Bu durumda Hiç şansın yoktu. | Open Subtitles | على حالة كبده هذه لم يكن لديك فرصة أبداً. |
Defol git, tamam mı. Eğer biz ayrılmış olsak bile, senin onunla Hiç şansın olamaz dostum. | Open Subtitles | توقف عن ذلك ,حتى لو إنفصلنا ,فليس لديك فرصة فى ذلك ,يا رجل |
Hiç şansın yoktu. | Open Subtitles | لم تحظي بالفرصة أبدًا. |
Hiç şansın yoktu. | Open Subtitles | لم تحظي بالفرصة أبدًا. |
Bilgisayar bilmiyorsan, Hiç şansın yok. | Open Subtitles | إلا إذا كنت لديك حاسوب فأنت لا تملك أدنى فرصة |
Hiç şansın yok. | Open Subtitles | لا تملك أدنى فرصة |
Hiç şansın olmayan bir kadın için beni satıyorsun. | Open Subtitles | تتخلص مني من أجل امرأة ليس لديك أية فرصة معها |
Ne zaman beraber bir yere gitsek, yalnız tatlı bir kız varsa onla Hiç şansın olmadığı halde beni bırakıp gidebileceğini sanıyorsun. | Open Subtitles | ففي كل مرة نخرج فيها سوية تظن أن بإمكانك التخلي عني كلما ظهر شخص أكثر جمالا حتى و لو لم يكن لديك أية فرصة معهم |
Doğru, senin de bildiğin gibi ona karşı Hiç şansın yok. | Open Subtitles | صحيح، كما تعرف، ليس لديّك فرصة ضدّه. |
Hiç şansın yok, penislerle ilgilenmiyor. | Open Subtitles | لا يوجد لديك فرصة معها ليست مهتمة في القضيب انها للشخصيات |
Çok erken başlarsan zemin kattaki koltuklar için Hiç şansın olmaz. | Open Subtitles | لكنإذابديتمبكراً, حينها ليست لديك فرصة للمقاعدالأمامية. |
Hiç şansın yok. | Open Subtitles | لا تمتلك أدنى فرصة |
- Boşver, Peter. Hiç şansın yok. - Evet. | Open Subtitles | -إنسى هذا يا (بيتر), لا تملك أدنى فرصة |
Düşün, bir de bu adam işi biliyordu. Senin Hiç şansın yok. | Open Subtitles | وكان يعرف ما يفعل، ليست لديك أية فرصة |
Hiç şansın yok. | Open Subtitles | لا يوجد أية فرصة |
Joe, Hiç şansın yok. | Open Subtitles | (ليست لديّك فرصة يا (جوي |