Hayır, çok fazla çabalıyorsun bu iş için uygun olmadığın belli Bart da zaten bu yüzden geri dönmene izin vermedi. | Open Subtitles | لا, ماتحاول فعله هو المحاولة هاجدا من الواضح أنك لست مناسب للوظيفة لذلك بارت لم يخرجك ابدا من المنطقة الريفية النائية |
Bunun için uygun bir zaman yok. Karın için çok üzüldüm. | Open Subtitles | لن يكون هناك وقت مناسب انظر , أنا آسفة بخصوص زوجتك |
Ama konu senin için uygun değil. | Open Subtitles | لكنى لا أعتقد أن الموضوع يناسبك على الإطلاق |
Yine de, konuyu üstelemek için uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | على أي حال، لن تكون هذه لحظة مناسبة لمناقشة المشكلة. |
Ama, belki de onun için uygun olduğumu düşündüğünü umuyorum, ...bu yüzden onu anlayabilmem için bana yardımcı olmak isteyebileceğini düşündüm. | Open Subtitles | ولكن كنت فقط على أمل أنه ربما كنت أعتقد أنني جيد بالنسبة له، و حتى كنت تريد مساعدتي الرقم له بالخروج. |
Kusura bakma ama bu hafta benim için uygun değil. | Open Subtitles | أنا آسفة، لكن هذا الأسبوع لا يبدو مناسباً بالنسبة لي. |
Ayakkabıların çakıllı yol için uygun değildi. | Open Subtitles | حذاء المدينة الذي كنتِ ترتدينه لم يكن مناسبا لأرضية الحصى |
Doğumdan sonra, çocuğunuzun büyümesi için uygun bir ev bulurum. | Open Subtitles | وبعد الولادة سوف اجد للطفل منزل مناسب لكي يتربى به |
Kabul etmesi zor farkındayım ama şehre gelmen için uygun bir dönemde değiliz. | Open Subtitles | أعرف أن هذا أمر يصعب تقبله لكن الوقت غير مناسب لقدومك إلى المدينة |
Ben iş için uygun bir elemanım siz de beni düşünmeyerek hata yapıyorsunuz. | Open Subtitles | أعني , أنني مناسب للوظيفة وانت مُخطئ في عدم التفكير بي لشغل الوظيفة |
Kabul etmesi zor farkındayım ama şehre gelmen için uygun bir dönemde değiliz. | Open Subtitles | أعرف أن هذا أمر يصعب تقبله لكن الوقت غير مناسب لقدومك إلى المدينة |
Cadılar bayramı partisinin ilk randevu için uygun olmadığını düşündüm sadece. | Open Subtitles | لكنّي لم أعتقد أن حفل لعيد القدّيسين مناسب لتمضية أوَّل مواعدة. |
Bu tacı giymek için uygun değildi ve sen de bu tacı giymek için uygun değilsin. | Open Subtitles | لم يكن يناسبه أرتداء التاج, و أنت لا يناسبك أرتداء هذا التاج. |
Bugün sizin için uygun mu? | Open Subtitles | هل يناسبك اليوم؟ هل نأخذك بالحوامة في الثالثة؟ |
Uzlaşmaya varmak ile ilgilidir aynı zamanda anlaşmazlıklarımızı kanalize etmek için uygun bir yol bulunması ile ilgilidir. | TED | يهدف للوصول إلى الإجماع بقدر ما نجد طريقة مناسبة لنعبر عن اختلافنا بالرأي |
Mr.Goldschmidt için uygun olan zaman benim içinde uygundur. | Open Subtitles | حسناً أي شئ جيد بالنسبة للسيد غولدشميت .. جيد لي أيضاَ |
Burası kılıçla dövüşmek için uygun bir yer değil. | Open Subtitles | من الواضح أن هذا المكان ليس مناسباً للمبارزة |
Ne zaman taşınsam sizin için uygun olur? | Open Subtitles | كلا. حسنا, متى سيكون مناسبا لكي بأن أنتقل الى هنا |
Senin yaşındaki bir çocuk için uygun mu bilmiyorum ama... | Open Subtitles | أنا لا أعرف إذا كانت تناسب فتى من عمرك أم لا , لكن |
Senin için uygun mu bu Ash? | Open Subtitles | هل انتي موافقة على ذلك اشلي ؟ |
Bak, "hızlı ve ölü" senin için uygun olabilir, köpek adam, ama ben hep yavaş ve soluk alabilir olmayı tercih ederim. | Open Subtitles | قد تناسبك السرعة و الموت لكنني أفضل التمهل و البقاء على قيد الحياة |
Sana söylüyorum, bu senin için uygun mu? | Open Subtitles | أنا أتكلم معكِ هل توافقين على هذا؟ |
Menejerimle benim için uygun olabilecek yeni fikirler üzerinde çalışıyorduk. | Open Subtitles | لقد كنت أناقش كل أنواع الأدوار الجديدة التى تليق بى مع وكيلى |
Bunun için uygun bir zaman mı sence? | Open Subtitles | اهذا الوقت المناسب للتحدث بالامر؟ |
Ama bu görev için uygun adam olduğunuzu göstermez. | Open Subtitles | لكن ذلك لا يجعلك الرجل المناسب لهذا العمل |
Bu stajyer doktorlar cerrah olmak için uygun değiller. | Open Subtitles | هذا المقيم لم يُخلَق ليكون جرّاحًا. |
Kyle için uygun olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | (أظن أنّها ستكون ملائمة جدّاً لحالة (كايل |