"hissetti" - Translation from Turkish to Arabic

    • شعرت
        
    • يشعر
        
    • وشعر
        
    • شعوره
        
    • أحسّ
        
    • أحست
        
    • احست
        
    • شعر بأنه
        
    • شعرَ
        
    • لقد شعر
        
    • ما شعر
        
    • بحزنها
        
    • و شعر
        
    • ويشعر
        
    • لقد أحس
        
    Kendini kötü hissetti ama onun hatası olmadığı ortaya çıktı. Open Subtitles شعرت بالسوء ، ولكن اتضح أن الخطأ لم يصدر منها
    Ben ona açıldığım için, o da bana açılması gerektiğini hissetti belki de. Open Subtitles ربما لأنّي تحدّثت بحريّة معها لذا .. شعرت بأنّ عليها أن تحادثي بحريّة
    Muhtemelen ona baktığımda, hayal kırıklığımı hissetti, çünkü bunu gizlemek için fazla bir şey yapmadım. TED ومن المحتمل أنها شعرت بخيبة أملي عندما نظرت إليها فلم أحاول إخفاء ذلك
    Sanırım hayattaki en büyük şeylerin tesadüfi olduğunu hissetti, ve hiçbir şekilde planlamadığını. TED أعتقد أنه كان يشعر بأن أعظم الأشياء في الحياة هي الأشياء العرضية و الأشياء الغير مخططة على الإطلاق.
    Ama Miranda'yı gördüğünde, milyonları varmış gibi hissetti. Open Subtitles ولكن وجود ميراندا تظهر، أدلى له يشعر وكأنه مليون باكز.
    Güneşin yakıcılığını arkasında hissetti aşağı doğru indi. Open Subtitles شعرت بحرارة الشمس تلفح ظهرها، هبطت قليلا.
    Annem kendini çok suçlu hissetti. ve rahibe olmaya karar verdi. Open Subtitles علي أي حال، شعرت والدتي بالذنب .وقررت أن تصبح راهبة
    Samantha bir eğlence evinde yürüyormuş gibi hissetti. Open Subtitles شعرت سامانثا مثل كانت قد مشى إلى بيت المرح.
    Haftalardır ilk kez Charlotte rahatladığını hissetti. Open Subtitles للمرة الاولى منذ اسابيع، شارلوت شعرت بالارتياح.
    Yine de akşam yemeği boyunca, iki arkadaş arasındaki tansiyonu hissetti. Open Subtitles خلال العشاء، ورغم ذلك، شعرت بالتوتر بين الصديقين
    Bu, yakindaki somondan gelen elektriksel isaretleri hissetti. Open Subtitles لقد شعرت بالذبذبات التي أصدرتها أسماك السلمون القريبة.
    Bütün gece beş parasız sitarcı bekledi, ve şimdi, ilk defa, kıskançlığın soğuk saplanışını hissetti. Open Subtitles طوال الليل، وعازف الجيتار المعدم ينتظر والآن، وللمرة الأولى يشعر بالطعنة الغادرة للغيرة
    Belki de köşesini güvensiz hissetti. Open Subtitles ربما لم يكن يشعر بالأمان في زاوية الملاكمة
    Herkes yaklaşan patlamanın ilk sinyallerini gördü ve hissetti ve onları sakin tutma çabalarımıza rağmen bazıları paniklemeye başIıyor. Open Subtitles الجميع شاهد المؤشرات الأولى للثوران الوشيك وشعر بها بدأ البعض يشعر بالخوف رغم جهودنا لتهدئتهم
    Yalnızca yutkundu ve kalp acısının boğazından kayışını hissetti... ve oraya hapsetti. Open Subtitles لقد إبتلع الموقف بشدة وشعر بصفعة الحزن تنزلق في حنجرته وأخفاها طوال الوقت
    Kardeşine yaptığın büyü hakkında ne hissetti? Open Subtitles ما شعوره حيال التعويذة التي ألقيتها على أخيه ؟
    14. yaş gününde, bir İşareti hissedebildiğin zaman Karanlık da seni hissetti. Open Subtitles في عيد ميلادك الـ 14 عندما كنت للمرّة الأولى قادراً على الإحساس بالعلامة أحسّ بك الظلام
    - Benimle aynı şeyleri hissetti. - Ne yapmamı bekliyorsun? Open Subtitles لقد أحست بنفس شعوري ما الذي تتوقعين مني فعله ؟
    "O" bir yabancının kollarında aldığı yasadışı zevkten ötürü kendini kirlenmiş ve suçlu hissetti. Open Subtitles أو احست بالذنبَ و انها مُلَوَّثة من السرورِ المحظورِ كَانَ عِنْدَها زراعات غريبِة
    Ama önce herkese gerçeği anlatma konusunda kendini mecbur hissetti. Ahmak. Open Subtitles لكنه شعر بأنه مجبر على إخبار الجميع بالحقيقة، الأحمق
    Hayır, para yüzünden değil, aldatılmış hissetti. Open Subtitles لا، لَم يكُن الأمر بسبب المال. لقد شعرَ أنهُ قد انتهى
    Öldürücü bir darbe vurduğunu hissetti. Yalnızca arkadaşına değil, kendisine de. Open Subtitles لقد شعر و كأنه قد ضرب ضربة مميتة ليس فقط لصديقه
    Hemen sonrasında oğlan kötü hissetti ve barıştılar. TED الآن، هذا الصبي سرعان ما شعر بالأسف ،وتصالحا بعد ذلك
    Kız ağlıyor jüri de bunu hissetti. Open Subtitles إنها تبكي والمحلّفون سيعرون بحزنها.
    Paniğe kapıldı. Köşeye sıkıştırılmış yırtıcı bir hayvan gibi hissetti. Open Subtitles لقد استولى عليه الرعب ، و شعر و كأنه حيوان مطارد ، محاصر ، يائس
    O, denizlere geri dönerek her sabah serin bir esintiyi, her öğleden sonra ise güneşi yüzünde hissetti. Open Subtitles من عاد للبحر ويشعر بالنسيم العليل كل صباح وبالشمس بوجهه كل عصر
    Bunu anında hissetti ve tek kelime konuşmaksızın gitti. Open Subtitles لقد أحس بذلك على الفور . وغادر قبل أن نتبادل حتى جملتين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more