"huzurlu" - Translation from Turkish to Arabic

    • بسلام
        
    • مسالمة
        
    • هادئ
        
    • السلام
        
    • سلام
        
    • هادئة
        
    • مسالم
        
    • سلمية
        
    • بالسلام
        
    • سكينة
        
    • الآمن
        
    • أمانك
        
    • بالهدوء
        
    • مرتاح
        
    • السلمية
        
    Doğru söylüyorsun, oğlum kutsal topraklarda ruhları çok daha huzurlu olacaktır. Open Subtitles أنت على حق يا بنيّ سترقد أرواحهم بسلام في أرضٍ مقدسة
    Değerli köylü sakinleri, geçen yıl huzurlu ve bereketli geçti. Open Subtitles ايها الزملاء القرويين، السنة الماضية كانت مسالمة والطقس كان جيدَ
    Hapis yok, sadece mutlu son sessiz, güneşli, huzurlu bir psikiyatri enstitüsünde. Open Subtitles لا يسجن انها فقط نهاية سعيدة في مصح عقلي هادئ و مشمس
    Bakalım hangisi bize, bir başka huzurlu bir yıl getirecekler. Open Subtitles لنري من الذي منهم سجلب لنا سنة آخري من السلام
    Gece birkaç saat için, kafan huzurlu olsun. Open Subtitles لبضع ساعات من الليل دع عقلك يعيش فى سلام
    Bu iş dışı zamanları yenileyici ve huzurlu geçirmenin bir yolu. TED في الواقع إنها طريقة هادئة ومنعشة لقضاء وقتك خارج العمل.
    Bazen sinirlerim geriliyor, kendimi huzurlu bir yerde hayal ediyorum. Open Subtitles بعض الأحيان عندما أشعر بالتوتر أرغب بتصور نفسي في مكان مسالم
    Doğru söylüyorsun, oğlum kutsal topraklarda ruhları çok daha huzurlu olacaktır. Open Subtitles أنت على حق يا بنيّ سترقد أرواحهم بسلام في أرضٍ مقدسة
    Öyle biri ki sevgisini verip huzurlu bir hayat için çalışacak. Open Subtitles عن شخص يريد الحب يريد البناء يريد العمل يريد العيش بسلام
    Beyler, burası huzurlu bir köy, öylede kalsın tamam mı! Open Subtitles أيها السادة, إن هذه القرية مسالمة ويجب أن تبقى هكذا
    Ve sonuna geldiğimizde, bütün seyirciler hep beraber nefes verdi ve bazı insanlar da resmen ağladı ve sonra da oditoryumu huzurlu bir alkış patlamasıyla doldurdular. TED وعندما فعلنا، تنفس كل الحضور جميعاً الصعداء، حتى أن البعض منهم بكى، بعدها ملؤوا القاعة بقنبلة مسالمة من التصفيق.
    Hipnoterapinin tam etki gösterebilmesi için zihnini huzurlu bir hâle getirmeliyim. Open Subtitles أريده أن يكون في مزاج هادئ حتى يعطي التنويم المغناطيسي مفعوله
    Fakat romanın ilk sayfalarında bile korkunç bir karanlık, görünüşte huzurlu olan ortamın üzerine çöker. TED لكن منذ الصفحات الافتتاحية الأولى للرواية، يخيّم ظلام مروّع على هذا الوضع الذي يبدو وكأنه هادئ.
    Kendinize saklar ve işinizi yaparsınız böylece birazda olsa huzurlu olursunuz. Open Subtitles تبقيه لنفسك وتتم عملك وحاول أن تجلب السلام على قدر إستطاعتك
    En çok pazar ikindilerini düşünüyorum huzurlu ve sessizdi. Open Subtitles السلام والهدوء. بعد ظهر الاحاد غالبا ما اكون نائم
    24 senelik huzurlu yaşamı, ömür boyu korkuya tercih ederim. Open Subtitles الأمر أننا نفضل الحياة لمدة أربعة و عشرين عاما فى سلام بدلا من الخوف
    Amacım bu işi sessizce, huzurlu bir şekilde ve olaysız yapmak. Open Subtitles هدفي ان ينتهي هذا بهدوء و سلام وبدون ضحايا
    H.M. çoğu huzurlu geçen bir hayattan sonra bir bakımevinde 82 yaşında vefat etti. TED توفي هـ. م. بعمر 82 سنة بعد حياة هادئة قضاها في دار الرعاية.
    Sizi, ait oldugu ve ölümünün demir enstrümanlarını azap içinde tutarken tamamen huzurlu hissettigi o ileri dünya hakkında kafa yormak için cesaretlendiriyor. TED إنها تشجعكم لتتأملوا هذا العالم الراقي الذي تنتمي إليه حيث يمكنها أن تكون هادئة تماماً ممسكة بالمعدات الحديدية التي عذبت بها حتى الموت
    Daha sessiz ve huzurlu bir yer bulurdum kendime, al sandivicini, oku dergini. Open Subtitles لقد وجدت مكان يكون هادئ و مسالم أتناول شطيرة و أقرأ مجلة
    huzurlu bir ortamda toplanmış 12 savaşçıyı, 18 masum insan ve 2 çocuğu öldürmek için kullanılan patlayıcının aynısı. Open Subtitles هي نفس المتفجرات التي أستخدمتها لقتل 12 محارب و 18 مارين بريئين, و طفلين الذين تجمعوا لحضور مجلس شورى مسالم
    Yaşadıkları şey huzurlu değil, aksine tüm zerrelerine işleyen bir şeydir. Open Subtitles لم يكن تجربة سلمية لطيفة لكنه شيء مرهق للاعصاب وكل الاعضاء
    Sosyal medyasız hayattan size diğer bildireceğim şey iş dışında her şey çok huzurlu olabilir. TED شيء آخر يمكن إقراره في عالم لا يستخدم وسائل التواصل الاجتماعي. هو أنك ستشعر بالسلام خارج إطار العمل.
    Eğer istersen havada yavaşça süzülebilirsin emin, sakin ve huzurlu bir şekilde. Open Subtitles و بإمكانكِ الطفو بلطف في الهواء إن أردتِ ذلك بأمان و سكينة و هدوء
    Bir zamanlar Hazarlar için huzurlu bir cennet olan yer şimdi Pakistan'ın en tehlikeli şehrine dönüşmüştü. TED الملاذ الآمن الوحيد للهازارة، لقد تحولت الآن إلى أكثر المدن خطرًا في باكستان.
    # huzurlu dünyanı ardında bırakabilmek # Open Subtitles *منطقة أمانك.. *
    Kendinizi huzurlu hissedersiniz. Open Subtitles تأتي موجة هدوء على المكان ولا يسعك إلا أن تشعر بالهدوء
    Rahatsızlık değil, sadece sessizlik, adeta huzurlu bir sessizlik gibiydi. Open Subtitles ليس غير مرتاح, فقط هادئ كان مثل هدوء سلمي
    Duyduğuma göre suda boğularak ölmek için dünyada olabilecek en huzurlu ölüm diyorlarmış. TED لقد سمعت من قبل أن الغرق هو أكثر الطرق السلمية تحصل بها على الموت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more