"hayatta kalmanın" - Translation from Turkish to Arabic

    • للنجاة
        
    • البقاء على قيد الحياة
        
    • للبقاء على قيد
        
    • يبقيك حياً
        
    • لذلك هو حي
        
    • لبقائك حياً
        
    • لنجاتك
        
    • كيفية النجاة
        
    • الوحيدة للعيش
        
    Kış uykusu soğuk aylarda dağlarda hayatta kalmanın tek yolu değil. Open Subtitles لكن السُـبات ليس هو الأسلوب الوحيد للنجاة من الشتاء على الجبال
    Belki de, aşkta ve savaşta hayatta kalmanın kuralı; dengeyi koruyabilmektir. Open Subtitles اعتقد انها فكرة الاساسية للنجاة في الحب و الحرب هي الموازنة
    hayatta kalmanın tek yolu ölene kadar ölü numarası yapmak, ahbap. Open Subtitles فقط سبيل واحد للنجاة لو مثلت دور الميت حتى يوم موتك
    hayatta kalmanın başına gelebilecek en iyi şey olduğunu söylediğimde hatalıydım. Open Subtitles كنت مخطئة حينما قلت ان البقاء على قيد الحياة أفضل وسيله
    hayatta kalmanın tek yolu var. Open Subtitles هناك طريقة واحدة فقط للبقاء على قيد الحياة
    Ahmaklığın hayatta kalmanın yegane sebebi olabilir. Open Subtitles ربما غباءك هو السبب الوحيد الذي يبقيك حياً
    Bana hayatta kalmanın en iyi yolu ekip çalışması demiştin. Open Subtitles أنت أخبرتني أن الطريقة الوحيدة للنجاة هي العمل كفريق
    Bu ülkede hayatta kalmanın tek yolu herkesin yaptığını yapmak: Open Subtitles الطريقة الوحيدة للنجاة في هذه البلاد أن تفعلي كما يفعل الجميع
    Zombiland'de hayatta kalmanın birinci kuralı: KONDİSYON Open Subtitles القاعدة الأولى للنجاة في بلد الزومبي هي الركض
    Bu durumla ilgili ordudan gelen resmi bilgiye göre hayatta kalmanın tek yolu içeride kalmak ve evi kapatmak. Open Subtitles الرد الرسمي من الجيش بخصوص هذا هو البقاء بالداخل و غلق منزلك من أجل أكبر فرصة للنجاة
    Tamam Ama, dinleyin çocuklar, ...hayatta kalmanın birinci kuralı, hangi durumda olursanız olun panik yapmayın, tamam mı? Open Subtitles القاعدة الأولى للنجاة هي مهما كان الوضع لا يمكنكم أن تصابوا بالذعر، حسناً ؟
    Bir medyumla evlendiğinde hayatta kalmanın tek yolu budur. Open Subtitles إنها الطريقة الوحيدة للنجاة عندما تكون متزوجاً بوسيطةٍ روحية
    hayatta kalmanın hep bir yolunu bulduk. Bunu beraber yaptık. Open Subtitles لطالما وجدنا طرقاً للنجاة وكنّا نفعل ذلك معاً
    Şu anda yapabileceğimiz tek şey, hayatta kalmanın bir yolunu bulmak. Open Subtitles كلُ ما يمكننا فعله هو إيجادُ طريقةٍ للنجاة
    hayatta kalmanın tek yolu birbirimize göz kulak olmak. Open Subtitles الوسيلة الوحيدة للنجاة هو أن تعتني بنفسك.
    Beni ve adamları avcı olarak kullanmanızdan başka yol olmadığını hayatta kalmanın tek yolunun ben olduğumu. Open Subtitles إنكِ لا تملكين أي خياراً آخر سوى إستخدامنا كي نصطاد لكِ وإنني وسيلتكِ الوحيدة للنجاة
    Birinin nefesini ensende hissederken hayatta kalmanın kolay olduğunu mu sanıyorsun? Open Subtitles انتِ تعرفين أنه من الصعب البقاء على قيد الحياة عندما يريدون قتلك
    hayatta kalmanın ilkel becerilerinden bahsetmiyorum bile. Open Subtitles ناهيك عن المهارات البدائية للبقاء على قيد الحياة
    Bu sistem senin hayatta kalmanın tek yolu. Open Subtitles هذا الجهاز هو ما يبقيك حياً
    lsınan minik serçe hayatta kalmanın mutluluğuyla şarkı söylemeye başlamış. Open Subtitles لذلك هو حي وفرح وبدأ في الغناء
    Toksinler kısmen tükenip, etkileri azaldıktan sonra yani hayatta kalmanın tek açıklaması bu. Open Subtitles مع تبدد السموم جزئيا كانت الآثار صامتة هذا هو السبب الوحيد لبقائك حياً
    Dürüst olalım. hayatta kalmanın tek yolu da bu. Open Subtitles لنكن صادقين ، إنها . الفرصة الوحيدة لنجاتك
    İnsanlar, geçmişi ve geleceği bir yana bırakıp yalnızca o an hayatta kalmanın derdine düştüler. Open Subtitles توقف الناس فى القطار عن التفكير سواء فى الماضى أو المستقبل وتركز تفكيرهم فقط على كيفية النجاة من تلك الرحلة
    Bu dünyada hayatta kalmanın tek mantıklı yolu kural tanımamaktır. Open Subtitles الطريقة المنطقية الوحيدة للعيش في هذ العالم هي بدون قوانين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more