Benim felsefem ne biliyor musun? İçtiğim zaman acayip açık sözlü olurum. | Open Subtitles | هل تعرف ما هي نظريتي و حين أشرب أصبح صريحة بشكل مؤلم |
Viski içtiğim zaman viski içerim; su içtiğim zaman da su. | Open Subtitles | عندما أشرب الويسكي ، أشرب الويسكي وعندما أشرب الماء ، أشرب الماء |
Kasımpatı çayı içtiğim için bir parça daha iyi hissediyorum. | Open Subtitles | إنّهُ يشعرني بأفضل حال قليلاً منذُ أن شربت شاي الأقحوان. |
Pazar sabahı içtiğim içkiden dolayı böyle olmuş olabilirim ama, evet. | Open Subtitles | حسنا، هذا قد يكون مهما شربت يوم الاحد الحديث، ولكن، نعم. |
Pazar sabahı içtiğim içkiden dolayı böyle olmuş olabilirim ama, evet. | Open Subtitles | ربما يكون ما شربته يوم الأحد هو الذي يتكلم لكن نعم |
Gökyüzünün bu soğuk parçası öğleden beri içtiğim 40'ıncı bira olur. | Open Subtitles | وهذه النسمة الباردة من الجنة هي الاربعين بيرة التي شربتها هذا المساء |
Seni uyarmalıyım, içtiğim şeyden komisyon alırım. | Open Subtitles | يجب علي أن أحذرك إنني أتقاضى عمولة عن ما أشربه |
İçtiğim viski yüzünden olsa gerek. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا بسبب الشراب كله الذي تناولته البارحة |
Evet içtim ve bugün içtiğim üçüncü sigaraydı. Bu ne demektir biliyor musun? | Open Subtitles | أجل لقد دخنت ، وكانت الثالثة لي خلال هذا اليوم أتعلمين معنى هذا؟ |
Bunu içtiğim zaman bana elinizi bile süremeyeceksiniz! | Open Subtitles | عندما أشرب هذه فإنكم لن تستطيعون وضع أصابعكم على |
Keyfim yerindeyken ise... içtiğim zaman keyfim daha da artıyor. | Open Subtitles | وعندما اشعر بالطيب أشرب واشعر بشعور أفضل |
İçtiğim her suyun atrılarını ve eksilerinin düşünürüm. | Open Subtitles | قبل أن أشرب المياه أدرس الحسنات والسيئات |
Termometreden içtiğim için iyi bir hafızam yok. | Open Subtitles | ليس لدي ذاكرة جيدة منذ أن شربت ميزان الحرارة |
Doğru, iki saat önce girdim ama bu büyük bardak kahve içtiğim zamandı. | Open Subtitles | أجل ، قبل ساعتين عندما شربت كوب قهوة كبير |
Doğru düzgün düşünemiyorum. Geçen ay içtiğim şarap aromasından galiba. | Open Subtitles | لست أفكر بتفكير منطقي ، لماذا شربت تلك البيرة الشهر الماضي؟ |
Sanırım içtiğim tekila çıkıp parti yapmak istiyor. | Open Subtitles | اعتقد ذلك النبيذ الذي شربته يريد ان يخرج ويحتفل |
Şimdiye kadar içtiğim en çakır keyif çarkıfelek meyvesi çayı budur. | Open Subtitles | إنه أكثر شاي مثلج بالفاكهه مليء بالعاطفة قد شربته قبلاً |
Tarihi geçmiş Mylanta içtiğim için oldu sanırım. | Open Subtitles | أظن أنه بسبب دواء مايلنتا منتهي الصلاحية الذي شربته |
Bu gece tüm bunları düşünürken içtiğim şarap şişesi. | Open Subtitles | زجاجة الخمر التى شربتها الليلة و انا احاول حل هذا الامر |
Gelinin konuşma yapmasının alışılagelmiş olmadığını biliyorum ve içtiğim onca şaraptan sonra muhtemelen bu seferki gelin de yapmamalı. | Open Subtitles | وفي هذه الحالة ربما لا يجب عليها ذلك مع كمية النبيذ التي شربتها |
Tek içtiğim buzlu çay, ama viski parası ödemen gerekir. | Open Subtitles | كل ما أشربه هو الشاي البارد لكنك يجب أن تدفع للويسكي |
..benim içtiğim gibi..her gün yani 30 günlüğünü bin dolara versem ? | Open Subtitles | مثلما أشربه أنا على مدار 30 يوم مقابل 1000 دولار |
Ve sanırım içtiğim en güzel buzlu çaydı. | Open Subtitles | و هذا أفضل شاي مثلج تناولته في حياتي |
- Ama, o tatlı, tatlı şeyi ilk kez... içtiğim zamanı asla unutamam dostum. | Open Subtitles | لكني لن أنسي مطلقا المرة الأولي التي دخنت بها هذا الشيفا الجميل هل تشعر بأي شيء؟ |
Yok, kahve içtiğim yerde bırakmış olmalıyım. | Open Subtitles | ربما تركت التذاكر في المكان الذي كنت احتسي فيه القهوة |
Ve kesinlikle bunun kanını içtiğim zaman huzur bulacağım ama işte... | Open Subtitles | حتماً لو أننى شربتُ دمائة فلسوف أجد السكينة.. لكننى... |