Bazen kaybettiğinizi sandığınız şeyler sanki hiçbir şey olmamış gibi her zaman onları sakladığınız yere, eski yerlerine geri dönerler. | Open Subtitles | تلك الأشياء التي تعتقد إنك فقدتها أحيانا تعود إلى مكانها إلى المكان الذي أخذتهم منه بالأصل، وكأن شيئاً لم يحدث |
Sanki hiçbir şey olmamış gibi sabahtan beri burada dolaşıyor. | Open Subtitles | أتى إلى هنا هذا الصباح و كأن شيئاً لم يحدث |
hiçbir şey olmamış gibi patronumla konuşacağım. Ve davete döneceğim. | Open Subtitles | ثم سأتحدث مع رئيسي كما لو أنه لم يحدث شيء وأعود للحفلة |
O zaman, tıpkı önceden olduğumuz gibi hiçbir şey olmamış gibi devam edeceğiz. | Open Subtitles | حسناً, حينها إذاً يمكننا أن نستمر كما كنا, و كأن شيئاً لم يكن |
Yarın kahvaltıda görünürüz ve hiçbir şey olmamış gibi davranırız. | Open Subtitles | ونظهر غدا عند الأفطار, ونتصرف كأن شيئا لم يحدث ؟ |
Tatillerden sonra, sanki hiçbir şey olmamış gibi Rikako beni görmezden geldi. | Open Subtitles | بعد عطلة الربيع ان ريكاكو ..كانت تجاهلني و كأن شيء لم يحدث.. |
Bir iki aya hiçbir şey olmamış gibi geri dönecek. | Open Subtitles | شهر، ربما اثنان ستعود كما كانت، كأن شيئاً لم يحدث. |
Sanki hiçbir şey olmamış gibi. Sanki hiç gitmemişsin gibi. | Open Subtitles | كما لو أن شيئاً لم يحدث كما لو أنك لم تبتعد مطلقاً |
Misyonumuz, hiçbir şey olmamış gibi devam etmeli. | Open Subtitles | عملنا يجب أن يستمرّ و كأنّ شيئاً لم يحدث. |
hiçbir şey olmamış gibi. hiçbir şey olmamış gibi mi? | Open Subtitles | ـ كأن شيئاً لم يحدث ـ كأن شيئاً لم يحدث ؟ |
Ama o hiçbir şey olmamış gibi davrandı. Belki de eşi Julia olduğu için. | Open Subtitles | لكنه تصرف وكأنة لم يحدث شيء ربما بسبب زوجته جوليا. |
Bu sabah hiçbir şey olmamış gibi çıkıp gitti. | Open Subtitles | طارتْ البابَ هذا الصباحِ مثل لم يحدث شيء. |
Gecenin bir yarısı beni evden çıkarıp, omzumda ağlayıp, sonra hiçbir şey olmamış gibi davranamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تَستطيعُ البُكاء على كتفِي ثمّ يَدّعي لم يحدث شيء. |
Üsse dön ve hiçbir şey olmamış gibi normal davran. | Open Subtitles | عُد إلى القاعدة وتصرف بشكل طبيعي كأنّ شيئاً لم يكن |
Marie, hiçbir şey olmamış gibi işlerinin başına döndü. | Open Subtitles | ماري فقط إهتمّتْ بعملها كأَنَّ شيئاً لم يكن. |
Yüzüne sıçrayan kanlarla hiçbir şey olmamış gibi film izleyecek. | Open Subtitles | ثم سيأكل ويشاهد الأفلام و كأن شيئاً لم يكن |
Tezinde diyor ki: Bir paradigma ortadan kalktığında bilim adamlarının yaptığı, tahmin edin, sanki hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam etmektir. | TED | حيث قال: ما يفعله العلماء عندما يفشل نموذج هو, احزروا ماذا, يتابعون العمل كأن شيئا لم يحدث |
Ve hiçbir şey olmamış gibi oturmuş çay demlemiş içiyorsun. | Open Subtitles | وها أنتِ جالسة هنا، تسكبين الشاي وكأن شيء لم يحدث |
Orada durup da hiçbir şey olmamış gibi aileye geri dönmeni gülümseyerek izleyemem. | Open Subtitles | لا يُمكنني الوقوف والإبتسام، وأُشاهدك تعود إلى هذه العائلة وكأنّ شيئًا لم يحدث. |
Barton, beni dinle. hiçbir şey olmamış gibi davranmalısın. | Open Subtitles | أنصت إليّ، يجب أن تتصرّف وكأن شيئا لم يكن. |
hiçbir şey olmamış gibi davranmak çok kolay oldu. | Open Subtitles | إدعاء أنه لم يحدث شىء خ كان أمرا سهلا للغاية. |
Üç gün sonra da, sanki hiçbir şey olmamış gibi bizi okula götürmüştün. | Open Subtitles | بعد ثلاث أيام من ذلك ، أخذتنا إلى المدرسة وكما أن الأمر لم يحدث |
Ve 16 yıl sonra ondan yeniden faydalanmak istedin ve tekrardan hiçbir şey olmamış gibi davrandın. | Open Subtitles | وبعد ذلك ، بعد 16 سنة وحاولت الإستفادة منها مرة أخرى ومرة أخرى ، تريد أن يكون كأن شئ لم يحدث |
Her gün annenin bana bakıp hiçbir şey olmamış gibi gülümsemesi çok zor. | Open Subtitles | كان من الصعب رؤية وجهها المبتسم يحلق كل يوم وكأنه لم يحدث شئ |
- Sen orada oturuyorsun, ben burada ikimiz de hiçbir şey olmamış numarası yapıyoruz. | Open Subtitles | انتِ جالسة هناك, انا جالسٌ هنا, كِلانا يدّعي أن لا شيء حدث. |
Seninle sevişip, sonra da hiçbir şey olmamış gibi evliliğime devam mı edeyim? Ya da evliliğimi mi sonlandırayım? | Open Subtitles | أمارس الحب معك و أكمل زواجي كأن لاشيء حدث |
Sanki hiçbir şey olmamış, kimse ders almamış gibi. | Open Subtitles | و كأنّ شيئاً لم يحصل و كأنهم لم يتعلموا عبرة من ذلك |