| Çünkü iflastan kurtulmaları için 2 haftadan az zaman var. | Open Subtitles | لأن لدينا أقل من أسبوعين من الوقت لنبعدهم عن الإفلاس |
| Umarım alacaklıları hoş tutmayı başarıp, iflastan kurtulurum. | Open Subtitles | أمل أن أستطيع إرضاء الدائنين وأتفادى الإفلاس وأنت؟ |
| O mülkü satmak bu şirketi iflastan kurtaracaktı. | Open Subtitles | بيع الأراضى كان من المفترض أن ينقذ هذه الشركة من الإفلاس. |
| Geçmişte yaptığı hatalardan, fatularını ödememekten iflastan ve hapis yatmaktan zafer kazanmış gibi bahsederim. | Open Subtitles | افتخر بالماضى و اعلقها كشعار لانتصاراتى و لن أحتاج للدفع أو الافلاس أو السجن |
| Tibey babamı iflastan kurtardı ve yakın arkadaş oldular. | Open Subtitles | لقد انقذ أبي من الافلاس و اصبحوا اصدقاء |
| Evet, ve bu binadaki başarım beni iflastan çıkardı ve kariyerimde önemli bir dönüm noktası oldu. | Open Subtitles | أجل، ونجاح هذا البناء سيخرجني من هذا الإفلاس وسيخرجني إلى مرحلة مربحة جداً من مهنتي |
| Bizi iflastan kurtarmak için yeterli miktarda parayı teklif ettiler. | Open Subtitles | عرضو مال كافي يبقينا خارج الإفلاس من البنك |
| İflastan ve aşağılanmaktan kurtulmak için ünlü bir yıldızla alakalı atlatma haber yapmalıydım. Ama ufak bir sorunum vardı. | Open Subtitles | احتجت لسبق صحفي كبير للمشاهير لينقذني من الإفلاس و الإذلال |
| Kalinda, bu tek dava bile bizi iflastan kurtarabilir. | Open Subtitles | كاليندا، هذه القضية لوحدها قد تجرنا من وطئة الإفلاس |
| Tara onu iflastan kurtardıktan sonra bir daha tekrarlamaması gerektiğini söylemiş. | Open Subtitles | على ما يبدو، أن تارا بعد أنقذته من الإفلاس قالت، أسمع، غابرييل، لا يمكن أن يحدث هذا مرة أخرى |
| Ama kralını iflastan, ulusunun da onurunu kurtaran alt tabakadan olan bir adamla herkes kendini bağdaştırabilir. | Open Subtitles | لكن الجميع يتعاطف مع رجلٍ من طبقة دنيا والذي أنقذ مَلِكه من الإفلاس وحافظ على شرف شعبه |
| Ama kralını iflastan, ulusunun da onurunu kurtaran alt tabakadan olan bir adamla herkes kendini bağdaştırabilir. | Open Subtitles | لكن الجميع ينتمون إلى العدواني منحدر الأصل الذي أنقذ ملكه من الإفلاس وحفظ شرف أمته |
| Onları iflastan kurtarıyormuşuz gibi göster. | Open Subtitles | إجعلها تبدو وكأننا ننقذهم من الإفلاس. |
| Kocasının iflastan haberi olsun istemiyordu. | Open Subtitles | لم تكن تريده أن يعلم بأمر الإفلاس |
| - İflastan dönmenin de faydası olmuştur. | Open Subtitles | إنّي أتدرّب على ممارسة القانون. -الخروج من الإفلاس ساعدكِ . |
| Ojai Gıda'yı iflastan kurtaran birisi varsa o da kızın. | Open Subtitles | , لو يوجد أحد يمكنه انقاذ "أوهاي" من الافلاس فهي ابنتكِ |
| İflastan kurtulmamızın eğlenceli olabileceğini düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أفكر ان هذا قد ينقذنا من الافلاس |
| Bir şirketi iflastan kurtarabilirim. | Open Subtitles | .... اننى استطيع انقاذ شركة من الافلاس |