"hediyelerin" - Translation from Turkish to Arabic

    • الهدايا
        
    • هدايا
        
    • هداياك
        
    • هديّة
        
    • الهبات
        
    Lütfen bunu yukarıya götürüp açılmamış hediyelerin yanına koyar mısın? Open Subtitles هل تأخذين هذا للأعلى رجاءً وتضعيها مع الهدايا الغير مفتوحة؟
    - 24 saattir ayaktayim bu hediyelerin hepsini geri göndermem lazim. Open Subtitles لقد كنت مستيقظة لمدة 24 ساعة يتوجب علي إرجاع كل الهدايا
    Ve hepsinden önemlisi bu yıl, ilk kez süper hediyelerin için takdir göreceksin. Open Subtitles وأفضل شيء هو، هذا العام، لأول مرة ستنال أنت الجزاء لأجل الهدايا الرائعة
    Ve ben bebek partisine gelen hediyelerin teşekkür notlarını daha bitirmedim bile. Open Subtitles وإنّي حتّى لم أحرر ملاحظات الشكر على هدايا حفل استقبال المولود بعد.
    hediyelerin çok etkileyici olsa da beni emirlere maruz bırakman oldukça yersiz. Open Subtitles إخضاعى للأوامر أمر غير لائق مهما كانت هداياك مذهلة
    Peki. İşte burada, bütün hediyelerin şahı. Open Subtitles حسناً، هاك أفضل هديّة على الإطلاق.
    Bunun anlamı 4 Temmuz'da havai fişeklerin izlenmesi, Cadılar bayramında ''şaka mı şeker mi?'' diye sorulması ve Noel'de bir ağacın altına hediyelerin konulup sunulmasıdır. TED ما يعني احتفالي بمشاهدة الألعاب النارية في الرابع من يوليو، جمع الحلويات في الهالوين ووضع الهدايا تحت شجرة الميلاد.
    Oradaki bütün o hediyelerin hiçbir anlamı yok. Open Subtitles أن كل هذه الهدايا المكومة هناك لا تعني أي شىء
    Bütün bu hediyelerin benim için senin değerli kasetin kadar önemli olduğunu sanıyorsun. Open Subtitles كنت اعتقد ان جميع هذه الهدايا تعني الكثير بالنسبة لي كما الشريط الثمين يعني لك.
    Ama siz Stuttgart Balesi'nden atılınca hediyelerin arkası kesilmiş. Open Subtitles لكن تلك الهدايا تَوقّفتْ عن المَجيء مرّة أنت كُنْتَ تَقْطعُ مِنْ باليهِ شتوتغارد.
    Şey, hediyelerin bu gece ulaştırılması gerekiyordu ve kargo kamyonları noel arifesi grevde. Open Subtitles حسنا، من الضّروري أن تسلّم الهدايا اللّيلة وسائقوا الشاحنات في حالة إضراب .عشية عيد الميلاد
    Çok teşekkür ederim ama bana hediye alacaksanız, o hediyelerin parasını ödemek için daha çok çalışacağım. Open Subtitles أنا أقدّر لكم ذلك و لكن إن اشتريتم لي الهدايا سأضطر للعمل أكثر لدفع ثمنها
    Şimdi, bu hediyelerin çoğunun kimsesizler için olduğunu biliyorum ama... sana özel bir şey satın aldım. Open Subtitles الآن, أعلم أن الكثير من هذه الهدايا هي لأيتام أو ما شابه لكن..
    Annem bana hediyelerin en güzelini verdi; Open Subtitles السيد، أمّي أعطتْني الهدايا الأعظم لكُلّ.
    Dinleyin, kalıp sohbet etmek isterdim fakat biraz geç kaldım ve şu hediyelerin hepsini dağıtmalıyım. Open Subtitles لكن أنا متأخر قليلاً ولدى كل هذه الهدايا
    Bu arada, arabana hediyelerin birinci postasını doldurdum, tamam mı? Open Subtitles بالمناسبة، لقد وضعت أول دفعة من الهدايا فى سيارتك
    Seni gidi baş parmaklı peruk, o hediyelerin 60. kata gitmiş olması gerekiyordu. Open Subtitles أيها الغبي ذو الشعر المستعار هذه الهدايا كان من المفترض ان تذهب للطابق الـ60
    Arka taraftaki odaya gidip bunu da diğer hediyelerin yanına bırakabilirsin. Open Subtitles أتعلم ؟ بأمكانك أن تضع تلك الهدية في الخلف مع بقية الهدايا
    Almanya'da bir biyohacker, bir gazeteci, sokaktaki küçük hediyelerin kimin köpeği tarafından bırakıldığını bilmek istedi. TED بيوهاكير في ألمانيا، صحفي، يريد أن يعرف لمن الكلب الذي قام بترك هدايا في شارعه؟
    Tüm doğum günü hediyelerin için bir plan bile hazır. Open Subtitles حتى بها رسم بياني لجميع هدايا أعياد ميلادك.
    Hector, hayır oğlum onlar senin hediyelerin değil.. Open Subtitles هيكتور)، لا ياعزيزي) ! تلك ليست هداياك
    İşte hediyelerin en iyisi geliyor. Open Subtitles ها قد أتت أفضل هديّة.
    Tüm bu hediyelerin büyük bir yük olduğunu biliyorum. Open Subtitles اعلمي ان تلك الهبات تأتي ومعها أعباء معينة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more