Umarım deniz kuvvetlerindeki insanlar işlerini, sizin işinizi yaptığınız mükemmellikte yaparlar. | Open Subtitles | آمل من بقية البحرية أن يقوموا بعملهم جيداً كما تقوم بعملك |
Dr. Jones, o işinizi alıp anlayıştan yoksun kıçınıza sokabilirsiniz. | Open Subtitles | حسناً ، دكتور جونز, تستطيع اخذ عملك تذهب بعملك للجحيم |
Muhtemelen diğer dört acente sizin işinizi alabilmek için rekabet hâlinde olmamıza gülüyorlardır. | Open Subtitles | هو ان الاربعه الوكلاء الاخرين , يضحكون على حقيقة اننا من ندير عملكم |
İşinizi kaybetme ya da zayıf görünme korkusuyla, bunu kimseye söylememeyi tercih ediyorsunuz. | TED | تختار بأن لا تخبر أحد خوفاً من فقد وظيفتك أو من أن يروك ضعيفاً. |
Yani lütfen siz kendi işinizi, biz de kendi işimizi yapalım. | Open Subtitles | لذا من فضلك قومى بعملكم , ودعونا نفعل نحن ذلك ايضا |
Yani bir taraf çok karanlık olabilir, işinizi yaparsınız, ya da öbür taraf aydınlık olabilir, ve işinizi yaparsınız. | TED | يمكن ان يكون جزء من المساحة قاتمٌ جداً .. في المكان الذي تقوم به بعملك ويمكن أن يكون مشرقا جدا هناك ، وانت تقوم بعملك |
Gözünüzü dört açın ve işinizi yapın. | Open Subtitles | فعملك هو افتح عينيك وقم بعملك ثم اشترى كتابا |
Mucize beklemiyorum. Lanet işinizi yapmanızı bekliyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتوقع معجزات أتوقع أن تقومي بعملك اللعين |
Patlamayacak. İşinizi yapın hanımefendi. | Open Subtitles | هذا ليس هراء و الآن, فلتقومي بعملك, يا آنسة |
İnsanın doğası böyle ama... size işinizi anlatmaya gerek yok. | Open Subtitles | أظن أن هذه هي الطبيعة البشرية لكن ليس هناك حاجة لإخبارك بعملك |
Sizlerin işinizi yapacağınıza güvenebilirim ancak. | Open Subtitles | ما جعلني أثق هو أن الناس يمكنهم القيام بعملك |
Otobüs durağındaki erkekler tuvaleti işinizi kutlarım. | Open Subtitles | تهانينا لكم على عملكم الاخير فى غرفة الرجل التى عند المحطة |
İşinizi sizden iyi yaptığı için kıskandınız mı?" | Open Subtitles | هل انتم تشعرون بالغيرة لأنه يؤدي عملكم افضل منكم؟ |
Burada değil. Tamam. İşinizi tehlikeye atıyorsunuz bayan. | Open Subtitles | أنت تعرضين وظيفتك للخطر يا سيدتى أتسمعيننى؟ |
Eğer radyodaki işinizi bırakırsanız o zaman bize katılabilirsiniz. | Open Subtitles | لو فقدت وظيفتك بمحطة الراديو يمكنك الإنضمام إلينا |
Bu zor bir durum ve siz sadece işinizi yapıyorsunuz. | Open Subtitles | أعرف أن هذا موقف صعب وأنت فقط تقوموا بعملكم |
Bu zor bir durum ve siz sadece işinizi yapıyorsunuz. | Open Subtitles | أعرف أن هذا موقف صعب وأنت فقط تقوموا بعملكم |
Siz sadece işinizi kaybettiniz ama ben 30.000 dolar kaybettim. | Open Subtitles | لقد خسرتم فقط أعمالكم أما انا .فخسرت 30 ألف دولار |
İşinizi çok ciddiye alıyorsunuz, öyle değil mi? | Open Subtitles | أنتِ تأخذين عملكِ على محمل الجد، أليس كذلك؟ |
Siz kendi işinizi yapın, ben de kendiminkini yapayım. | Open Subtitles | لذا أقترح ان تقوم بعملكَ وتدعني أقوم بعملي |
Şüpheliler, çalışanlarım. İşinizi, iyi yaptığınıza emin olmalıyım. | Open Subtitles | إنّهم جماعتي الذين تشكّون بهم هنا أريد أن أتأكّد أنّكِ تقومين بعملكِ |
Bunu boş ver de siz bütün hizmetçiler yakında işinizi kaybedeceksiniz eğer gümüşleri parlatmanızın sakıncası yoksa. | Open Subtitles | لا تهتمي بهذا جميعكم أيها الخدم، يجب أن تحتاطوا حتى لا تخسروا وظائفكم إذا لم تهتموا بالفضيات |
Bu dikkat dağıtıcı şeyler son dönemde işinizi etkiledi mi? | Open Subtitles | هل هذه الحالات من عدم الإنتباه تؤثّر على عملك متأخرا |
Gerçek şu ki işinizi doğru yapsaydınız asla burada olmazdım. | Open Subtitles | في الواقع، لن أكون هنا لو كنت قمت بواجبك بأكمل وجه. |
Benim işim, işinizi yaptığınızdan emin olmak. | Open Subtitles | عملي هو أن أتأكد من تأديتك لعملك على أكمل وجه |
Aynı evde yaşayıp işinizi tutabilirsiniz. | Open Subtitles | هل يمكن أن يعيش تحت سقف واحد والحفاظ على فرص العمل الخاص بك. |
Kütüphanede okuduğum anayasa kitabına göre, arama izniniz yoksa işinizi kaybedebilir hatta federal hapishaneye bile girebilirsiniz. | Open Subtitles | حسب القانون الدستوريّ الذي قرأتُه في المكتبة.. بغير التصريح, يمكن أن تخسرا عملكما أو حتى ترميان في السجن. |
İşinizi kaybetmek istemiyorsanız bu davayı çözün. | Open Subtitles | افهموا ذلك لو أردتوا أن تحتفظوا بوظائفكم |