her aile burada genelde bir üyesi, en bilgili avcısı olan büyükanneler sayesinde yaşamını sürdürür. | TED | كل عائلة قادرة على البقاء هنا بفضل عضو رئيسي واحد الأكثر دراية بالصيد: الجده. |
her aile günlük 40 saniyelik internet kullanabiliyor. | Open Subtitles | كل عائلة تأخذ 40 ثانية للإنترنت في اليوم |
her aile çok nadide hazinelerden birini sundu. Onları saklayacaksın. | Open Subtitles | كل العائلات قدمت شيئا من أكثر كنوزها فى القيمه |
Ve o camiye giden her aile bunlardan birine erişim hakkına sahip. | Open Subtitles | و كل العائلات التى تنتمى إلى المسجد و الذين هم على علاقة بالقضية. |
Camları açıkken, yüksek seste İspanyol müzikleri dinleyen ve televizyondaki futbol maçına bağırıp çağıran her aile olabilirdi. | Open Subtitles | أعني ، أن أي عائلة يمكنها أن تشغل موسيقى إسبانية صاخبة خلال نوافذهم المفتوحة طوال الليل |
her aile genellikle çiftleşebilen tek dişi olan bir kraliçenin kontrolündedir. | Open Subtitles | كل شمل عائلة يُنظّم من قبل الملكة، والتي هي تقريباً وحدها من الإناث تتناسل دوماً. |
Bu sürüler içinde her aile yaklaşık 20 kişilik gruplar halinde takılır. | Open Subtitles | وفى داخل هذه القطعان نجد أن كلّ عائلة تتضامن سوياً فى مجموعات من 20 أو نحو ذلك |
Araştırmamı istediğiniz her aile cinayetin gerçekleştiği evde oturmuş. | Open Subtitles | كل عائلة جعلتني أبحث عن معلومات عنها سبقَ لها العيش في المنزل الذي عاشت فيه العائلة التي قُتِلَت قبلها |
Buradaki her aile yasalara saygılı her vatandaş inşaat işleri bitince evlerine yeni Lennox Gardens'a geri dönecektir. | Open Subtitles | كل عائلة في موقف جيد كل مواطن يزايد على القانون سوف يرحب بعودته في الإنشاء |
Uyuşturucu işinde o kadar çok para vardı ki her aile illa bu işe giriyordu. | Open Subtitles | لتهريب الهيروين إلى إلى الولايات المتحدة هناك الكثير من المال في تجارة المخدرات أن كل عائلة عاجلا أو في وقت لاحق |
- her aile bunu yaşar. - Bu kadar kötü değil. | Open Subtitles | كل عائلة قد تفشل بطريقتها الخاصة - ليس بهذا السوء - |
her aile, kendi küçük siyasi düzenidir ve genelde demokratik olmaz çünkü ebeveynler, ailenin tüm üyelerini etkileyen kararları kendileri verir, çocukların da söyleyecek çok az şeyi olur. | TED | كل عائلة تملك نظاماً سياسياً مصغراً ويكون غير ديموقراطي عادة، لأن الوالدين يتخذون قرارات العائلة التي تؤثر على جميع الأفراد، والأطفال لا يشاركون كثيراً. |
Görüyorsun evlat, senin gibi bir çocuğu benimki gibi bir kampa gönderdiklerinde her aile ekstra para kazanmak zorunda. | Open Subtitles | -سكن شباب" " كل عائلة عليها إيجاد دخل إضافي حين يرسلون طفلاً مثلك لمصحة كمصحتي |
Evi soyulan her aile o gece kilisedeki akşam yemeği davetini kabul etmiş. | Open Subtitles | كل العائلات التي تم اقتحام منازلها كانت مدعوة للعشاء في تلك الليلة في الكنيسة |
- her aile yapmaz bunu. | Open Subtitles | ليس كل العائلات ستقوم بذلك |
Uyuşturucu bağımlılığı ile uğraşan her aile gibi her şeyi denersiniz, çünkü çaresizce onu kurtarmak istersiniz. | Open Subtitles | مثل أي عائلة تعاملت مع مدمني المخدرات فإنك تحاولين فعل كل شيء، لأنكِ تريدين إنقاذهم بشدة |
Belki de bu, diğer her aile gibi Disney World'e gitmemiz için Allah'ın gönderdiği bir işarettir. | Open Subtitles | أو ربما هي علامة من الله بأنه يجب أن نذهب إلى "عالم ديزني" مثل أي عائلة أخرى. |
her aile bir kraliçe tarafından idare edilir ve bu çoğunlukla bir tek bu dişi doğurur. | Open Subtitles | كل شمل عائلة يُنظّم من قبل الملكة، والتي هي تقريباً وحدها من الإناث تتناسل دوماً. |
her aile kavga eder. Siz arayı düzeltmelisiniz. | Open Subtitles | كلّ عائلة تتشاجر، أما أنت فحسّني من الأمر. |