| Akşamın 8'ine kadar içeri girmek isteyenlerin kaldırımdaki sidiklerini temizledim. | Open Subtitles | أغسل البول عن الرصيف ممن ينتظرون الدخول حتى الثامنة صباحاً |
| Ben de içeri girmek istiyorum. Onu görmeyi en az senin kadar istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريد الدخول ايضا أريد انا أراه مثل ما تريد أنت أن تراه |
| Öyle görünüyor, değil mi? İçeri girmek ister misin? Evet. | Open Subtitles | يبدو هذا ؟ اتريدين الدخول الى هناك ؟ اجل مرحبا |
| Biri içeri girmek istese bile bu zincir onları durduramaz. | Open Subtitles | لو أراد أحدهم الدخول بحق، لن توقفهم تلك السلسلة الصغيرة. |
| Yerini bilmiyorum. İçeri girmek kolaydı ama polis burayı tecrit etmeye başlıyor. | Open Subtitles | لا أعرف مكانها، كان من السهل الدخول لكن بدأت الشرطة بإغلاق المكان. |
| Bu kapıcıya taşradan bir adam gelir... Adam kanundan içeri girmek ister. | Open Subtitles | يأتي رجل من الريف' ويلتمس الدخول إلى القانون |
| Taşradan bir adam gelir ve bu kapıdan içeri girmek ister. | Open Subtitles | يأتي رجلٌ من الريف ويلتمس الدخول إلى القانون |
| İçeri girmek için kestiği cam parçasını görebiliyorsunuz. | Open Subtitles | سترى لوح الزجاج الذى قطعه ليتمكن من الدخول |
| İçeri girmek için en az 7 yolum var. | Open Subtitles | إذا كنتم تريدون الدخول عندي على الأقل 7 طرق لفعل ذلك |
| İçeri girmek zorunda mıyız? Çünkü mecbursak, gireceğim. | Open Subtitles | يا إلهى إنه مخيف، هل يتوجب علينا حقاً الدخول هناك؟ |
| Kaybedecek zamanımız yok. - İçeri girmek için acele etmeliyiz. | Open Subtitles | ليس هناك وقت لنضيعه يجب علينا نمحاولة الدخول |
| İçeri girmek için bizi vurman gerekecek. | Open Subtitles | نحن لن نتزحزح إذا كنت تريد الدخول يجب أن تمر من خلالنا |
| En azından çatıda, birisinin içeri girmek istediğini görebiliyorim. | Open Subtitles | على الاقل عندما كنا على السطح, استطيع ارى اذا اراد احد الدخول |
| İçeri girmek istiyor musun, onu muayene etmek için? | Open Subtitles | حسنا ، هل تريدين الدخول وان تقومى بفحصه ام ماذا ؟ |
| - INS'yi ara Frank. - İçeri girmek ne kadar zor? İçerdeki kaynaklarınız ne kadar iyi? | Open Subtitles | أتصل بـ آي ان اس يا فرانك كيف من السهولة الدخول يا فرانك؟ |
| - Romantik filmde ağlamak, ben giyinirken içeri girmek. Ne demeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | . الدخول على وأنا أرتدى ملابسى ما هو قصدك ؟ |
| İçeri girmek için tüm bu rezilliği takmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان علي أن أضع تلك القمامة كى استطيع الدخول إلى هنا |
| Özel tim yolda ama şimdi içeri girmek isterseniz hemen arkanızda olacağım. | Open Subtitles | ،لكن إن أردت الدخول الآن فسألحق بك قريباً سيدي |
| Eğer gündüz gelirseniz, içeri girmek daha kolay olabilir. | Open Subtitles | إذا عدت خلال النهار قد يكون أسهل قليلا فى الدخول |
| Kötü haber ise, içeri girmek işin kolay kısmıydı. | Open Subtitles | الأنباء السيئة هى أن الدخول كان الجزء السهل |
| İçeri girmek için tarihten bir çift gibi giyinmek gerekiyor. | Open Subtitles | هل تستطيع الذهاب معي؟ لأنه يمكنك أن تدخل إن كنت ترتدي مثل لباس زوجان قديمان |
| Glen'in söylediğine göre, kapı aralıksa içeri girmek gerekirmiş. | Open Subtitles | وفقاً لجلين هنا عندما يكون الباب مفتوحاً قليلاً, من المفروض ان تدخل الى الداخل |
| İçeri girmek istiyorum. Anlamıyor musunuz? | Open Subtitles | اريد العودة للداخل هل تفهمنى ؟ |