Afrika kıyılarından doğuya Hint Okyanusu'na oradan da mercan adalarıyla kaplı Maldivler'e gidiyoruz. | TED | من شواطئ افريقيا فلنسافر إلى الشرق، حيث المحيط الهندي الشاسع إلى جزر المالديف، أرخبيل من الجزر المرجانية. |
En yaklaştığım şey, Hint Okyanusu'ndaki mercan adalarını ziyaret etmek. | TED | واليوم، أقرب مكان زرته هو الجزر النائية في غرب المحيط الهندي. |
Şimdi de Kelly'nin bahsettiği Hint Okyanusu. | TED | وكما ذكرت كيلي، نزلتم إلى المحيط الهندي. |
Dar gelmeye başlayabiliyor. DB: Tamam, o zaman işte Hint Okyanusu'nun dibi | TED | ديفيد: حسناً، استكشفتم قاع المحيط الهندي |
16 yaşıma geldiğimde onu Hint Okyanusu'na atmıştım. Magus'a bir daha asla binmeyeceğime yemin etmiştim. | Open Subtitles | ألقيته في المُحيط الهنديّ حينما كنتُ بالـ 16، وأقسمتُ ألّا أستقلُّ (ماجاس) مُجدداً. |
Dünyadaki biyoçeşitlilik merkezlerinden bir tanesi olan, Hint Okyanusu'ndaki Mascarene Adaları'nda çalışıyor olmak benim için büyük bir ayrıcalık. | TED | إنه لشرف كبير بالنسبة لي العمل بإحدى أغنى مناطق التنوع البيولوجي بالعالم: جزر ماسكارين بالمحيط الهندي. |
Hint Okyanusu'nda geceleyin 2,424 metrede uçarken. | TED | يطير في الليل فوق المحيط الهندي بارتفاع 2,424 متر. |
Ümit Burnu boyunca yol alarak onu Hint Okyanusu'nda karşımızda bulabiliriz. | Open Subtitles | فإنه يسبح الآن في مياه رأس الرجاء الصالح، وترك خلفه المحيط الهندي |
Hint Okyanusu'na ve ötesine korkusuzca yöneldik. | Open Subtitles | شمالا والشمال الشرقي نحو المحيط الهندي وما وراءه |
Bir gece Hint Okyanusu'nu geçerken... ana güverteden aniden... | Open Subtitles | وذات ليلة خلال عبور المحيط الهندي في الغرفة الرئيسية على سطح السفينة الكبير |
Aşçım Herakles'le, yolcusuz, Hint Okyanusu'nda bir yerlerde olmak. | Open Subtitles | و مع طباخي هيراكليس و دون أي مسافرين آخرين لنذهب الى مكان ما في المحيط الهندي |
Hint Okyanusu'nun ortasında bir platformda şu an. | Open Subtitles | حالياً هو في عمل خاص في منتصف المحيط الهندي |
Hava basıncındaki bu değişim sıcak havayı güneydeki Hint Okyanusu'ndan bu bölgelere kadar taşır. | Open Subtitles | التغيير في الضغط الجوي يعادله الهواء الرطب الدافئ من المحيط الهندي في الجنوب. |
Ve hatta Hint Okyanusu, Doğu ve Afrika kıyıları bile var. | Open Subtitles | رسمو المحيط الهندي أيضاً والساحل الشرقي لأفريقيا |
Hint Okyanusu'nun ortasında ücra bir askeri üs. | Open Subtitles | قاعدة عسكرية مهجورة في وسط المحيط الهندي. |
- Derbeder olmuş gözden ırak... Hint Okyanusu sakinleştiğinde, belirir biri... | Open Subtitles | ذهب إلى المحيط الهندي ليهدأ بقعه من ظل أبيض |
Burada, Hint Okyanusu'nun bitişiğinde kıyıdan, 1,000 metrelik bir sıradağ yükseliyor. | Open Subtitles | هنا, بجوار المحيط الهندي مجموعة من الجبال ترتفع ألــف متر عن الشاطئ |
Cevap, Hint Okyanusu'nun hemen kıyısındaki konumlarında yatıyor. | Open Subtitles | الجواب يكمن في موقفها، الصحيح هو المحيط الهندي. |
Hint Okyanusu'ndan gelen zenginlik Arap memleketini besliyor. | Open Subtitles | ثروات من المحيط الهندي تغذي الأرض العربية. |
Görünüşe göre Hint Okyanusu'nun güneyinde bir yere çarpacak. | Open Subtitles | يبدو أنّهم ذاهبون لدكِّ مكانٍ ما في المحيط الهندي الجنوبي. |
16 yaşıma geldiğimde onu Hint Okyanusu'na atmıştım. Magus'a bir daha asla binmeyeceğime yemin etmiştim. | Open Subtitles | ألقيته في المُحيط الهنديّ حينما كنتُ بالـ 16، وأقسمتُ ألّا أستقلُّ (ماجاس) مُجدداً. |
Hint Okyanusu'ndaki Mauritius adasında yaşamış ve bilinen tarihte, neredeyse kesinlikle insanlar tarafından yok edilmiş, ...ilk hayvan türü. | Open Subtitles | عاش فيما مضى في جزيرة موريشيس بالمحيط الهندي وهو يعتبر أول حيوان يتسبب الإنسان في إبادته |