"hataya" - Translation from Turkish to Arabic

    • للخطأ
        
    • الأخطاء
        
    • للأخطاء
        
    • الغلطة
        
    • أخطاء
        
    • بخطأ
        
    • خطأِ
        
    • الخطأ
        
    • ما وصلتُ
        
    • الغلطه
        
    • ترتكتب خطأ
        
    Bilgisayarlar, hataya açık, tutarsız insan hesaplamasının yerini dijital mükemmeliyetin alması için programlanmıştır. TED كانت مُبَرمجة الكمبيوتر لتستبدل الحساب البشري المعرض للخطأ والغير متناسق بالإتقان الرقمي.
    Ekibin öncü uçuş yazılımını geliştirmesine liderlik etmişti, bu yüzden bu görevde hataya yer olmadığını biliyordu. TED إذ قادت الفريق لتطوير النظام البرمجي المميز الموجود في المركبة، وكانت تعلم أنّه لا مجال للخطأ في هذه المهمّة.
    Silahı düşürdün! Bu işte hataya yer vermem. Birimizin hatası, hepimizin hapsi boylamasına yol açabilir. Open Subtitles و انا لا اسمح بالأخطاء هنا لأن الأخطاء ستضعنا مع الحسالة
    hataya hiç tahammülün yok. Open Subtitles أعني أنه لا يوجد مكان للأخطاء لا تلقائية
    Şunu söyleyebilirim ki ben böyle bir hataya düşmeyeceğim. Open Subtitles عليّ أن أقول لك ، أن هذه . الغلطة لا أريد تكرارها
    Bu onun uçuş stilidir. Buz kadar soğuk. hataya yer yok. Open Subtitles هذه هى طريقة طيرانه بكل برود وبدون أخطاء
    Tam şakaktan. Katil hataya yer bırakmamış. Open Subtitles في المقتل مباشرةً , قاتل لم يترك مساحةً للخطأ
    Sabah bir bilim adamı olup gecesine hataya düşebiliyordum. Bende insanım. Open Subtitles بالنهار أنا عالم، باللّيل أكون عرضة للخطأ.
    hataya yer yoktur, yoksa bom. Open Subtitles ليس هناك مجال للخطأ لان اي خطأ سيؤدي الى انفجارها.
    Söz konusu olan şey kamu güvenliği ise benim için hataya yer yoktur. Open Subtitles ولامجال للخطأ معي إن كان هذا يتعلق بسلامة العامة.
    Bu kadar büyük bir planda hataya yer yoktur. Open Subtitles بوجود بهذا الحجم ليس لدينا اي مجال للخطأ
    Fakat böylesi bir güçlü avı almak için kesinlikle hataya yer yok. Open Subtitles لكن ليس هناك مجال للخطأ قبل الهجوم على فريسة قوية كهذه
    Baba hayatımda yeterince casusluk varken o kadınla benim düştüğüm hataya düşmeni izliyordum. Open Subtitles الأبّ، عندي تجسّس كافي في حياتي. بإنّني أراقب أنت جعل نفس الأخطاء مع تلك الإمرأة التي أنا عملت.
    Benim düştüğüm hataya düşüp sen de çocuklarına oyun oynama. Open Subtitles لاترتكب مثل الأخطاء التي ارتكبتها تلقين الدروس
    Umarım kardeşinin düştüğü hataya o da düşmez. Open Subtitles لنأمل أن لا يرتكب نفس الأخطاء التي ارتكبها أخوه.
    hataya yer yok. Hem de hiç. Open Subtitles أعني أنه لا يوجد مكان للأخطاء لا تلقائية و لا عفوية
    Umarım öylesindir çünkü bugün hataya yer yok. Open Subtitles آمل ذلك، لأنه لا يوجد مجالٌ للأخطاء اليوم
    Ama savunmam için şunu söyleyebilirim evliliğin bir kadına neler yaptığını görmüş biriyim ve aynı hataya düşmek gibi bir arzum yok. Open Subtitles لكن في دفاعي هل استطيع ان اقول انني رأيت ما يمكن ان يفعله الزواج بالمرأة وانا ليست لدي الرغبة كي ارتكب ذات الغلطة
    Bak hataya hiç tahammülümüz yok. Open Subtitles أنظر،لا نريد أى أخطاء هنا. أنت محق،أنت محق.
    İki taraflı oynamak gibi hataya düşme. Open Subtitles وأنت تنظر إليه لا تقع بخطأ اللعب بجانب الطرفين
    Bu kopyalamayı engellemez, ama kopyalamada bir hataya yol açıyor. Open Subtitles هو لا يمنع الأستنساخ وانما يُسبّبُ خطأِ في النسخ.
    Von Mises diyor ki, modern ekonomistler de reklam ve pazarlamada aynı hataya düşüyorlar. TED الآن قال فون ميسيس ان الاقتصاديات الحديثة وقعت في نفس الخطأ بالنسبة للاعلانات والتسويق
    Tek istediğim; benden sonra başka insanların bu hataya düşmemesi. Open Subtitles أملي الوحيد ان لا يتبعني احداً* *الى ما وصلتُ إليه الأن
    Benim düştüğüm hataya düşme, John! Onları korkuluğa bırak. Open Subtitles لا تقم بنفس الغلطه التي قمت بها دع الفزاعه تأخذهم
    hataya yer yok, Open Subtitles و لكن لا ترتكتب خطأ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more