"içgüdü" - Translation from Turkish to Arabic

    • الغريزة
        
    • غريزة
        
    • حدس
        
    • حدساً
        
    • الحدس
        
    • الغرائز
        
    • الغريزه
        
    • حدسي
        
    • غريزي
        
    • غرائز
        
    • غريزه
        
    • حدسا
        
    • بغريزة
        
    Ve bu andan itibaren, klasik müzik özünde olan şeye dönüştü, doğamızın iki güçlü yönü arasındaki bir diyaloğa: içgüdü ve zeka. TED ومن هذه اللحظة، أصبحت الموسيقى الكلاسيكية ما تشكله بالاساس حواراَ بين جانبين قويين من جوانب الطبيعة الغريزة والذكاء
    Fakat her müzisyen inanç ve mantık, içgüdü ve zeka arasında farklı bir denge kurar. TED لكن لكل موسيقي توزانه الخاص بين الايمان و المنطق، الغريزة و الذكاء
    Bir çeşit temel içgüdü gibi. Haline bak, tereddüt ediyorsun. Open Subtitles انها غريزة اساسية لديهم انظر الى نفسك , انت تتردد
    Bu gibi yüzlerce davada çalışmış olmaktan gelen bir içgüdü. Open Subtitles ليس شعوراً إنها غريزة مصدرها العمل على قضايا كثيرة كهذه
    Yargıçların içgüdü ve deneyimlerini bu süreçten elememiz gerektiğini düşünmüyorum. TED إن الأمر ليس أنني أعتقد أنه يجب علينا أن نستقصي حدس القاضي و خبرته من العملية.
    - Kabul etmiyorsun! Buna içgüdü de. 35 yılın profesyonellik tecrübesi de. Open Subtitles أدعُ ذلك حدساً ، أو خبرة 35 سنة في العمل الإحترافي
    Değinmek istediğim üçüncü şey de içgüdü. TED الآن، ثالث أمر أُريد بلوغه اليوم هو الحدس.
    Filleri ölmek için aynı yere yönelten garip bir içgüdü bu. Open Subtitles الغريزة الغريبة تلك فيلة الأدلة إلى بقعة واحدة للموت.
    İçgüdü sadece öğrenilmiş tepkilerdir. Open Subtitles لا وجود لشيء كهذا الغريزة هي مجرد مجموعة ردود فعل مدروسة
    Onunla ilgili içgüdülerin yanlış. - Konu, içgüdü değil. Bunu söylemekten yoruldum. Open Subtitles غرائزك عنه خاطئة الغريزة ليست القضية وقد أخبرتك بهذا
    Konuşmak aklına gelen ilk içgüdü, ama konuşma. Open Subtitles أعلم أنّ الغريزة الأولى لديكَ هي التكلّم ولكن لا تتكلّم
    Bir çerçeve gördüklerinde içinden geçmenin tehlikeli olduğunu fark edeceklerini ve bunun anne kuştan yavrusuna geçecek bir tür içgüdü olacağını. Open Subtitles إنها نوعاً من الغريزة تنتقل من الأم إلى فرخها أنهم يدركون أنهم عندما يرون الإطار يعني ذلك أنه من الخطر المرور من خلاله
    Şuna ikna oldum ki, sevgi bir içgüdü ve duygu olsa da daha iyi sevme yeteneği, hepimizin kazanıp zamanla geliştirebileceği bir beceri. TED أنا على يقين تام أنه في حين يكون الحب غريزة وعاطفة، تكون القدرة على الحب بشكل أفضل مهارة يمكننا تنميتها وتحسينها مع الوقت.
    En azından, hangi içgüdü veya veya organı hedeflediğinizi açıkça belirlemeden milyar dolarlık bir organizasyon kurabileceğinize inanmıyorum. TED لا أعتقد أنه يمكن إنشاء منظمة بمليارات الدولارات ما لم تعلم أي غريزة أو عضو تقوم باستهدافه.
    Şimdi Alaska'nın hayvanları hayatta kalabilmek için tüm içgüdü ve uyum kabiliyetlerini çalıştırmak zorundalar Open Subtitles الآن حيوانات ألاسكا يجب أن تستخدم كلّ غريزة وقدرة علي التكيف للبقاء حية في الشتاء
    Yani eğer vicdan duygusunun yalnızca hayvani bir içgüdü olduğunu bilirsen. Bunu önemsemene gerek kalmıyor. Open Subtitles إذا كنتَ تعلم أنّ ضميركَ هو مجرّد غريزة حيوانيّة، فلا حاجة لكَ لملاحقته
    Bir yaşamı sona erdirmektense korumaya yönelik bir içgüdüydü. O içgüdü olmadan ne uğruna savaşıyor oluruz ki? Open Subtitles غريزة الإبقاء على الحياه بدلاً من القضاء عليها، من دون هذهِ الغريزة، فما الّذي نقاتل من أجله؟
    Sadece içgüdü değil. Open Subtitles حسنا انه ليس فقط حدس ، لكن هناك اثنين قالو أنه لايقدر على الانتحار
    Ama baksana, Reed Hanım'la ilgili içgüdü nasıl bir şeydi yahu? Open Subtitles كان ذلك حدساً رائعاً حيال السيّدة (ريد).
    İçgüdü, Hastings bilinç altımızda yatan gerçeği gösterir genellikle. Open Subtitles الحدس يا ً هيستنغز ً غالبا عند كشف الحقيقة تكون مدفونة على عمق شديد في اللاوعي
    Özellikle de travmatik anılar bu içgüdü ve dürtüleri harekete geçiriyor. Open Subtitles وبخاصّة الذكريات الصادمة والتي تُعزز من تلكَ الغرائز والحوافز.
    Bunun bir polis için, iyi bir içgüdü olmadığını mı düşüyorsun? Open Subtitles انتِ تعتقدين انها هذه الغريزه غير جيده ليتحلى بها الشرطي؟
    Kuzeye ilerleyip yolunu kes. Benimkisi sadece içgüdü. Open Subtitles اتّجه شمالًا وحاول ردعه، هذا ما ينبّئني به حدسي.
    İçgüdü aslında. Ben de aynı kadınla ikinci kez yatmam. Open Subtitles لا ، هذا غريزي أنا لا أنام مع إمرأة واحدة مرتين أبداً
    O zaman hiçbir içgüdü sizi kurtaramaz. Open Subtitles في هذه الحالة" "لا توجد غرائز بإمكانها إنقاذك
    İstediğin zaman serbest bırakacağından emin olduğum ilkel bir içgüdü bu. Open Subtitles إنها غريزه بدائيه حيث أنى متأكده لا أحد يستطيع أن يكبحها فى وقت يريده
    İçgüdü diyelim. Open Subtitles سمه حدسا
    Ve olasılıkların üstesinden gelerek yaşama tutunmak için bastırılamaz bir içgüdü ile hayatlarına başlarlar. Open Subtitles بغريزة جامحة للحياة واجتياز المصاعب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more