"işlediğini" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعمل
        
    • يسير
        
    • ارتكب
        
    • يرتكب
        
    • سير
        
    • تعمل
        
    • عمل
        
    • يجري الأمر
        
    • إرتكب
        
    • الأمور في العمل
        
    • تسير الأمور
        
    • يسري
        
    • بإرتكاب
        
    • الشنعاء
        
    Yani burada bunun nasıl işlediğini görmem için bir fırsattı. TED لذا، كانت فرصة لي لأرى كيف يعمل هذا المفهوم بالضبط.
    Tam olarak nasıl işlediğini bilmiyorum, kardeşim hediye olarak bu kartı yollamış. Open Subtitles لا أعلم تماما كيف يسير هذا الأمرلقد أرسل لى أخى هذه البطاقة
    Ekibim dosyayı inceledi ve fişi buldu, soruşturmanın geri kalanını yaptılar ve başkasının suçu işlediğini ortaya çıkardılar. TED فتش فريقي في الملف ووجدناها، وأكملنا بقية التحقيق، واكتشفنا أن شخصًا آخر ارتكب الجريمة.
    Geriye dönüp baktığımda genç aptal bir çocuğun bu korkunç suçu işlediğini görüyorum. Open Subtitles انى أنظر الى الماضى عندما كنت صغيرا طفل غبى يرتكب تلك الجريمة الشنيعه
    Sadece kabul sürecinin nasıl işlediğini öğrenmek istiyoruz. Open Subtitles فقط أريد أن أعرف كيفية سير عملية التقديم هنا
    Bana nasıl işlediğini gösterdi. O enerji vermiyor. Enerji alıyor. Open Subtitles أراني كيف تعمل ،إنها لا تعطيكِ قوة ،بل تأخذها منكِ.
    Gücümün sırf olayların nasıl işlediğini anlamak olmadığının farkında değilsin. Open Subtitles وأنت لا تدرك قدرتى ليست فقط معرفة كيفية عمل الأشياء
    Bu sadece basit bir gösteri ama nasıl işlediğini görebilirsiniz. Open Subtitles هذا مجرد توضيح تقريبي،يا سيدة المفتش لكنك ترى من خلاله كيف يجري الأمر.
    Sanıyorum ki, o şeyin kendisi üzerinden nasıl işlediğini kesinlikle bilmiyordu. Open Subtitles لا أعتقد أنه كان يعلم تماما كيف كان يعمل من خلاله
    Emir komuta zincirinin ve Enstitü'nün nasıl işlediğini tam olarak bilmem gerekiyor. Open Subtitles ولكن أنا بحاجة إلى إبراء الكامل من أجل تقييم كيف يعمل المعهد
    Sistemin gerçekte nasıl işlediğini anlayıp ona göre gerekeni yapar. Open Subtitles كيف يعمل النظام حقاً ومن ثم فعل ما هو مطلوب
    Yunanlılar dünyanın neden bu şekilde işlediğini anlamak için mitolojiyi kullandılar. Open Subtitles لجأ اليونانيون إلى الأساطير لكي يفسرون لماذا يسير العالم بهذه الطريقة
    Ben bir bölge başsavcısı yardımcısıyım. Sistemin nasıl işlediğini biliyorum. Open Subtitles أنا مساعد مدعي عام لمنطقة وأعرف كيف يسير العمل بالنظام
    Kuralların ne olduğunu ya da bunun nasıl işlediğini tam olarak bilmiyorum. Open Subtitles أنا لا أعرف بالضبط ما هي القواعد أو كيف يسير هذا الأمر
    Eh Matmazel, ben çok basit bir adamım, her zaman suçu en bariz kişinin işlediğini düşünmeye meyilliyim. Open Subtitles فى الحقيقة اننى رجل بسيط جدا, انا دائما أؤمن ان الرجل الواضح الظاهر, هو غالبا من ارتكب الجريمة
    Bir FBI ajanının, bir D.A.B. profilcisinin cinayet işlediğini mi düşünüyorsunuz? Open Subtitles اتظن ان عميلا لللاف بي اي محلل في قسم تحليل السلوك ارتكب جريمة قتل؟
    Çünkü bu adamın cinsel cinayetler işlediğini biliyoruz onun aynı zamanda bir tecavüzcü olduğunu da düşünüyoruz. Open Subtitles لأننا نعرف ان هذا الرجل يرتكب جرائم قتل جنسية ويمكننا افتراض انه كان مغتصبا
    Gerçekten birinin transa geçip bu şekilde cinayet işlediğini ve hatırlamadığını mı düşünüyorsunuz? Open Subtitles هل تعتقدين حقاً انه يمكن لشخص دخل في غيبوبة أن يرتكب جريمة قتل كهذه و ألا يتذكر ذلك؟
    Dünyanın aslında nasıl işlediğini öğrenirlerse, artık batıl inançları olmaz. Open Subtitles لن تملأ الخرافات عقلهم إن تعلموا كيفية سير العالم.
    Bugün size yöntemin nasıl işlediğini göstermek için sekiz ile başlayacağm. TED واليوم سأبدأ بثمانية حروف فقط لأريكم كيف تعمل هذه الطريقة.
    Görüntüler ilk defa kedinin bu özelliğinin nasıl işlediğini gösteriyor. Open Subtitles هذه الصور الأولى من نوعها التي تُظهر أسلوب عمل القطة.
    Nasıl işlediğini biliyorum. Open Subtitles أنا أعرف كيف يجري الأمر
    - O cinayetleri kimin işlediğini biliyorum. Open Subtitles أنا أعلم من الذي إرتكب هذه الجرائم
    (teyp) Sistemin nasıl işlediğini, bilginin değerini, nasıl alacağını sana ben gösterdim! Open Subtitles عرّفتك مجريـات الأمور في العمل قيمة المعلومات كيفية الحصول عليهـا
    Beyazla gösterilmiş uçuş yörüngesini ve nasıl işlediğini görüyorsunuz. TED باللون الأبيض هنا، ترون مسار المركبة، وكيف تسير الأمور.
    NSA ile beş yıl geçirince, dünyanın nasıl işlediğini öğreniyorsun. Open Subtitles خمس سنين مع وكالة الأمن القوميّ ستعلّمك كيف يسري العالم.
    Kızımın bir suç işlediğini düşünen bazı insanlar var. Open Subtitles يكفي القول بأنه يوجد أشخاص لديهم إنطباع بأن إبنتي قامت بإرتكاب جريمة
    Onların herbiri sanığın cinayeti işlediğini görmüştür. Open Subtitles كل منهم يشهد علي قيام هذا المتهم بجريمته الشنعاء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more