Ondan boşandı çünkü iki dudağı olan her şeyle yatıyordu. | Open Subtitles | طلقته لأنه كان يظفر بكل شيء من مجموعتين من الشفايف |
her şeyle ilgilenmesini, faturayı bana göndermesini ve adımı gizli tutmasını söyledim. | Open Subtitles | قلت له أن يهتم بكل شيء ، أرسل لي الفاتورة ، حافظ على أسمي مجهولاً. |
her şeyle ilgilenmesini, faturayı bana göndermesini ve adımı gizli tutmasını söyledim. | Open Subtitles | قلت له أن يهتم بكل شيء أرسل لي الفاتورة ، حافظ على أسمي مجهولاً |
Şu an değer verdiğimiz ve bildiğimiz her şeyle ilgisi var. | TED | إن الأمر متعلق بكل ما له قيمة بالنسبة لنا وكل ما نعرفه في الوقت الحاضر. |
Ve şimdi de geri kalan her şeyle ilgilenmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | ذلك صحيح. وأنا أخطّط لآعتنى بكلّ شيء آخر، أيضا. |
Seni sahip olduğu her şeyle seven bir sevdiğin oldu mu hiç? | Open Subtitles | هل سبق لك ان احببت شخصاً احبك بكل شئ كان يملكه ؟ |
Daha önce mecbur kalmamıştım. Sen her şeyle ilgileniyordun. | Open Subtitles | لم يتوجب علي هذا من قبل كنت دوما تعنى بكل شيء |
Eminim yerine geçen kişi her şeyle başa çıkabilecektir. | Open Subtitles | متأكد أن بديلك سيتكفل بكل شيء من هو ، على أي حال؟ |
Ama evlilikte her şeyle ilgilenmeye söz veriyorsunuz. | Open Subtitles | و لكن في الزواج , أنت تعد بأن تتكفل بكل شيء |
Yemeğe çıkacak olsak her şeyi ben planladım. her şeyle ilgilendim ama hiçbir yaptığımı takdir etmedin. | Open Subtitles | إذا كان لدينا أي شيء فأنا من خطط لهذا لقد اعتنيت بكل شيء و لا أعتقد أنك تقدر هذا |
Vaftiz babanız her şeyle ilgilendi. Yani bunun için endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | عرابك اهتم بكل شيء لذا لا تقلقي بشأن ذلك الآن |
Sürekli herkesle ve her şeyle sen ilgilenemezsin. | Open Subtitles | لا تستطيعين أن تعتني بكل شيء وكل شخص طيلة الوقت |
Kendimi iğfal edilmiş gibi hissediyorum, ama polis her şeyle ilgileniyor. | Open Subtitles | انا كذلك, انا اشعر بإنتهاك لحقوقى, ولكن الشرطة تهتم بكل شيء بالمكان |
Tanrı evrendeki her şeyle bağlantılı olan boyutlar arası bir varlıktır evrenin sorumlu bir yaratıcısı ve, bir şekilde ve isterse fizik kanunlarını değiştirebilir. | Open Subtitles | الرب كائن داخلي الأبعاد مُتصل بكل شيء في الكون خالق مسؤول عن الكون و يمكنه بطريقة ما تغيير قوانين الفيزياء إن شاء |
Elimdeki her şeyle saldıracağım çünkü spotlar sadece birimizi aydınlatabilir. | Open Subtitles | وسأنقض عليك بكل ما أملكه لأن الاضواء لا يمكن أن تسلط إلا على واحد منّا فقط |
Eğer o yarrak yalayanın buraya gelecek taşşağı varsa elimizdeki her şeyle gideriz üstüne. | Open Subtitles | إذا كان هذا اللعين لديه الجرأة ليأتي إلى هنا سوف نضربه بكل ما لدينا |
Yarın, toplantıdan sonra aklın ve kalbinin sana doğru olduğunu söylediği her şeyle bu oyu kazandıktan sonra. | Open Subtitles | غداً، بعد الإجتماع بعدما تفوز بالتصويت بكل ما يخبرك به عقلك وقلبك بأنه صحيح |
Yürü eve git, biz her şeyle ilgileniriz. | Open Subtitles | اذهب إلى المنزل، سأهتمّ بكلّ شيء |
Ya da o kapıyı açarız ve dördümüz elimizdeki her şeyle onlara saldırırız. | Open Subtitles | ..أو أن نركل هذا الباب لنفتحه ثم ننطلق نحن الأربعه نضربهم بكل شئ نمتلكه |
- Sana bunu söylemediler, değil mi? - Rahatla. Ben her şeyle ilgilenirim. | Open Subtitles | ـ انا أعني ذلك بحق ـ انا سأهتم بكل شيئ فقط هدء من روعك |
Biliyor musun, içimden bir ses ihtiyarın her şeyle ilgileneceğini söylüyor. | Open Subtitles | تعلَم، لديَ هذا الإحساس الغريب بأنَ هذا العجوز سيتكفَّل بكُل شيء |
Çok fazla lekesi var, bu yüzden her şeyle uyar. | Open Subtitles | هو يُحْصَلُ على الكثير مِنْ اللطخاتِ، لذا يَذْهبُ بكُلّ شيءِ. |
Çocuklarla, ev işleriyle, her şeyle arası çok iyidir. | Open Subtitles | انها رائعة فى التعامل مع الأطفال والبيت وكل شىء |
Kendi tıbbi tesisleri varmış ve her şeyle ilgilenebilirlermiş, öyle dediler. | Open Subtitles | يقولون ان لديهم منشأة طبية خاصة ويمكنهم التعامل مع كل شيء |
Asıl nokta şu ki birlikte farklı yaklaşımların çeşitliliği evrimin getirdiği hemen hemen her şeyle başa çıkabilir. | TED | المغزى من هذا هي أن هذا التنوع في المناهج المختلفة يستطيع التعامل نسبيا مع أي شيء تَمَكَّن التطور من الرَّمي به. |
her şeyle tamamen kendinin ilgileneceğini üstüne basa basa söylemiştin Justine. | Open Subtitles | - لقد قلتيها يا جاستين - إنَّ تفاصيل التعاملِ مع كلِّ هذا لكِ وحدكِ |
Çocuklara bununla... başa çıkabileceklerini anlatmak istiyordu yolunuza çıkan her şeyle başa çıkabilirsiniz. | Open Subtitles | أرادت أن تخبر الأطفال أن بإمكانهم التعامل مع الموقف وأن بإمكانهم التعامل مع أى عقبة تقف فى طريقهم |