"hayatlarındaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • حياتهم
        
    • حياتهما
        
    • بحيواتهم
        
    hayatlarındaki yetişkinlerin, güvenlikleri için endişelenseler bile kendilerini desteklediklerini gördüler. TED تعلموا أن البالغين في حياتهم سوف يدعمونهم حتى ونحن قلقون على سلامتهم.
    Sınıfta, öğrencilerimi kendi hayatlarındaki sessizlikleri şiir yoluyla keşfetmeye teşvik ediyorum. TED في الصف، أتحدى طلابي باستكشاف الصمت في حياتهم هم من خلال الشعر.
    hayatlarındaki bu anın unutulmaması gerektiğinin farkına vardım. TED و قررت أن هذه اللحظة من حياتهم لا يجب نسيانها
    Kelimeler yerine buna odaklan, bakarsın bu hayatlarındaki en motive edici sohbet oluverir. TED ركّز على ذلك بدلاً من كلماتك، وربما تحفزهم هذه المحادثة أكثر من أي شيء آخر في حياتهم.
    Broadway hayallerinin gerçekleşmesini istiyorlarsa, hayatlarındaki en önemli seçmelere katılıyor olacaklar. Open Subtitles تجربة أداء سيقومان بها في حياتهما قادمة ويريدان أحلاهما في برودواي أن تصبح حقيقة.
    Ve benim için hayatlarındaki bir çok şeyden vazgeçtiklerini fark ettim. Open Subtitles .لكن هؤلاءِ الرفاق كان مُذهلين للغاية ولقد إرتأيتُ,أنهم منحوا الكثير بحيواتهم
    Onların eşlerinden ya da hayatlarındaki insanlardan aldıkları... yeterli şefkatleri yok. Open Subtitles لم يحصلوا على ما يكفي من الاهتمام من أقرانهم أو من الأشخاص في حياتهم
    Fakat bazıları vardır ki çoğunlukla hayatlarındaki çözülmemiş problemler yüzünden ayrılmayı bilerek reddeder Open Subtitles ولكن هناك اخرين يرفضون الرحيل غالبا لوجود مشاكل لم تمحي خلال حياتهم
    Her biri hakkında yazdım, kim olduklarını, hayatlarındaki insanları nasıl etkilediklerini. Open Subtitles وكتبت عن كل واحد منهم عن هوياتهم وكيف كانوا يتعاملون مع الأشخاص في حياتهم
    Benden, hayatlarındaki en iyi akşam yemeği servisini istiyorlardı. Open Subtitles هناك اشخاص يريدون إمضاء افضل أمسية في حياتهم
    İnsanlar, hayatlarındaki kişilere sadece gerçeği söylemeliler. Open Subtitles يجب أن يقول الناس الحقيقة لمن هم في حياتهم
    Oğullarımın hepsi için, futbol hayatlarındaki en önemli şeydir. Open Subtitles بالنسبة لأولادي فإن الكرة هي أهم شيء في حياتهم
    "İnsanlar hayatlarındaki hataları bir araya toplar ve kader dedikleri canavarı yaratırlar." Open Subtitles البشر يجمعون أخطاء حياتهم كلها و يخلقون وحشا يسمونه القدر
    Tıpkı sizin gibi bu duruma karışmış olanlar genelde böyle yaparlar, çünkü hayatlarındaki bir şey kendileri de dahil olmak üzere tüm insanların tamamen mahvolduklarına inanmalarına neden olur. Open Subtitles الأشخاص الذين تم اختيارهم لهذا المجال مثلكما يا رفاق عادة ما يفعلون ذلك لأن شيء في حياتهم
    - Bilirsiniz, bu hayatlarındaki hatalarını değerlendirmek .ve iyileşmek için iyi bir yoldur. - Evet. Open Subtitles هذه وسيله جيدة لكى يعرفوا الضرر الذي قاموا به في حياتهم ومحاولة إصلاحه
    Buraya ilk geldiğimizde, bazı kardeşlerimiz hayatlarındaki en güzel uykuyu uyuduklarını söylediler. Open Subtitles عندما وصلنا أولا هنا، قال بعض السكان لدينا أن كان لديهم أفضل النوم من حياتهم.
    Onu da hayatlarındaki büyük gelişmelerden tutun günlük yaşantılarındaki en ufak detaya kadar inceleyerek yaparız. Open Subtitles وُصولاً إلى أصغر التفاصيل من روتين حياتهم اليوميّة.
    Hep beraber, hayatlarındaki en önemli insanları oluşturuyoruz ve bizleri bugün buraya, sahip oldukları aşkın varlığında her birimizin özel bir katkısı olduğunu göstermek için davet ettiler. Open Subtitles سويةً, نحن الناس الأهم في حياتهم وقد قاموا بجلبنا هُنا لكي نعترف بأننا لعبنا دوراً مُميزاً
    hayatlarındaki en önemli iki insandan biri olmana rağmen. Open Subtitles ولقد كنت واحدًا من إثنين من أهم الناس في حياتهم:
    Görünüşe göre hayatlarındaki tek sabit şey okulları. Open Subtitles يبدو أنّ المدرسة هي الشيء الوحيد الثابت في حياتهما.
    Bunları hayatlarındaki tüm ilişkilere yansıtırlar. Open Subtitles التي يجلبونها لعلاقتهما ولكل شيء في حياتهما
    Arabalar kornalarını çalıyordu ve hayatlarındaki emsalsiz anlardan biriydi. Open Subtitles أطلقت السيارات أبواقها فهذه لحظة لا مثيل لها بحيواتهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more