Savaş bizim için her şey demek, bizim varoluşumuz, bizim mirasımız. | Open Subtitles | المعركة تعني كل شيء لنا، بقائنا، تراثنا |
Savaş bizim için her şey demek, bizim varoluşumuz, bizim mirasımız. | Open Subtitles | المعركة تعني كل شيء لنا، بقائنا، تراثنا |
İlk etkileşim ne kadar hafif olursa olsun onun için her şey demek. Bir davet. | Open Subtitles | ومهما كان التفاعل الأولي سريع الزوال فهو يعني كل شيء له، إنه بمثابة دعوة |
Bizim için önemsiz, ama onun için her şey demek olabilir. | Open Subtitles | ربما يكون شيئاً صغيراً في نظرنا ولكنه يعني كل شيء بالنسبة له |
Diskim her şey demek Sam. Her kapıyı açan anahtar. | Open Subtitles | القرص الخاص بي هو كل شيء سام , إنه المُفتاح |
Bu benim için her şey demek. Ordu benim ailem. | Open Subtitles | هذا هو كل شيء بالنسبة لي الجيش هو عائلتي |
Gerçek gücümüzü geri kazanmak benim için her şey demek. | Open Subtitles | لإستعادة قوانا الحقيقية هذا يعني كل شئ |
- Jax için her şey demek! | Open Subtitles | - إنها تعني كل شيء لـ " جاكس " |
Onun mutluluğu benim için her şey demek. | Open Subtitles | و سعادتها تعني كل شيء لي |
Susan benim için her şey demek. | Open Subtitles | ... سوزان تعني كل شيء بالنسبة لي |
Ann benim için her şey demek. | Open Subtitles | آن تعني كل شيء لي |
Şirket bizim için her şey demek. | Open Subtitles | الشركة تعني كل شيء بالنسبة له |
Tamamen inanıyorum. Bu benim için her şey demek. | Open Subtitles | أصدقه تماماً ، فهو يعني كل شيء بالنسبة لي |
Bildiğin her şeyi. Şu soruda bize öncülük etmelisin bu her şey demek. | Open Subtitles | أي شيء يمكن أن يقودنا لإجابة السؤال الأوحد الذي يعني كل شيء |
Ve kariyerin her şey demek olmadığını bilmeye. | Open Subtitles | ونخب معرفة أن العمل لا يعني كل شيء |
Bu konser benim için her şey demek. | Open Subtitles | أعني .. هذا الحفل يعني كل شيء ، حسناً؟ |
Bizim cemiyetimizde itibar, her şey demek ve sen, mirastan yoksun bırakılmış serseri senin itibarının süresi doldu. | Open Subtitles | .الصيت هو كل شيء في مجتمعنا ،أنتَ مُجرد مُغترب يُرهقني .وانتهى أمره |
Şimdi de Bay Jaffee için her şey demek ama bu kadar zaman kaybettikten sonra muhtemelen kullanamayacak. | Open Subtitles | والآن هو كل شيء بالنسبة إلى السيد جافي ولكن بعد كل هذا الوقت والانتظار نحن على الأرجح لن يتسنى لنا استغلال جسده |
Benim için her şey demek. | Open Subtitles | إنه يعني كل شئ بالنسبة لي |
Kapitalizm için kâr, her şey demek. | Open Subtitles | فبالنسبة للرأسمالية، فإن الربح يمثل كل شيء |
Ordu onun için her şey demek. | Open Subtitles | إنه كل شيء بالنسبة إليه |
O, benim için her şey demek. | Open Subtitles | انها تعني كل شئ بالعالم لي |