"için bir yol" - Translation from Turkish to Arabic

    • في طريقة
        
    • لدي طريقة
        
    • عن طريقة
        
    • طريقة كي
        
    • على وسيلة
        
    • من وجود طريقة
        
    • وسيلة للوصول
        
    • مخرجًا من
        
    • لدينا هنا وسيلة
        
    • طريقة للتعامل
        
    • طريقة من
        
    • طريقة واحدة
        
    • افسح لك الطريق
        
    Dolayısıyla bu, her gün ihtiyacımız olan şeyleri aldığımızdan nasıl emin olacağımız konusunda düşünmemiz için bir yol ki böylece büyüyüp gelişebilelim. TED وتُعدّ هذه وسيلة نستخدمها للتفكير في طريقة تضمن لنا تلبية احتياجاتنا اليومية حتى ننموا ونزدهر.
    Bunun için bir yol biliyorum bu sayede halatı bırakamayacaklar. Open Subtitles لدي طريقة لو فعلتها لن يتمكنوا من الإفلات انتظر. انتظر
    Peki, belki de adı çıkmış ünlü komşumla tanışmak için bir yol arıyordum. Open Subtitles حسناً ، ربما كنت أبحث فقط عن طريقة لأقابل بها جاري السيء السمعة
    Eğer evliliğinin yürümesini istiyorsan, yürümesini sağlamak için bir yol bulmak zorundasın. Open Subtitles انأردتانجاحزواجك, عليك أن تجد طريقة كي تجعله ينجح
    Seninle iletişime geçebilmem için bir yol olmalı bilirsin, profesyonel nedenlerden dolayı eğer bir daha yardıma ihtiyacımız olursa diye. Open Subtitles و يجب أن أحصل على وسيلة جيدة للاتصال بكي, كما تعلمين, لأسباب إحترافية, في حال أردنا المساعدة مستقبلياً.
    İşler gizli kapaklı yürütülüyor ama sonuçta alıcılarla satıcıların birbirine ulaşması için bir yol olmalı. Open Subtitles ،إنه سري لكن لا بد من وجود طريقة للاتصال بالمشترين مع البائعين
    Ulaşmak için bir yol arıyorum. Open Subtitles أنا في محاولة للعثور وسيلة للوصول إلى هناك.
    Buradan kurtulman için bir yol göstermek, seni özgür kılmaktı. Open Subtitles لأريك مخرجًا من كل هذا، لأحررك.
    Ted, su ana kadarki tüm tartismalarimizi çözmek için bir yol bulduk. Open Subtitles تيد ) .. لدينا هنا وسيلة لحل كل ) جدال سبق وأن خضناه
    Yer değiştirme çevresel sorunlarla başa çıkmak için bir yol değil. TED النزوح ليست طريقة للتعامل مع القضايا البيئية.
    bu bizim için bir yol,kahramanlar için yani, pelerinlerimiz olmadan yaşayabilmek için. Open Subtitles إنّها طريقة من هم مثلنا, الأبطال حتى يعيشون بدون خوف.
    Sarılığı tedavi etmek için bir yol var, onun adı da kan nakli TED هناك طريقة واحدة لعلاج اليرقان، وهو ما يسمى بتبادل نقل الدم
    Ne olursa olsun senin için bir yol yaratacağım. Open Subtitles سوف افسح لك الطريق مهما كلفني الأمر
    Yarına kadar bu parayı bulmak için bir yol bulmalıyım. Open Subtitles أنا أفكر في طريقة لأحصل فيها على المال غداً
    Hey, beni ele geçirmek için bir yol arıyorsun değil mi? Open Subtitles كما أنهم لن يصدقوك إنك تحاول التفكير في طريقة لإيذائي، أليس كذلك؟
    Sana, avantajı geri almak için bir yol bulduğumu söylememe ne dersin? Open Subtitles ماذا لو أخبرتك أنه لدي طريقة لإعادة عنصر القوة لنا؟
    Başının belada olduğunu anladım ve sen yardım istemeden senin için bir yol aradım. Open Subtitles أحسست أنك في مشكل وبحثت عن طريقة لمساعدتك من دون أن يتوجب عليك سؤالي
    Sanırım dostluk kurman için bir yol buldum, Open Subtitles أظن أنني وجدتُ طريقة كي تستطيع إنشاء أصدقاء
    Japonya'nın endişelerini gidermek için bir yol bulun lütfen. Open Subtitles نرجو منك العثور على وسيلة فعالة لتهدأة المخاوف اليابانية
    O ağacı geri almak için bir yol olmalı. Open Subtitles لابد من وجود طريقة لإستعادة الشجرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more