| Müzik hayatınızı değiştirebilir, hem de her şeyden daha fazla. | TED | الموسيقى يمكن أن تغير حياتك أكثر من أي شيء آخر |
| Çünkü sen bunu dünyadaki her şeyden daha çok istiyorsun. | Open Subtitles | لأنك تريدين هذه اللحظة أكثر من أي شيء في العالم |
| Tam tersi bir yaklaşımla ele alalım, çevrenizdeki her şeyden daha hassas olmak. | TED | لذا فكروا في المقاربة العكسية، أن يصبحوا ألين من أي شيء آخر حولهم. |
| Bu da canımı dünyadaki her şeyden daha fazla acıtıyor. | Open Subtitles | أنة يؤلمني أكثر من أي شئ أخر في العالم أجمع |
| Seni ve babanı, bu dünyadaki her şeyden daha çok severdi. | Open Subtitles | لقد أحبتك أنتي ووالدك أكثر من أي شئ آخر في هذا العالم |
| Tekerlekli sandalyeye dönmemek hayatımdaki her şeyden daha önemli. | Open Subtitles | البقاء خارج الكرسي المتحرك هو أهم من أي شيء آخر في حياتي. |
| O zaman onu dünyadaki her şeyden daha çok sevmelisin. | Open Subtitles | إذاً, لابد من انك تحبها اكثر من أي شيء بالعالم |
| Bu salgını durdurmayı her şeyden daha çok istediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّك تحفلين لوقف هذا الوباء أكثر من أيّ شيء |
| Ama her şeyden daha çok tehditler savurmak hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | ولكن أكثر من أي شيء ترغب فيه هو صنع التهديدات |
| Onun gibi adamlar haklı çıkmayı bu dünyadaki her şeyden daha çok isterler. | Open Subtitles | رجال مثله يفضلون أن يثبتوا أنهم على حق أكثر من أي شيء بالعالم |
| Babam bana ellerimi nasıl kullanacağımı öğretmemiş olabilir, ama kalbimi nasıl kullanacağımı öğretti ve bu onu her şeyden daha fazla erkek yapıyor. | TED | فبينما لم يعلمني والدي كيفية استخدام يديّ، علمني كيف أستخدمُ قلبي، وبالنسبة لي جعله هذا أكثر من أي شيء رجلًا. |
| Buna rağmen uzun zamandır beklediğim her şeyden daha güçlü hissettim o an. | TED | مع ذلك، كان الشعور أقوى من أي شيء آخر توقعته منذ فترة طويلة. |
| her şeyden daha hızlı bir organizasyonu mahveden şey bir çalışanın kendisine adaletsizce davranıldığını hissetmesi. | TED | الشيء الذي يضعف الثقة في منظمة أسرع من أي شيء آخر هو عندما يشعر الموظفون أنهم يُعاملون بشكل غير عادل. |
| Bu da canımı dünyadaki her şeyden daha fazla acıtıyor. | Open Subtitles | أنة يؤلمني أكثر من أي شئ أخر في العالم أجمع |
| Sizin için her şeyden daha değerli olan bir şey. | Open Subtitles | ذلك الشيء الخاصّ الوحيد الذي يعني لك أكثر من أي شئ آخر في العالم |
| Hem de hayatım boyunca yaptığım her şeyden daha çok. | Open Subtitles | نادم جداً أكثر من ندمي على أي شيء آخر في حياتي |
| Peki,seni dünyada her şeyden daha çok mutlu ne edebilir? | Open Subtitles | الأن ماذا قد يجعلك سعيداً اكثر من أي شيء بالعالم |
| Gordon için para her şeyden daha önemli. | Open Subtitles | يبدو مثل عناية جوردن حول المال أكثر من أيّ شيء. غير قابل للتصديق. |
| O çocuğu dünyadaki her şeyden daha çok istiyordu. | Open Subtitles | لقد أرادت هذه الطفلة أكثر من أي شيء أخر في العالم |
| Sana söyleyecektim, Duke, ama şunu bilmelisin ki futbolu dünyadaki her şeyden daha fazla seviyorum... | Open Subtitles | كنت أريد أن أخبرك يا صديقي ولكن يجب أن تعرف أحب كرة القدم أكثر من آي شيء بالعالم |
| Tekerlekli sandalyeden kurtulmak, benim için hayatımdaki her şeyden daha önemli. | Open Subtitles | البقاء خارج ذلك الكرسي يهمني اكثر من اي شيء اخر |
| Sizi, dünyadaki her şeyden daha çok seviyorum. | Open Subtitles | أَحبُّك أكثر مِنْ أيّ شئ يَعمَلُ في العالمِ العريضِ جداً. |
| Uykudan uyanıp benim yaşadığım hayatı göğüslemek hayal ettiğin her şeyden daha fazla cesaret gerektiriyor. | Open Subtitles | إنها تتطلب أطنان من الشجاعة أن تصحى و تواجه حياتي أكثر من أي شيئ قد تحلم به |
| Elbette seviyorum. her şeyden daha fazla hem de. | Open Subtitles | بالطبع احبك ، احبك أكثر من أي شي آخر في العالم. |
| Zeki olmanın dünyadaki her şeyden daha havalı olduğunu düşünüyordum. | TED | أعتقدت أنه لتصبح ذكياً هو أفضل من أي شئ في العالم. |
| Bununla hayatımda yaptığım her şeyden daha fazla iftihar ediyorum. | Open Subtitles | انا فخور بهذا أكثر من أى شئ أخر قمت به فى حياتى |