"için doğru" - Translation from Turkish to Arabic

    • الصحيح بالنسبة
        
    • المناسب لهذا
        
    • المناسب لذلك
        
    • المناسبة لك
        
    • مناسبا
        
    • المناسب لهذه
        
    • المناسب لي
        
    • مناسبٌ
        
    • صحيحا بالنسبة
        
    • صحيح بالنسبة
        
    • المناسب لكِ
        
    • المناسب للمنصب
        
    • المناسبة له
        
    • الملائم
        
    • صائب بالنسبة
        
    Seçimimin benim için doğru olduğunu biliyorum. Open Subtitles أنا أعرف أن اختياري كان هو الاختيار الصحيح بالنسبة لي
    Belki amcan da bu iş için doğru adamdır. Open Subtitles ربما يتحول عمك إلى الرجل المناسب لهذا العمل
    Bunu konuşmak için doğru zaman değil, Doktor. Open Subtitles هذا ليس الوقت المناسب لذلك الحديث, دكتور.
    Bu dava senin için doğru seçim olmayabilir. Open Subtitles هذه من الممكن أن تكون القضية المناسبة لك
    Bay Elton'ın Harriet için doğru seçim olduğuna içtenlikle inanıyordum. Open Subtitles لقد فكرت باخلاص لان يكون سيد التون زوجا مناسبا لهارييت
    Size söz veriyorum, Kurul iş için doğru kişiyi görevlendirecektir. Open Subtitles أعدك أن فرقة ألاي ستوكل لهم الرجل المناسب لهذه المهمة
    Benim için doğru yer neresi onu da bilmiyorum ama burada, benden çok daha güçlü insanlar lâzım sana. Open Subtitles ولا أعلم حتى ما هو المكان المناسب لي أنت تحتاج هنا لرجال أقسى مني.. أقسى مني
    Hey, şu an panik yapmak için doğru zaman değil. Open Subtitles ...الآن الوقت مناسبٌ تماماً لكي لا يصاب أحدنا بالجنون
    Kahramanın olurum Olabilir misin Olabilir misin Benim için doğru kişi olabilir misin? Open Subtitles هل يمكن أن يكون صحيحا بالنسبة لي؟
    Demek istediğim, onun için doğru olanı yapmamız gerekiyor. Open Subtitles أنا فقط أقول أننا يجب أن نفعل الشيء الصحيح بالنسبة له
    Belki de Memorial benim için doğru yer değildir. Open Subtitles حسنا، لعل مشفى ميموريال ليس بالمكان الصحيح بالنسبة لي في نهاية المطاف
    Sanırım şu anda onun için doğru olan budur. Ama bana inandığını sanıyordum. Open Subtitles اعتقد ان هذا هو الشيء الصحيح بالنسبة لها
    Patronum bu iş için doğru adamın sen olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد قال رئيسي أنك الرجل المناسب لهذا العمل
    Yönetmenine niye bu kadar ateşli rol için doğru kişi olduğunu göster bakalım. Open Subtitles اثبتي لمخرجك كيف انك الاختيار المناسب لهذا الدور العاطفي
    Evet, taşınmak için doğru zaman gibi gözüküyor. Open Subtitles نعم، حسناً.. يبدو أنه الوقت المناسب لذلك
    Evet, bunun için doğru bir zamanmış gibi görünüyor. Open Subtitles نعم، حسناً.. يبدو أنه الوقت المناسب لذلك
    Belki de bu Thea denen kız senin için doğru kız değildir? Open Subtitles لَرُبَّمَا تيا هذه .. ليست الفتاة المناسبة لك
    Sizin için doğru arabayı bulduğumuza sevindim. Open Subtitles انا سعيد بأننا وجدنا السيارة المناسبة لك
    Ama soru şu: Bu başarıyı nasıl uzun dönemli mutluluğa çevireceksiniz, özellikle, durulmak için doğru zamanın gelip gelmediğine nasıl karar vereceksiniz? TED لكن يأتي السؤال حول كيف تحول ذلك النجاح إلى سعادة طويلة الأمد بشكل خاص، كيف تقرر، متى يكون الوقت مناسبا للاستقرار؟
    Asla bunu kabul edeceğimi sanmıyordum ama bu iş için doğru adam sensin. Open Subtitles لم أكن أتصور أنني سأعترف بذلك لكنك الرجل المناسب لهذه الوظيفة سيء جداً!
    Senden çok hoşlansam da, benim için doğru erkek olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles أنت مغرم بأخرى كما أنا مغرمة بك حقا لا أعتقد انك الرجل المناسب لي.
    Bir erkek kendisi için doğru olanı yapmalı. Open Subtitles على الرجلِ أن يقوم بما هو مناسبٌ له
    Olabilir misin Olabilir misin Benim için doğru kişi olabilir misin? Open Subtitles هل يمكن أن يكون صحيحا بالنسبة لي؟
    Sorumuz ise, bunların herhangi biri şehirler ve şirketler için doğru mudur? TED السؤال هو : هل أي شيء من هذا القبيل صحيح بالنسبة للمدن والشركات ؟
    Senin için doğru erkek değil. Bunu görebiliyorum. Open Subtitles إنه ليس الرجل المناسب لكِ أنا متأكد من ذلك
    Bayan Johnson'la ben dakikasında sizin iş için doğru adam olduğunuza karar verdik. Open Subtitles وافقت أنا والسيّدة جونسون على الفور إنّك الرجل المناسب للمنصب.
    Eğer onun dolabını kontrol edersen, onun için doğru kadının şişme bebek bir oyuncak olduğunu görürsün. Open Subtitles إذا فتحتي خزانته فستجدين أن الفتاة المناسبة له هي دمية
    Daha önce yapmadığımız şeyleri yapmak için doğru bir zaman olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles لا أظن أنه هذا هو الوقت الملائم لفعل أشياء لم نكن نعملها من قبل
    Ama niyet benim için doğru olanı yapacak cesaretim var. Open Subtitles لكن الآن لدي الشجاعة لاقوم بما هو صائب بالنسبة لي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more