Ve bu andan itibaren, klasik müzik özünde olan şeye dönüştü, doğamızın iki güçlü yönü arasındaki bir diyaloğa: içgüdü ve zeka. | TED | ومن هذه اللحظة، أصبحت الموسيقى الكلاسيكية ما تشكله بالاساس حواراَ بين جانبين قويين من جوانب الطبيعة الغريزة والذكاء |
Fakat her müzisyen inanç ve mantık, içgüdü ve zeka arasında farklı bir denge kurar. | TED | لكن لكل موسيقي توزانه الخاص بين الايمان و المنطق، الغريزة و الذكاء |
Bir çeşit temel içgüdü gibi. Haline bak, tereddüt ediyorsun. | Open Subtitles | انها غريزة اساسية لديهم انظر الى نفسك , انت تتردد |
Bu gibi yüzlerce davada çalışmış olmaktan gelen bir içgüdü. | Open Subtitles | ليس شعوراً إنها غريزة مصدرها العمل على قضايا كثيرة كهذه |
Yargıçların içgüdü ve deneyimlerini bu süreçten elememiz gerektiğini düşünmüyorum. | TED | إن الأمر ليس أنني أعتقد أنه يجب علينا أن نستقصي حدس القاضي و خبرته من العملية. |
- Kabul etmiyorsun! Buna içgüdü de. 35 yılın profesyonellik tecrübesi de. | Open Subtitles | أدعُ ذلك حدساً ، أو خبرة 35 سنة في العمل الإحترافي |
Değinmek istediğim üçüncü şey de içgüdü. | TED | الآن، ثالث أمر أُريد بلوغه اليوم هو الحدس. |
Filleri ölmek için aynı yere yönelten garip bir içgüdü bu. | Open Subtitles | الغريزة الغريبة تلك فيلة الأدلة إلى بقعة واحدة للموت. |
İçgüdü sadece öğrenilmiş tepkilerdir. | Open Subtitles | لا وجود لشيء كهذا الغريزة هي مجرد مجموعة ردود فعل مدروسة |
Onunla ilgili içgüdülerin yanlış. - Konu, içgüdü değil. Bunu söylemekten yoruldum. | Open Subtitles | غرائزك عنه خاطئة الغريزة ليست القضية وقد أخبرتك بهذا |
Konuşmak aklına gelen ilk içgüdü, ama konuşma. | Open Subtitles | أعلم أنّ الغريزة الأولى لديكَ هي التكلّم ولكن لا تتكلّم |
Bir çerçeve gördüklerinde içinden geçmenin tehlikeli olduğunu fark edeceklerini ve bunun anne kuştan yavrusuna geçecek bir tür içgüdü olacağını. | Open Subtitles | إنها نوعاً من الغريزة تنتقل من الأم إلى فرخها أنهم يدركون أنهم عندما يرون الإطار يعني ذلك أنه من الخطر المرور من خلاله |
Şuna ikna oldum ki, sevgi bir içgüdü ve duygu olsa da daha iyi sevme yeteneği, hepimizin kazanıp zamanla geliştirebileceği bir beceri. | TED | أنا على يقين تام أنه في حين يكون الحب غريزة وعاطفة، تكون القدرة على الحب بشكل أفضل مهارة يمكننا تنميتها وتحسينها مع الوقت. |
En azından, hangi içgüdü veya veya organı hedeflediğinizi açıkça belirlemeden milyar dolarlık bir organizasyon kurabileceğinize inanmıyorum. | TED | لا أعتقد أنه يمكن إنشاء منظمة بمليارات الدولارات ما لم تعلم أي غريزة أو عضو تقوم باستهدافه. |
Şimdi Alaska'nın hayvanları hayatta kalabilmek için tüm içgüdü ve uyum kabiliyetlerini çalıştırmak zorundalar | Open Subtitles | الآن حيوانات ألاسكا يجب أن تستخدم كلّ غريزة وقدرة علي التكيف للبقاء حية في الشتاء |
Yani eğer vicdan duygusunun yalnızca hayvani bir içgüdü olduğunu bilirsen. Bunu önemsemene gerek kalmıyor. | Open Subtitles | إذا كنتَ تعلم أنّ ضميركَ هو مجرّد غريزة حيوانيّة، فلا حاجة لكَ لملاحقته |
Bir yaşamı sona erdirmektense korumaya yönelik bir içgüdüydü. O içgüdü olmadan ne uğruna savaşıyor oluruz ki? | Open Subtitles | غريزة الإبقاء على الحياه بدلاً من القضاء عليها، من دون هذهِ الغريزة، فما الّذي نقاتل من أجله؟ |
Sadece içgüdü değil. | Open Subtitles | حسنا انه ليس فقط حدس ، لكن هناك اثنين قالو أنه لايقدر على الانتحار |
Ama baksana, Reed Hanım'la ilgili içgüdü nasıl bir şeydi yahu? | Open Subtitles | كان ذلك حدساً رائعاً حيال السيّدة (ريد). |
İçgüdü, Hastings bilinç altımızda yatan gerçeği gösterir genellikle. | Open Subtitles | الحدس يا ً هيستنغز ً غالبا عند كشف الحقيقة تكون مدفونة على عمق شديد في اللاوعي |
Özellikle de travmatik anılar bu içgüdü ve dürtüleri harekete geçiriyor. | Open Subtitles | وبخاصّة الذكريات الصادمة والتي تُعزز من تلكَ الغرائز والحوافز. |
Bunun bir polis için, iyi bir içgüdü olmadığını mı düşüyorsun? | Open Subtitles | انتِ تعتقدين انها هذه الغريزه غير جيده ليتحلى بها الشرطي؟ |
Kuzeye ilerleyip yolunu kes. Benimkisi sadece içgüdü. | Open Subtitles | اتّجه شمالًا وحاول ردعه، هذا ما ينبّئني به حدسي. |
İçgüdü aslında. Ben de aynı kadınla ikinci kez yatmam. | Open Subtitles | لا ، هذا غريزي أنا لا أنام مع إمرأة واحدة مرتين أبداً |
O zaman hiçbir içgüdü sizi kurtaramaz. | Open Subtitles | في هذه الحالة" "لا توجد غرائز بإمكانها إنقاذك |
İstediğin zaman serbest bırakacağından emin olduğum ilkel bir içgüdü bu. | Open Subtitles | إنها غريزه بدائيه حيث أنى متأكده لا أحد يستطيع أن يكبحها فى وقت يريده |
İçgüdü diyelim. | Open Subtitles | سمه حدسا |
Ve olasılıkların üstesinden gelerek yaşama tutunmak için bastırılamaz bir içgüdü ile hayatlarına başlarlar. | Open Subtitles | بغريزة جامحة للحياة واجتياز المصاعب |