Hiç şikayetçi eski iş arkadaşı ya da suç ortağı? | Open Subtitles | ربما كان زميل سابق أو حتى شريك في الجريمة ؟ |
Babamın bir hastaya 3 yıl boyunca yardım eden bir iş arkadaşı var. | Open Subtitles | كان لوالدي طبيب زميل.. عوقب لمدة 3 سنوات لمساعدته مريضة |
Babamın bir hastaya 3 yıl boyunca yardım eden bir iş arkadaşı var. | Open Subtitles | كان لوالدي طبيب زميل.. عوقب لمدة 3 سنوات لمساعدته مريضة |
Evet ama ben maaş almadığıma göre... - ...teknik açıdan iş arkadaşı değiliz. | Open Subtitles | أجل، لكن بما أنّه لا يتم دفع راتب لي، فإننا لسنا زملاء بالفعل. |
Tunusluya bir kaç sahte çekle yaklaşırsan,.... sadece bir müşteri olmakla kalmaz, iş arkadaşı olursun. | Open Subtitles | أقترب من التونسي ببعض الشيكات المزيفة وأنت لست فقط زبون، بل أنت زميل |
Eski bir iş arkadaşı hastamızı ziyarete geldi. Ruhsal durumu bozuktu. | Open Subtitles | انبرى زميل عمل لمريضتنا حالته العقليّة غير مستقرة |
Tyre, Roth'un iş arkadaşı, arkadaşı değil. | Open Subtitles | تراي ، هو زميل روث الملاح ، ولكن ليس صديقه. |
İş arkadaşı maratona hazırlandığını söyledi. | Open Subtitles | زميل لها قال أنها كانت تتدرب لماراثون رياضي |
Ben endişeli bir iş arkadaşı olarak haddimi aşacak konuşmalar yaptım. | Open Subtitles | لقد تحدثت بما لا يعنيني وتصرفت أكثر من اللازم بصفتي زميل مهتم. |
Sağır iş arkadaşı olsa iyi olurdu. | Open Subtitles | أتعلمين الشيء الوحيد اللطيف عن وجود زميل أصم |
Efendim, bu William Brandt, Hunt'ın eski iş arkadaşı. | Open Subtitles | يا سيدي، هذا هو وليام براندت، زميل سابق لهانت. |
İsimleri yanyana ilişkilerine göre dizdiler. Arkadaş, aile, iş arkadaşı | TED | يضع الأسماء بجانب بعض بناء على علاقتهم ببعض: أصدقاء أو عوائل أو زملاء. |
İyi bir iş arkadaşı olabileceğimizi umut etmiştim fakat onun yerine siz bana... sıradan bir ofis eşyası gibi muamele yaptınız. | Open Subtitles | لقد تمنيت أننا قد نكون زملاء ولكن بدلاً من ذلك ، انت قد عاملتني كما لو كنت انا قطعة عادية من أثاث المكتب |
Nedenine gelecek olursak, iş arkadaşı olmakla birlikte ev içinde de sıradışı bir ortaklığımızın olması. | Open Subtitles | السبب هو طالما أننا زملاء سوف نلتزم بقواعد شراكة منزلية غير اعتيادية |
Ve iş arkadaşı birkaç ay önce tanıştıklarını söyledi. | Open Subtitles | وقالت زميلة العمل أنهما تقابلا منذ عدة أشهر |
Altı ay boyunca birlikte olduğu Jesse Cytron'da iş arkadaşı olan programcı Elaine'le yatmış. | Open Subtitles | لقد كانت تواعد جيسي لمدة ستة اشهر لكن جيسي بدأ ينام مع إيلين وهي زميلته في سايترون |
Bir iş arkadaşı kendisinin yetiştirmediği hiçbir şeyi yemediğini söylemiş. | Open Subtitles | مصابة بوسواس المرض بشكل كبير حسب قول زميلتها لم تأكل شيئا لم تقم بزراعته بنفسها |
İş arkadaşı Craig bana gerçeği söyleyerek işini riske attı. | Open Subtitles | زميله كريغ خاطر بلتجارتهم كلها ليخبرني بالحقيقة |
İş arkadaşı mı yoksa dost mu? | Open Subtitles | لاأعرف ان كنت فقط زميلها في العمل أو صديق |
İki iş arkadaşı... Benim için bir iyilik yapabileceğini umuyorum. | Open Subtitles | من شريكة عمل لأخرى، أملت أن تسديني صنيعًا. |
İş arkadaşı. | Open Subtitles | أصدقاء عمل, أنت تعرفين الوضع. |
Farklı sektörlerden insanlarla, teknolojiye nasıl iş arkadaşı gibi davranabileceklerini konuştum. | TED | تحدثت لأشخاص من مختلف القطاعات حول كيف يعاملون التقنية كزميل عمل. |
Basitçe, hastanede birlikte takılabileceğim bir iş arkadaşı arıyorum. | Open Subtitles | إذاً، أساسياً أنا أبحث عن صديق عمل شخص ما لأرافقه في المستشفى |
Senin Succubus'u bulmak istiyor musun istemiyor musun? İş arkadaşı. | Open Subtitles | أترغب في العثور على شيطانتك يا شريك العمل ؟ |