Evet. Bence senden korumak için yaptı. | Open Subtitles | أجل، أظن إنه فعل ما تطلب أن يحفظه منك. |
Her şeyi bunun için yaptı. Dikkatleri üzerine çekmek için. | Open Subtitles | .هذا سبب فعلتها .كانت حيلة مثيرة للشفقة لإثارة الإنتباه |
- Bunu da uyuşturucu parası için yaptı. | Open Subtitles | وفعلها من اجل الاموال ليشتري مخدرات اكثر |
Bunu yaptıysa seninle konuşmak istediğinden değil kafana girmek için yaptı. | Open Subtitles | واذا قالت هذا لأنها لا تريدك ان تتحدثي, بل تريد ان تدخل الى عقلك |
Bunu benim için yaptı. | Open Subtitles | لقد فعل هذا من أجلي |
Aslında bunu Allah için yaptı, sizin için değil. | Open Subtitles | حسناً , لقد فعلها من اجل الله لم يفعلها من اجلك |
Ama aynı zamanda, yani hepsini ağabeyi için yaptı. | Open Subtitles | لكن، فى نفس الوقت هو فعل ذلك من أجل أخيه |
Bunu sadece benim için yaptı. | Open Subtitles | لقد فعلها لأجلي |
Eşim korkunç şeyler yaptı. Ama hepsini benim için yaptı. | Open Subtitles | زوجي فعل أموراً مريعة ولكنه فعلها من أجل مصلحتي |
Evet. Bence senden korumak için yaptı. | Open Subtitles | أجل، أظن إنه فعل ما تطلب أن يحفظه منك. |
- Her şeyi bunun için yaptı. | Open Subtitles | -هذا سبب فعلتها |
Bu dünyanın pek çok kültüründe yapılmaz. Ama o senin için yaptı. | Open Subtitles | لكنّه فعلهـــا , وفعلها من أجلك |
Bunu yaptıysa seninle konuşmak istediğinden değil kafana girmek için yaptı. | Open Subtitles | واذا قالت هذا لأنها لا تريدك ان تتحدثي, بل تريد ان تدخل الى عقلك |
Benim için yaptı. | Open Subtitles | لقد فعل هذا من أجلي |
Senin için yaptı, Mary. | Open Subtitles | لقد فعلها من أجلك يا ماري |
Ben de sorumlu hissediyorum çünkü bunu beni kurtarmak için yaptı. | Open Subtitles | و أنا أشعر بالمسؤولية لأنه فعل ذلك من أجلي |
- Hayır. Benim için yaptı. | Open Subtitles | -كلا، فعلها لأجلي |
Bunu sizin için değil, benden, oğullarından Klanından ve hatta akrabalarından üstün tuttuğu onuru için yaptı. | Open Subtitles | إن لم يكن فعل ذلك من أجلكم، فإنه فعلها من أجل شرفه، الذي يعتبره أغلى من نفسي، أولاده و عشيرته. و لذلك أنا وبخته كثيراً لفعل ذلك. |