , لكن زوجتي مريضة ويجب علي دفع الفواتير |
| Büyükanne bize yemek getirmeyi kesince, küçük Cory çok hastalandı. | Open Subtitles | عندما الجدة توقفت عن تغذيتنا كوري الصغير أصبح مريض جدا |
| Müstakbel kayınvalidemin köpeği benim gözetimimdeyken hastalandı. Zaten benden pek hoşlanmaz. | Open Subtitles | كلب حماتي المستقبلية مريض وقد مرض اثناء اعتنائي به ولااروق لها |
| Beş yaşındayken annem hastalandı. Sekiz yaşımda ölene kadar hep hasta kaldı. | Open Subtitles | مرضت أمي حين بلغت الخامسة من عمري وبلغت الثامنة حين ماتت |
| Aslında trenden inmeyeceklerdi ama annem hastalandı. | Open Subtitles | لم يكن من المفترض ان ينزلوا من القطار ولكن امي مرضت |
| Aniden hastalandı. Grip zannetmiştim. Bayıldı. | Open Subtitles | مرضت بسرعة يا دكتور خلتها الإنفلونزا أغمي عليها وحرارتها مرتفعة جداً |
| Sevgili annen, Rebecca seyahatimiz esnasında Gravesend'de hastalandı. | Open Subtitles | أمك العزيزة ، ريبيكا مرضت في عبورنا إلى الخارج في غريفز |
| Geçen yaz hastalandı. Sonuna kadar uzun, uzun hafta sonları onun yanındaydım | Open Subtitles | مرضت في الصيف الماضي، مررت بعطلةٍ شاقة جداً وطويله حتى ماتت |
| Fakat kızım hastalandı, ve hastane faturaları çok kabarıktı. | Open Subtitles | ولكن إبنتي أصبحت مريضة والفواتير العلاجية كانت مـُكلفة |
| Ondan sonra tek bildiğin senin gibi yanmaya başladı. hastalandı. | Open Subtitles | وفجأة وجدتها ساخنة جداً انها ساخنة مثلكِ, انها مريضة |
| Açıklamama izin ver! Sana ödeyecektim! Annem hastalandı. | Open Subtitles | دعني اوضح لك، كنت سأدفع لك كانت والدتي مريضة |
| Ben henüz küçükken hastalandı. | Open Subtitles | أعني ، أصبحت مريضة عندما كنت صغيراً جداً |
| Geri çekilmemizin 48. saatinde her bir çalışanım hastalandı ve insanlar ölmeye başladı. | Open Subtitles | ثماني وأربعين ساعة في الخلوة كل واحد من موظفي مريض الناس سوف تموت |
| Ve tesadüfen, bana dokunduktan saatler sonra, Teal'c hastalandı. | Open Subtitles | وبالصدفه بعد عدة ساعات من لمسي اصبح تيلك مريض |
| Baş asistanım Gustav hastalandı ve telefon açalı bir saat bile olmadı. | Open Subtitles | مساعدى الرئيسى جوزيف مريض جداً ولن يتكلم قبل ساعة |
| Öylesine hastalandı ki, evine götürdüm. Herkese oluyor. | Open Subtitles | كان مريضا جدا لدرجة اننى قدت به للبيت انه يحدث لكل الناس |
| Ben üç yaşındayken hastalandı. | Open Subtitles | أصابها المرض عندما كنت بالثالثة من العمر |
| Benim öğretmenim bir kabus. Üç çocuk merhem kokusunu içine çektiği için hastalandı. | Open Subtitles | معلمي كالكابوس ، ثلاثة طلاب مرضوا من استنشاق الابخرة الخارجة من مرهمه |
| Frenchy öldü. hastalandı ve iyileşemedi. | Open Subtitles | فرنشي قد مات.لقد أصيب بالمرض و لم يتمكن من العودة |
| Ama sonra hastalandı, hey doktor, neydi hastalığı? | Open Subtitles | أصيب بمرض وسألنا الطبيب، ما مرضه؟ |
| Bir gün hastalandı ve bundan sonraki her gün iki yıl boyunca hastalığı iyileşmedi ta ki... birgün artık hasta değildi. | Open Subtitles | لقد كانت مريضه في يوما ما ثم من بعدها بقية الايام للسنتين التاليتين ثم في يوم واحد فقط لم تعد مريضه ابدا |
| Sonlara doğru, Yevgeni hastalandı. | Open Subtitles | قرب النهاية ، مرِض (يفيجنيل) |
| Son günlerinde, iyi olmaktan çok daha fazla hastalandı. | Open Subtitles | .وفي أيامه الأخيرة، لقد كان أكثر .أشد مرضاً |
| hastalandı, ve sonra daha da hastalandı ve sonra biraz iyi oldu. | Open Subtitles | لقد مرض ثم اشتد مرضه ثم تحسن قليلا ً |
| Sadece, geçen yaz hastalandı ve bu tip şeyleri duymak hiç hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | لقد مرض في الصيف الماضي وأنا لا أحب مثل هذه الاشياء في الكون |
| Sonra o da hastalandı. | Open Subtitles | ومن ثم مَرض. |
| Bir partideydim ve evsahibinin çocuğu hastalandı, onu acil servise götürdüm. | Open Subtitles | كنت فى أحدى الحفلات ومرض ابن مضيفنا فرافقته إلى طوارئ مستشفى لينوكس هيل |