Buradasın öyleyse beraber çalışabiliriz! Bu bir rahibin işi değil. | Open Subtitles | أنت هنا لكي نعمل معاً ، ذلك ليس عمل كاهن |
İnsanları evlerinden sürmek polisin işi değil! | Open Subtitles | إخراج الناس من بيوتهم ليس عمل يليق بشرطي الآن، أيها العريف |
Yapabileceğini sanıyorsun. Bu bir yaz işi değil tamam mı? | Open Subtitles | انت تعتقد ان هذا شيئ نقوم به الآن فقط هذا ليس عمل موسمي |
Steve, bu düğün işleri bir erkeğin işi değil. | Open Subtitles | ستيف. مسألة تنظيم الزفاف هذه ليست وظيفة للرجال. |
Düşük teknolojiye sahip cep telefonları için tasarlamak cezbedici bir tasarım işi değil. Ama bütün dünya için tasarım yapmak istiyorsan kendin için değil, diğerleri için tasarlamak zorundasın. | TED | التصميم للهواتف المحمولة المتدنية ليس بعمل تصميم براق، لكن إن أردت أن تصمم للعالم أجمع، عليك أن تصمم لحيث يكون الناس، وليس لحيث تكون أنت. |
Çünkü bu uyuşturucu işi polis işi değil. | Open Subtitles | لأن مكافحة المخدرات ، ليس عمل شُرَطِيًّا |
-Polis çalışması böyle oluyor. -Bu polis işi değil. -Tamam, bilim. | Open Subtitles | ،هذا هوَ ما يدور حوله عمل الشرطة هذا ليس عمل شرطة، حسناً، علم، ليس علمًا |
Tekin bir iş, şüphesiz. Ama bir askerin işi değil. | Open Subtitles | . عمل حكيم , بلا شك و لكنه ليس عمل الجنود , هل هو كذلك ؟ |
Bu bir Sith Lordu'nun ya da Bir Jedi'yın işi değil. Acımasız, düşüncesiz bir hayvanın işi. | Open Subtitles | هذا ليس عمل سيد السيث او جاداي لكن متهور , حيوان مندفع |
Oraya asla gitmedik. Bizim gideceğimiz mekân değil. Bir uyuşturucu baronuna arabuluculuk yapmak bir rahibin işi değil. | Open Subtitles | نحن لا نذهب إلى هناك ، إنه ليس مكاننا إنه ليس عمل الكاهن في أن يتفاوض مع ملوك المخدر |
Nezaket ve görgü, Tanrı'nın hizmetkârlarının işi değil. | Open Subtitles | المجاملة وحسن الخلق ليس عمل عمل رجال الله |
Hakikat ve Haysiyet Komisyonunun işi değil bu. Siyaset bu. | Open Subtitles | هذا ليس عمل لجنة الحقيقة والكرامة هذه سياسة |
Tabii ki, bu sadece modelleme yapanın işi değil. | TED | وهذا ليس عمل المنمذج بمفرده بالطبع. |
Bunu anlamak insanoğlunun işi değil. | Open Subtitles | ليس عمل البشرية إكتشاف تلك الأشياء |
Burası tek bir kadın işi değil | Open Subtitles | هذا ليس عمل تقوم به إمرأه واحده |
Bu, sıradan bir hırsız işi değil, bu, dahice yapılan bir iş. | Open Subtitles | "هذا ليس عمل لص عادي وإنّما عقل إجرامي مدبّر" |
Kimi rezil adamlar değişsin diye, sömürülmek, ele geçirilmek ve ağız dalaşına girmek kadınların işi değil | Open Subtitles | ليست وظيفة المرأة أن تستهلك وتغزا وتبص ليتطور الرجال |
- Bu Durant kilit ve anahtarın işi değil. | Open Subtitles | ذلك ليس بعمل محل ديورانت للمفتاح والقفل |
-Bu Fransız askerlerinin işi değil. | Open Subtitles | ،كما يبدو هذا ليس أسلوب الجنود الفرنسيين |
Bu hayır işi değil. | Open Subtitles | هذا ليس عملاً خيرياً |
- Hayır. Bu onun işi değil. | Open Subtitles | -تلك ليست وظيفتها |