Bu karşılıklı ilham işbirliğini, girişimciliği ve yaratıcılığı teşvif ediyor. | TED | إذن هذا هو الإلهام المتبادل يشجع التعاضد و التعاون المبادرة و الإبداع. |
Şimdi, çok zor olan bu konuşmaya sahip olmak ve bu anahtar çözümlerini uyuşmazlığı azaltmak işbirliğini çoğaltmak gibi çözümleri getirmek için çok zoru deniyoruz | TED | كانت هذه المحادثة صعبة جدا، ونحن نحاول بشدة لتقديم هذه النقاط الرئيسية للناس حتى نحد من الخلاف ونزيد من التعاون. |
İkinci şey ise işbirliği için araçlar; gerek işbirliği sistemleri, gerek fikr-i mülkiyet sistemleri olsun, işbirliğini teşvik eden araçlar...Tamam mı? | TED | الشئ الآخر هو معدات التعاون، أنظمة التعاون، أو أنظمة الملكية الفكرية التي تحفز على التعاون. |
Biri De Gaulle'ün işbirliğini sağlayacak. | Open Subtitles | واحد سيكون لدية تعاون مع ديجول. |
Böylece tasarımcılar bu tarz bir işbirliğini tekrarlayıcı sürecin özü olarak kabul ettiler. | TED | لذا فالمصممون يعرفون هذا النوع من التعاون كعملية تكرار جوهرية. |
Ve eminim ki anlattığın baban böyle bir işbirliğini alkışlayacaktır. | Open Subtitles | وكما لوالدك من ما قلته أنا واثق من أنه سوف نحيي مثل هذا التعاون. |
İşbirliğini düşünsen iyi edersin. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن تبدأ بالتفكير فى التعاون |
Eğer o Hintliler işbirliğini reddediyorsa. | Open Subtitles | على 350 مليون هندي اذا رفض هؤلاء الهنود التعاون |
Farkındayım ama anlamalısın, serum dürüstlüğü garantiliyor, işbirliğini değil. | Open Subtitles | أنا أدرك ذلك، لكنيجبعليكأنتفهم ، المصل يضمن الحقيقة، وليس التعاون. |
- Ve bende işbirliğini kabul ettim. | Open Subtitles | وانا عرضت التعاون ونحن ممنونون لك يا بيل |
Neden işbirliğini bırakıp yarışmıyorsunuz bazı bekar kızlar için? | Open Subtitles | فلماذا لا تتوقفا عن التعاون مع بعضكما وتبدأن فى التنافس من اجل بعض التغيير |
İşbirliğini sürdürürsen, başka arkadaşın ölmez. | Open Subtitles | استمر في التعاون معنا ولن يموت المزيد من رفاقك |
İşbirliğini reddedersen, yarın suçlamaları devreye sokacağım. | Open Subtitles | , إن ترفض التعاون فسأسجل تهماً رسمية غداً |
Bir süre sonra aile savunmaya geçip işbirliğini kesti. | Open Subtitles | نعم.بعد فترة أصبحت العائلة بوضع دفاعي و توقفت عن التعاون |
Adamı içeri alırsan, avukatını arar ve işbirliğini reddeder. | Open Subtitles | إذا قبضت عليه، سيتصل بمحاميه على الأرجح و سيرفض التعاون. |
Koalisyon, teröre karşı olan mücadelede, özel işletmeler ve devlet daireleri arasındaki işbirliğini kolaylaştırmaya yardımcı oluyor. | Open Subtitles | يساعد الائتلاف على تسهيل التعاون بين الاعمال الخاصة و عملاء الحكومة في الحرب ضد الارهاب |
İşbirliğini reddederseniz hapse girecek ağır bir suç işlemiş olursunuz. | Open Subtitles | خصوصية المريض والطبيب ، ورفض التعاون هو. جريمة يعاقب عليها بالسجن. |
Başkan dönene kadar herkesin işbirliğini istiyor. | Open Subtitles | العمدة يتوقع تعاون الجميع حتى يعود |
Onların gelişi bu şahane işbirliğini sonlandırır. | Open Subtitles | يشير وصولهنّ إلى نهاية تعاون الملكات |
İşbirliğini sağlama almak için de yanımda Gece Subayları'nı getirdim. | Open Subtitles | وقد جلبت ضباط الليلة معي لضمان تعاونكِ |
Ve annem bu canavarın işbirliğini ödüllendiriyor. | Open Subtitles | و مع ذلك، إرتأت والدتي أنه من المناسب مكافأة هذا الوغد على تعاونه |
işbirliğini ne kadar iyi anladıklarını görmek. Şempanzeler kadar iyi anlıyorlar mı mesela? | TED | هو رؤية مدى فهمهم للتعاون. هل يفهمون ذلك بقدر فهم الشمبانزيات له، على سبيل المثال؟ |